Lübnan yeni Sünni siyasetçilerle tanışıyor

Herkes, 2018 Mayıs’ta Lübnan’da yapılan parlamento seçimlerinin Sünni tabandaki yeni gerçekliği ortaya çıkardığı ve parlamentoya Başbakan Saad Hariri’nin payı haricinde Sünni figürlerinin girmesine katkıda bulunduğu konusunda hemfikir.

Ancak Sünni tabandaki bu çeşitlilik Hariri ile rekabet edebilecek ve onu zayıflatabilecek bir Sünni liderlik kurulması seviyesine gelemedi. Uzmanlar yeni Sünni liderliklerin iki etkene bağlı olarak çıkabileceğini belirtiyor: Müstakbel Hareketine milletvekillerinin üçte birini kaybettiren Nisbî Seçim Kanunu ve Sünnilerin Hariri’nin 2016 yılında imzaladığı ve sonucunda Mişel Avn’ın cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğu siyasi anlaşmaya karşı çıkmasının yansımaları.

Refik Hariri’ye 1992’de başladığı siyasi hayatında en çok destek veren Sünnilerin yaşadığı değişimler ile bazı Sünnilerin siyasette Hariri çizgisinden geri adım attığı konusunda farklı görüşler var. Lübnanlı Eski Bakan Reşid Derbas ise Sünniler hakkında farklı bir değerlendirmede bulunarak Lübnan’daki Sünnilerin kalbinin Saad Hariri ile birlikte attığını ancak dakikada 120 defa atan kalbin 50 defa atmaya başladığını söyledi.

Derbas, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda “Sünnilerin yaşadığı umutsuzluk hali genelde bölgede özelde Suriye’de yaşananların bir sonucu. Bu umutsuzluğu meydana getiren diğer etkenlerden biri de Saad Hariri tarafından imzalanan siyasi anlaşmadır” dedi.

Dünyanın her yerinde insanların fikri siyasi gelişmelere göre değişime uğradığı gibi Lübnan’da da durum böyle.  Müstakbel Hareketi üyelerinden Muhammed el-Haccar Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Müstakbel hareketinin milletvekili sayısının azalması Lübnan’da ilk defa uygulanan Nisbî seçim kanunundan kaynaklanırken bu kanun,  bazı Sünni şahsiyetlerin meclise girmesini sağladı” ifadelerini kullandı. Haccar “Kanunu onayladığımız zaman Müstakbel hareketinden çok daha küçük çapta başka güçlerin gün yüzüne çıkacağını biliyorduk. Partimizin ülkedeki birçok grup üzerinde etkisi var. Tabanımızın büyük bir kısmını Sünniler oluştursa da partimiz ülke genelindeki tüm gruplar düzeyinde milli bir temsile sahip” dedi.

Hariri’nin tercih ettiği siyasi seçeneklerin seçimlerin sonucunda büyük rol oynadığını inkâr etmeyen Haccar Hariri’nin Mişel Avn ile siyasi anlaşma yapması ve Müstakbel hareketinin uzun vadede halka sunduğu sosyal hizmetlerin azalması gibi tüm etkenlerin seçimin sonucunu etkilediğini ifade etti. Buna karşılık rakip partilerin büyük harcamalar yaptığını belirten Haccar “Aldığı eleştirilere rağmen Hariri-Avn arasında imzalanan siyasi anlaşma Lübnan’ı korumada başarılı oldu ve devleti çökmekten kurtardı” dedi.  Haccar halkın, ülkenin ekonomisinin diğer siyasi güçlerle işbirliği içerisinde kurtarılması noktasında hala Saad Hariri’ye umut bağladığına vurgu yaptı.

Hariri’ye yakın kaynaklar başbakanın Müstakbel hareketinin milletvekili sayısının azalmasına sebebiyet verecek Nisbî seçimi kanununu kabul etmemesi konusunda arkadaşları ve müttefiklerinden tavsiye aldığını ancak seçim istihkakının sağlanması ve Hristiyanların mecliste daha iyi bir şekilde temsil edilebilmesi için söz konusu kanunu kabul etme yoluna gittiğini belirtiyor. İşte söz konusu kanun sayesinde birçok Sünni şahsiyet ön plana çıkarken bu Müstakbel hareketi ile Sünni tabanın öfkesine neden oldu. Tüm Sünnilerin bu gelişme karşısında öfkelenmediğini belirten Derbas “Nisbî seçim kanunun Hariri’ye düşmanlık besleyen bazı Sünni şahısları ön plana çıkardığında şüphe yok. Bunların yanında Hariri’ye kızgın olan ve kolay manipüle edilebilecek şahsiyetler de belirdi” dedi.

Seçimler sonucunda Sünni tabandan birçok şahsiyet çıksa da bunların kitlesel bir tabanı yok. Bilakis bireysel hareket ediyor. Eski Lübnan Başbakanı Necip Mikati ise müstesna. Mikati bir Sünni (kendisi), bir Mârûnî, bir Ortodoks ve bir Alevi olmak üzere toplam 4 kişilik bloğu ile girdiği seçimde başarılı oldu.

Hariri’nin muhalifleri,  iktidardakilerin muhaliflerin aksine Hizbullah karşısında gerilimi artıcı tutum sergilemeyeceğini itiraf ediyor. Musalaha görüşmelerinde hariri ile eski bakan Eşref Rifi arasında geçen diyalog hakkında konuşan Derbas, Hariri’nin Rifi’ye yönelerek “Biz; seninle, Fuad’la (Sinyora) ve Reşid (Derbas) ile siyasette farklı düşünüyoruz. Ancak tek bir aile çatısı altında yaşamaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandığını belirti. Musalaha görüşmelerindeki herkese seslenen Hariri “Ben ülkeyi iç savaşa sürükleyemem çünkü savaş çanları ekonominin ve ülkenin çöküşü demek” ifadelerini kullanırken Derbas şöyle cevap veriyor “Biz fikir sahibiyiz siz ise karar merciisiniz.”

Şarkul Avsat