Suudiler Yemen’de Barış İstiyor

Suudi Arabistan yardım istediği ilk gün günden beri Yemen Hükümeti’nin yanında gururla yer aldı. Suudi Arabistan’ın Yemen’deki hedefi Yemen’in birliğini, bağımsızlığını, egemenliğini ve istikrarını Yemen halkına hizmet edebilecek meşru ve tanınmış bir hükümet yönetimi altında restore etmektir. Son günlere kadar neredeyse düşünülemez olan bu ayki diplomatik ilerleme herkese iyimserlik aşılamalıdır. Yemen’e barış getirmek için hepimiz birlikte çalışmalıyız.

El-Cabir Bey*

Yemen’deki İran destekli Husi milisler bu ay gerçekleşen barış görüşmelerinde önemli tavizler verdiler; kilit şehir Hudeyde’den geri çekilmek ve milyonlarca kişiye yardım ulaştırılmasına engel olan dar boğazı serbest bırakmak konusunda anlaşmaya vardılar. Şimdi işin zor kısmında sıra: Husiler’in yaşamını taahhütlerine göre teminat altına almak.

Yemen’in meşru hükümeti ile Husiler’in temsilcilerinin dostluk manzarası karşısında umudum yenilendi. Husiler’in 2014’teki şiddetli darbesinden beri çatışma içerisinde kalan her iki taraf Stockholm yakınlarındaki bir kalede sekiz gün boyunca bir araya gelip el sıktılar, gülümsediler, ekmeği böldüler. Daha da önemlisi, Yemenliler’in yaşamlarını çarpıcı bir şekilde iyileştirebilecek ve barış, güvenlik ve istikrar geliştirebilecek anlaşmalar yaptılar.

Hudeyde bulmacanın kilit parçasını teşkil ediyor. Birleşmiş Milletler Özel Temsilcisi Martin Griffiths’in anlaşmasına göre Husiler limandan ve şehirden geri çekilecekler; hükümet otoritesini yeniden kuracak. BM Yemenli sivillere yardım akışını ilerletmek için limanda öncü rol oynayacak. Husiler silah kaçırmak, yardım görevlilerini taciz etmek, sivilleri gasp etmek ve insani desteği yönlendirmek şeklinde Hudeyde’yi sömürmekte zorlanacak.

TAİZ DE RAHATLAMALI

Daha da güneyde bulunan Taiz de rahatlamayı yaşamalı. Orada, üç yıllık bir Husi kuşatması sonrasında, sivil merkezlere ağır silahlarla yapılan bombardımanlar, ayrım gözetmeyen keskin nişancı ateşleri ve döşenen mayınlar nedeniyle durum korkunç.

Anlaşmanın en çabuk gerçekleşecek faydası tutsak olan her iki taraftan binlerce kişinin salıverilmesi olacak. Kimi yıllardır ayrı kalan Yemenli aileler birleşebilecek.

Husiler çatışma başlattığında Yemen daha yeni yapılmış seçim ile iktidar değişimi yaşamış ve kapsayıcı Ulusal Diyalog Konferansı başlatmıştı. Husiler, iktidarı paylaşmanın yetmediğine karar vermeden ve İran tarafından desteklenen askeri darbe yapmadan önce bu diyaloğa ilk başta kendileri bile katılmıştı.

O günden beri her arabuluculuk çabasına dâhil olan biri olarak İsveç’de varılan anlaşmayı yüreklendirici buluyorum. Fakat sözler yeterli değil. Husiler defalarca ateşkesleri ihlal ettiler ve müzakerecilerin taahhütlerini görmezden geldiler.

Yemen’in bu yeni barış imkânından faydalanmasını istiyoruz. Bu da Husi şiddetini daha fazla rasyonelleştirmemek anlamına geliyor, bu emirler ister Sana’dan isterse Tahran’dan gelsin. Ve yabancı başkentlerin Husiler’in askeri saldırganlığı konusunda dünyanın bölündüğüne dair sinyal vermemesi anlamına da geliyor.

SUUDİ ARABİSTAN YEMEN HÜKÜMETİNİN YANINDA GURURLA YER ALDI

Suudi Arabistan yardım istediği ilk gün günden beri Yemen hükümeti’nin yanında gururla yer aldı. Kardeş komşumuz olan Yemen’deki yardım ve yeniden inşa çabalarına milyarlar harcadık. Ve bunu dünyadaki her ülkeden daha fazla yaptık. Yemen’in meşru hükümetine olan desteğimiz –askeri, ekonomik ve diplomatik- şu anda yapılan görüşmeleri mümkün kıldı. Hiçbir şey yapmasaydık Yemen başarısız, İran vekil güçleri ile El Kaide ve İŞİD gibi diğer terörist gruplar arasında bölünmüş bir devlet olurdu.

Suudi Arabistan’a yapılan eleştiriler genellikle bu noktayı kaçırıyor: Suud liderliğindeki koalisyonun gerçekleştirdiği askeri harekât Husiler’i müzakereye oturtmak için elzemdi. BM ve diğer uluslararası ortaklar nezdindeki Suudi diplomatik liderlik barışa giden yolun taslağını çizmeye yardımcı oldu.

2015 yılında BM Güvenlik Konseyi’nden karşı oy olmaksızın geçen 2216 no’lu karar Husiler’den şiddeti “derhal ve koşulsuz” sonlandırması, başkent Sana’dan ve diğer işgal edilen yerlerden güçlerini çekmesi, füzeleri ve diğer silahları bırakması, komşu devletleri tehdit etmeyi kesmesi ve çocuk asker toplamayı durdurması talebinde bulunmuştur. Bu barışın şablonu olmaya devam etmektedir.

Suudi Arabistan’ın Yemen’deki hedefi Yemen’in birliğini, bağımsızlığını, egemenliğini ve istikrarını Yemen halkına hizmet edebilecek meşru ve tanınmış bir hükümet yönetimi altında restore etmektir. Son günlere kadar neredeyse düşünülemez olan bu ayki diplomatik ilerleme herkese iyimserlik aşılamalıdır. Yemen’e barış getirmek için hepimiz birlikte çalışmalıyız.

Kaynak: Wall Street Journal

* El-Cabir Bey Suudi Arabistan’ın Yemen Büyükelçisi’dir.