Lübnan’da cinsiyet ayrımcılığı, kadınların kamu işlerine katılımını etkiliyor

Lübnan hükümetinde yer alan dört kadın bakan, görevlerinden dolayı değil kadın oldukları için dikkat çekiyorlar. Erkek meslektaşlarının hatalarıyla karşılaştırıldığında, onlardan birinin yapabileceği en küçük bir hata, mercek altına alınıyor.

İdari İşler Bakanı May Chidiac, dosyalarını tamamlamak için günde yaklaşık 16 saat çalıştığını söylerken, önemli bir bakanlıkta üst düzey bir göreve sahip olan ve ismini vermekten kaçınan bir yetkili ise, kadınların kamu işlerinde yaşadığı zorluğun, ülkeyi yöneten sistemden bağımsız olmadığını belirtti. Şarku’l-Avsat’a konuşan yetkili sözlerinin devamında şunları söyledi: “Profesyonel olarak birinci kategoride idari bir pozisyon üstlendiğimde kendimi bir kadın gibi değil, kamu işlerinden sorumlu biri olarak hissettim. Ancak zorluklar, bir erkeğin göstermesi gerekenden daha büyük bir çabayla kendimi ispatlamamı gerektirdi. Kadının yaptığı her şeye karşı gözler açıktır ve aile ve iş sorumluluklarını bir arada yürütebilme gücüne rağmen, kadına itimat edilemeyeceğini kanıtlamak amacıyla onu ailevi görevlerle sınırlandırmaya odaklanmıştır.”

2005’TE MECLİSTE KADIN HAKLARI ELE ALINDI

Eski Bakan ve Ulusal Kadın Komisyonu Başkan Yardımcısı Dr. Vefa ed-Dayyika, Şarku’l-Avsat’a şunları söyledi: “Bakanlığa giren ilk kadınlardan biri olarak, kendimi sorumlu, zorlukla karşı karşıya ve erkek bakanlardan daha fazla dikkat çeken bir durumda hissettim. İçinde bulunduğum hükümetin 2004-2005’te yapılan parlamento seçimlerine hazırlanması gerektiği için seçim kanununun hazırlanmasına aktif olarak katıldım ve kadınların kotası ve kadınların siyasete katılmasına ilişkin bir madde koyulması için çalıştım. Bu amaçla bir savaşa girdim ve ilk kez, İçişleri Bakanlığı aracılığıyla ve kadın örgütleriyle işbirliği içinde kadınların kotası tartışılmaya başlandı.”

Kadınlar, Lübnan nüfusunun yaklaşık yüzde 53’ünü oluşturuyor, ancak kamu işlerine katılımları, eğitim seviyeleri ve farklı sektörlerdeki çalışma yetenekleriyle kıyaslandığında hâlâ gerekli seviyenin altında kalıyor. Rakamlar, kamu idarelerindeki kadın oranının yüzde 31, erkek oranın ise 69 olduğunu gösteriyor. Kadın çalışanların oranı birinci kategorideki görevlerde sadece yüzde 10, kamu işlerinin ikinci kategorisinde sadece yüzde 15 ve dördüncü kategoride ise yüzde 31.

“KADINLAR YÖNETEMEZ ALGISI”

Söz konusu yetkili konuşmasına şöyle devam etti: “Kadınlara karşı ayrımcılık, idarelerde yolsuzlukla mücadele etmeye çalışanlara karşı ayrımcılıkla başlar. Kadınları cinsiyetinden dolayı karalamaya yönelik yöntemler kullanılıyor. Örneğin onları yolsuzlukla suçlayamadıkları zaman şöyle diyorlar: Kadınlar iyi yönetemiyorlar, sinirlerini kaybediyorlar ve erkek diplomasisine sahip değiller. Kadın olmam, kadınlara karşı olanların ayrımcılıklarını göstermelerinde yardımcı oluyor. (Yarım akıllı kadın) gibi ifadelerin veya buna benzer üslupların tekrarlanması kolay değil.”

Yetkili bunların yanı sıra, sorumluluklarının bin 200 çalışanı kapsadığına işaret etti. Reform yapmak istediği idari sorunlarla karşı karşıya kaldığında, kendisiyle birlikte çalışan erkeklerin boş boş onun başarısız olmasını beklediklerini belirtti. Tembellik yapanlar için köklü tedbirlere başvurduğu zaman ise ayrıcalıklarını kaybetmemek için herkesin onun memnuniyetini kazanmaya çalıştığını kaydetti.

Dayyika sözlerine şunları da ekledi: “Kadınların resmi idarelere ve kamu kurumlarına katılım oranı iyi değil. Rakamlar eğitim düzeyleri ve becerileriyle kıyaslandığında kadınların hak ettiklerini yansıtmıyor. Sadece yüksek mevkilerde değil aynı zamanda kamu sektöründe de kadınların sayısıyla ilgili belirgin bir boşluk var.  Erkeklerle kıyaslandığında kadınların üniversite eğitimine ve pek çok uzmanlık alanına katılımında sorun ortaya çıkıyor. Kadınların yüksek eğitim aldıkları ve hayati uzmanlıklara sahip oldukları buna rağmen iş dünyasına giremedikleri unutulmamalıdır.” Altı kadının parlamentoya ve dört kadının bakanlığa gelmesi hakkında ise şöyle dedi: “Bu, 30 yıl önce veya daha uzun bir süre önce başlayan ve politikacıları, kadınların kariyerlerini zenginleştirme becerisine sahip olduklarına ikna etmeye yönelik çalışmaların eşlik ettiği bir mücadelenin sonucudur. Ama biz daha yolun başındayız ve gerekli olanın yönetimde eşitlik olduğu kanaatindeyim.”

Şarkul Avsat