Şam, Ramazan’da kemer sıkıyor: Para yerine dua

Şam’daki meşhur pazarlardan biri olan Bab Serice pazarındaki vatandaşlardan biri olan Ebu Enes el-Hicazi, ürünleri alacak maddi gücünün olmamasından şikayet etti. Yıllarca aile ve arkadaşlarıyla Ramazan sofralarında bir araya geldiklerini ifade eden el-Hicazi, tasarruflu harcamalar yapmak zorunda kaldığını söyledi.

45 yaşındaki Enes el-Hicazi, “Ramazan ayı boyunca sofralar kurar, aileler ve arkadaşlar en az 6 ya da 7 kez iftar yapardık. Ben onları en az bir ya da iki kez davet ederdim. Bu yıl durumlar değişti. Artık büyük sofralar yerine küçük sofralar kuruyoruz. Hiçbir şey aynı kalmaz. Savaş Ramazan ile sonlandı. Ramazan kemer sıkmayla başladı” dedi. Enes 8 yıl süren savaşın ardından durumların kötüleştiğini ve iftar masalarının ‘fakirleştiğini’ söyledi.

2011’de savaşın başlamasından bu yana Suriye ekonomisi kötüleşti ve Suriye lirası değer kaybetti. Hükümet güçleri, ülkenin yüzde 60’ından fazlasını kontrol altına alsa da, artan kiralar, işsizlik, düşük istihdam olanakları ve azalan satın alma gücü nedeniyle ülke krizle karşı karşıya kaldı. Birleşmiş Milletler’in (BM) verilerine göre, Suriyelilerin büyük bir kısmı yoksulluk sınırının altında.

Ebu Enes gibi 52 yaşındaki Rabah Ammar’da zorlu ekonomik koşullardan şikayet ederek, Ramazan ayında geçinmek için para biriktirdiğini söyledi.

Şam’ın kuzeyinde yer alan Es-Seyyide Zeyneb bölgesinde yaşayan Şamlı kadın, “Bab Serice pazarı, diğer pazarlardan daha meşhur ve daha ucuz. Bezelyenin fiyatı yüksek olduğu için fasulye aldık. Çünkü fiyatı daha düşük. Etin fiyatı yüksek olduğu için kabak aldık” dedi.

Bab Serice Pazarı’nda sebze satıcısı olan 51 yaşındaki Talal Şekul, müşteri beklediğini ifade ederek, “Doğu batı yolları açıldı. Tarımsal ürünler kolay bir şekilde getiriliyor. Bu yüzden sebze fiyatları bu yıl diğer yıllara göre düştü fakat ne yazık ki insanlar satın almak için yeterli gelire sahip değil” diye konuştu.

Hükümetin Şam kırsalında yeni den kontrolü sağlamasıyla birlikte çiftçilerin bir kısmı geçtiğimiz yıl topraklarına ve evlerine geri döndü. Şiddetli yağmur ile topraklar canlandı ve daha verim hasat alındı. Bu da fiyatların düşmesini sağladı.

Bir başka sebze satıcısı Ebu İmad, “Pahalı olanlar yerli değil, ithal ürünler” diyerek, vatandaşlarının alım gücünün az olduğunu söyledi.

El arabasıyla hamallık yapan 60 yaşındaki MuhammedImad Kabisi de satıcılar gibi müşteri eksikliğinden şikayet etti. Kabisi, poşetleri taşımak için tüm gün müşteri beklediğini ama vatandaşların çoğunlukla kendileri taşıyabileceği ağırlıkta bir ya da iki poşetle pazardan ayrıldığını söyledi.

Pek çok Suriyeli gibi Kabisi de tüm ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Suriye hükümetinin kontrolü altında olan Şam ve diğer bölgelerde son iki ayda yaşanan yakıt krizi, nakliye maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle bazı mal ve ürünlerin fiyatlarının artmasına neden oldu.

Hükümet yetkilileri, yakıt krizi içinArap ve Batı ülkeleri tarafından Suriye’ye uygulanan ekonomik yaptırımları suçladı. Şam’ın önde gelen müttefiklerinden biri olan Tahran’a ABD’nin uyguladığı son yaptırımlar krizi daha da şiddetlendirdi.

60 yaşındaki pazarcı Ebu Ömer, “Ben bu pazarda doğdum. 10 yaşımdan beri burada çalışıyorum. İlk kez bu yıl müşteriler taneyle sebze aldı. Bu durum ilk kez Suriye’de yaşandı” dedi.

2012 yılında Doğu Guta’daki el-Meliha beldesinden göç eden Ebu Ömer, geçtiğimiz yıl evine dönmek istediğinde, evi yıkılmış olarak buldu. Şam’da ev kiralamak zorunda kalan Ebu Ömer, “İnsanları çok iyi anlıyorum. Ben de yaşamımı sürdürmek için arabamı satmak zorunda kaldım. Bazen müşteriler gelir ve sadece 3 tane kabak alır. Onlara bunu veririm ve onlardan para yerine dua isterim” diye konuştu.

Şarkul Avsat