Bender el-Haccar İslam ülkelerinde sürdürülebilir kalkınma hedefleri için yıllık yaklaşık 1 trilyon dolara ihtiyaç var

İslam Kalkınma Bankası (İKB), İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üye ülkelerinin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşması için ihtiyaç duyulan bütçenin yıllık yaklaşık 1 trilyon dolar olduğunu tahmin ederken, bu rakamın 700 milyar dolarının yalnızca altyapı eksikliklerinin giderilmesi için kullanılması gerektiği düşünülüyor.

İKB Grubu Başkanı Bender el-Haccar, Asya ve Afrika dahil dünyanın dört bir yanında 14 uluslararası kalkınma bankasındaki toplam fonun, 2017 yılında 175 milyar doları geçemediğini belirtti. Haccar, bu miktarın ihtiyaç duyulan rakam karşısında sadece denizdeki bir damla olabileceğini söyledi.

3-6 Nisan tarihlerinde Marakeş’te yapılması planlanan yıllık İKB toplantılarının hazırlıkları kapsamında Fas’ı ziyaret eden Bender el-Haccar, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, yatırım ortamını iyileştirerek, yasaları geliştirerek, güçlü kurumlar inşa ederek ve şeffaflığı artırarak özel sektörün daha fazla katkıda bulunması ve sektöre daha fazla oyuncu dahil etmesi için kabul edilen gelişim ilkelerini yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine dikkati çekti. İKB yıllık toplantılarının, üye ülkeler ve özellikle de ev sahibi Fas ile birçok işbirliği anlaşması yapılmasına fırsat vereceğine işaret eden Haccar, Fas’ın İKB’nin yıllık toplantılarına ev sahipliği yapma teklifini kendisinin sunduğunu ve bu büyüklükteki bir toplantıya ev sahipliği yapmaya uygun olduğuna karar verildiğini belirtti. Haccar, bankanın gelecek yıl ki toplantılarının İKB merkezinin bulunduğu Cidde’de yapılacağını da sözlerine ekledi.

İKB Grubu Başkanı Bender el-Haccar ile Fas’ta gerçekleştirdiğimiz röportajın tam metni:

-İKB’yi dünyadaki diğer çok taraflı kalkınma bankalarından ayırt eden özellik nedir?

İKB, çok taraflı bir kalkınma bankası olmasının yanı sıra yalnızca güneydeki yani gelişmekte olan ülkelerden oluşan, dünyadaki tüm çok taraflı yatırım ve kalkınma bankaları arasında tektir. Bununla birlikte toplamda yaklaşık 1.7 milyarlık nüfusa sahip İİT üyesi 57 ülkeyi ve İİT üyesi olmayan ülkelerdeki Müslüman toplulukları içerir. Bu nedenle, gelişim sorunu bizim ana gündem maddemiz olmakla birlikte, bu sorun bize büyük zorluklar çıkarmaktadır. Bankanın hizmet verdiği ülkeler, güçlü bir demografik büyüme yaşandığının farkında. 2030 yılında bu nüfusun 2.2 milyara çıkmasını bekliyoruz. Bu da 200 milyon insana iş imkanı sunulması gerektiği anlamına geliyor. Tüm bunlar, umut verici yatırım fırsatlarına dönüştürülmeyi bekleyen ekonomik planlara ihtiyaç duyulduğuna işaret ediyor. Karşı karşıya olduğumuz en büyük güçlük ise nüfus artışını ülke üzerindeki bir yükten ziyade bir üretim faktörü haline nasıl getireceğimiz.

Öte yandan bu ülkeler, artan işsizlik, finansman kıtlığı, kamu bütçesi açıklığı, yüksek borç seviyeleri gibi sıkıntılarla boğuşuyor. Yapılan araştırmalara göre bu ülkelerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşması ve güçlü altyapıların kurulması için yılda yaklaşık bir trilyon dolarlık yatırım yapılmasına ihtiyacı var.

-Peki, İKB Grubu olarak bu güçlüklerin aşılmasına nasıl yardımcı olabilirsiniz?

Bu zorlukların boyutu göz önüne alındığında, İKB Grubu’nun bunları tek başına çözmesi beklenemez. Aynı zamanda devletler de bunu tek başlarına başaramazlar. Bu ülkelerde sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için yaklaşık bir trilyon dolara ihtiyaç duyulduğunu tahmin ediyoruz. Bu, tüm tarafların ortaklığına ihtiyaç duyulan bir rakam. Bu yüzden söz konusu hedefe ulaşmak için motivasyon oluşturmaya ve imkanların seferber edilmesine çalışıyoruz.

Bu bağlamda, yakın bir tarihte Rabat’ta Fas Özel Sektör-Kamu Sektörü Ortak Forumu’nun ikincisini düzenledik. Bu forumun düzenlenme nedeni, kamu ve özel sektörün yanı sıra kar amacı gütmeyen kuruluşlardan kalkınma ile ilgilenen herkesi harekete geçirmek, bir birimize nasıl yardım edebileceğimizi görmek ve gelişmekte olan ülkelerin karşılaştığı zorlukların gelecek vaat eden yatırım fırsatlarına dönüştürülmesine katılmaktı.

-İKB Grubu’nun üye ülkelere sağladığı fonun ne gibi getirileri oldu?

İKB Grubu’nun kuruluşundan bu yana sağladığı fon, toplamda 131 milyar dolara ulaştı. Yani yıllık 12 milyar dolar. Yalnızca İKB tek başına yıllık 5 milyar dolar seviyesine ulaştı.

Burada İKB Grubu bünyesinde; İslam Kalkınma Bankası (İKB), İslam Araştırma ve Eğitim Enstitüsü (IRTI), İslami Özel Sektör Kalkınma Kurulu (ICD), İhracat Kredisi ve Yatırımların Sigortası Kuruluşu (ICIEC)  ve Uluslararası İslam Ticaret Finans Kurumu (ITFC) gibi çeşitli kurumlar bulunduğuna dikkat çekmekte fayda var.

İKB’nin İİT üyesi ülkelerde sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılması için ihtiyaç duyulan bütçenin yıllık yaklaşık 1 trilyon dolar olduğunu tahmin ediyor. Bunun 700 milyar doları sadece altyapı eksikliklerinin giderilmesi için gerekiyor. Asya ve Afrika dahil dünyanın dört bir yanında 14 uluslararası kalkınma bankasındaki toplam fon, 2017 yılında 175 milyar doları geçemedi. Bu rakam, açık karşısında sadece denizdeki bir damla misali. Bu nedenle, daha önce de bahsettiğim gibi özel sektör, yatırım fonları, bankalar ve sivil toplum kuruluşlarıyla geniş ortaklıklar kurulması gerekiyor. Bu açığın üstesinden gelmek için herkes elini taşın altına koymalı.

-Tablo umutsuz görünüyor. Peki, tüm bu para nereden geliyor?

Sorun sadece para ile ilgili değil. Para var. Küresel sermaye piyasasında 200 trilyon doların üstünde bir miktar dolaşımda. Sorun, bu fonların nasıl harekete geçirileceği ve bu ülkelerdeki kalkınma projelerinin finanse edilmesini sağlamakta. Yani sorunun birkaç boyutu var. Özel sektörün bu ülkelere katkıda bulunmasını ve yatırım yapmasını istiyorsak, yasaları geliştirerek ve şeffaflık sağlayarak uygun bir yatırım ortamı ve çekici bir ekonomik atmosfer oluşturmalıyız. Bu husus, hedefe ulaşmak için çok önemli. Çünkü kalkınma sorunu yalnızca fon desteği ile sınırlı değil. Fonun yanı sıra kapasiteyi geliştirmek, işletmeler inşa etmek ve yatırım ortamı sağlamak da gerekiyor.

Bununla birlikte özel sektör yatırım kararını verirken her şeyin net olmasını istiyor. Yani dikkatle hazırlanmış projelere ihtiyaç duyuyor. Net ve özenle hazırlanmış projeler kendisine sunulduğunda, tereddüt etmeden katkıda bulunuyor. Bu nedenle İKB Grubu’nun kalkınma projelerinin uygulanabilirliği çalışmalarının tamamlanması, bu projelerin finansörlere sunulması ve üye ülkelerin yararı için finansal kaynakların seferber edilmesine yardımcı olmak için özel bir fonu bulunuyor.

İKB Grubu’nun Fas’taki faaliyetlerinin sonuçlarından bahseder misiniz?

Fas’taki toplam fonumuz yaklaşık 7 milyar dolar. Bu fondan yenilenebilir enerji, ulaşım, taşımacılık, eğitim, sağlık, su, elektrik ve tarım gibi çeşitli sektörler faydalanıyor. İKB’nin Fas’taki fonundan en büyük payı taşımacılık sektörü alıyor.

Geçtiğimiz hafta sonu İKB tarafından finanse edilen hızlı tren projesinin başkent Rabat, Kazablanka ve Kenitra’daki istasyonlarını ziyaret ettik. Kazablanka, Rabat, Kenitra ve Tanca’yı bir birine bağlayan ve 2.5 milyar dolara mal olan yüksek hızlı tren yolu projesi, Afrika’da bir ilk.

İKB tarafından finanse edilen ‘Afrika Mesleki Eğitim’ programı kapsamında Fas’ta Afrikalı öğrencilere eğitim verilen Uçak Sektörü Mesleki Eğitim Enstitüsü’nü de ziyaret ettik. Bununla birlikte Fas Kralı 6. Muhammed himayesinde başlatılan mesleki eğitim sistemini yeniden düzenleme ve müfredatını yenileme projesine verdiğimiz desteğin yanı sıra 2019 yılında Fas’ta 5 yeni mesleki eğitim merkezinin inşaatına başladık. Hedeflerimiz, mesleki eğitimin geliştirilmesi ve gençlerin çalışma ortamına hazırlanmasındaki önemiyle kesişiyor.

Üye ülkelerin deneyimlerini paylaşması ve bilgi alışverişinde bulunması çerçevesinde Fas ile 15 Afrika ülkesinde mesleki eğitimlerin geliştirilmesi konusunda çeşitli programlar üzerinde çalışıyoruz. Daha önce deneyimler kuzeyden güneye doğru yayılıyordu. Bugün güney ülkeleri arasında deneyimlerin paylaşılmasını teşvik ediyoruz. Örneğin Fas, mesleki eğitim, kırsal bölgelerde kalkınma, tarım ve lojistik gibi birçok alanda tam bir başarı öyküsü haline geldi. Kral 6. Muhammed’in direktifleri doğrultusunda bu deneyimler Afrika ülkelerinin hizmetine sunuluyor. Fas ile ortak olarak yürüttüğümüz birçok güney ülkeleri işbirliği projemiz var. Bu bağlamda, Afrika’da faaliyet gösteren Fas bankalarının ‘Arap-Afrika Ticaret Köprüleri’ programına liderlik etmek üzere seçildiğini de belirtmeliyim.

Şarkul Avsat