“DEAŞ’ın gelini” kendine ikinci bir şans verilmesini istiyor

Çoğunluğu Batılılardan oluşan DEAŞ savaşçılarının eşlerinin kaldığı el-Havl Kampı’nda İngiltere’nin doğusundan olan Şamima Begüm ile bir araya geldik. Begüm, DEAŞ savaşçılarının eşleri arasında son dönemde en fazla meşhur olan isim olarak ön plana çıktı. Basında “DEAŞ’ın gelini” olarak ün saldı. Daily Mail gazetesinin bildirdiğine göre gazetecilerin kampın bu kısmına yanlarında ‘kalaşnikoflu’ bir nöbetçi olmadan girmesine izin verilmiyor.

Begüm kampta olduğu ortaya çıktığından beri, hamileliğinin son ayında çok sayıda röportaj verdi. Ancak ben, evim dediği çadırına davet ettiği ilk İngiliz gazeteci oldum.

Şamima, karşıma oturduğunda şu an bir haftalık olan oğluna hamileydi. Bu çadırın kendisine ‘meşhur’ olduğu için verildiğini söyledi. Yüzündeki örtüyü kaldıran Şamima, su ısıtma imkanı olmadığı için bana bir bardak çay ikram edememesi nedeniyle özür diledi.

Üç kez doğum yaptığını, daha önce bir kız çocuğunu ve 8 aylık bir erkek bebeğini kaybettiğini söyledi. Şamima, eşinin de tutuklu olduğunu belirtti.

Sakin görünen Şamima açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“İkinci bir şans verilmesini umuyorum. Bir insanın kendisini değiştirebileceğinin örneği olmak istiyorum. İngiliz gençlere hayatlarını değiştirme kararı almadan önce düşünmeleri ve benim yaptığım hataya düşmemeleri konusunda yardımcı olmak istiyorum. Ancak burada, bu kampta kalmaya devem ettiğim sürece bunu yapamıyorum. Sizden dolayı bunu yapamıyorum.”

Şamima Begüm, İngiliz vatandaşlığından çıkarılma kararına ilişkin de şunları söyledi:

“Taraflı davranıldığını düşünüyorum. Herkes benim DEAŞ propagandacısı bir kadın olduğumu söylüyor. Beni bir ibret konusu yapmaya çalışıyorlar. Şu an meşhur olduğum için beni cezalandırıyorlar.”

Şamima açıklamasında Suriye’ye gelerek DEAŞ’a katılan onlarca kadının ve çocuğun İngiltere’ye dönmesine izin verilmesinin ardındaki sebebi sordu.

Şu ana kadar DEAŞ üyesi 425 kadın, erkek ve çocuk İngiltere’ye dönmüş durumda. Bunun Avrupa genelindeki en yüksek sayı olduğu ifade ediliyor. Şamima ise korktuğunu söyledi. Özellikle son zamanlarda kazandığı şöhretin, kamptaki cihatçı eşlerini kızdırdığını belirten Şamima durumuna dair şunları aktardı:

“Şu an kadınların çoğunluğu benden nefret ediyor. Birçoğundan korkuyorum. Kamptaki diğer kadınlar, son dönemlerde röportajlar vermem ve bu sırada yüzünü açmamın DEAŞ’lı kadınları kızdırdığını, çadırımı yakmaktan bahsettiklerini söyledi.”

Kızılhaç ve çok sayıda STK tarafından gözetilen bu büyük kamp, Suriye’deki savaş bölgelerinden gelen yaklaşık 40 bin mülteciyi barındırıyor. Bu kış, dondurucu soğuk nedeniyle onlarca çocuk öldü.

Her ne kadar Şamima röportaj öğle güneşi altında yapılsa da çadırı boğucu bir sıcaklığa sahipti. Şamima, başörtüsüz görünme korkusuyla çadırını havalandırmayı reddetti.

DEAŞ’lı kadınlar kampın içinde tecrit edilmiş bir şekilde, dikenli tellerle çevrili bir bölgede tutuluyor ve buradan ayrılmalarına izin verilmiyor. Kampın bu kısmında yaklaşık 10 İngiliz bulunuyor. Ancak bu kadınlar kimliklerini açık etmemek için büyük çaba sarf ediyor.

Şamima Begüm, 2015 yılında, okuldan iki arkadaşıyla birlikte Suriye’ye ulaştığında İngiliz pasaportunu gönüllü olarak teslim ettiğini söyledi. “Benden pasaportumu aldılar. Ancak kendime zaten onunla ne yapacağım ki dedim. Onu burada kullanma imkanım yok” dedi.

Şamima’nın İngiltere’ye dönmek için umudu kalmamış. Artık sadece gelecekte, ‘Hilafet Devleti’ içinde bir ev kadını olmayı umut ediyor.

Şarkul Avsat