Suudi Arabistan’lı gazeteci. Şarku’l Avsat’ın eski genel yayın yönetmeni ve El- Arabiyye kanalının eski müdürü Abdurrahman Raşid, Şarkul Avsat’taki köşe yazısında, ABD’nin Körfez’deki varlığını sorguluyor. İşte o yazı:
“İran’ın Suudi petrol tesislerine yönelik saldırılar gerçekleştirmesi, tehditler savurması, gemileri ele geçirmesi ve 100 milyon dolarlık bir ABD insansız hava aracını düşürmesi göz önüne alındığında, ABD’nin Körfez’deki askeri varlığını güçlendirmesini mi bekliyorsunuz?
Hayır, bize bunun tam tersi görünüyor. Washington Post, yapılan gizli bir operasyonla Katar’daki birçok ABD üssü arasında en önemlisi olan Hava Operasyonları Komuta Merkezi’nin taşındığını söylüyor.
ABD kaynakları, özellikle İran’ın hava savunma sistemlerini devre dışı bırakarak, Suudi Arabistan’daki Abkayk ve Hurays bulunan petrol tesislerini bombalamasının ardından böyle bir önlem alındığını dile getiriyorlar. Gazetede, ABD’lilerin Katar’da bulunan komutanlığın kademeli olarak ABD’ye taşınmasını istedikleri kaydediliyor.
Bazıları ise Pentagon’un Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan’daki kuvvetlerini arttırdığı bir zamanda, ABD’nin Katar’daki askeri varlığını tedricen azalttığı değerlendirmesine bulunuyor.
Bunun, Suudi Arabistan’ı, İran ile gayri resmi bir savaş içerisinde bulunan diğer Körfez ülkelerini ya da Katar’ı endişelendirmesi bekleniyor mu?
Nitekim Katar, tüm politikasını bölgedeki ABD kuvvetlerinin merkezi olmak üzere inşa etti ve Amerikalıları kalmaya ikna etmek için büyük miktarda yatırım yaptı.
ABD üssündeki son iyileştirmeler, Katar hükümetine yaklaşık 2 milyar dolara mal oldu. Katar, tüm faaliyetlerini, Suudi Arabistan, Bahreyn, BAE, Mısır, Ürdün ve diğer bölge ülkelerine karşı yürütüyor. Çünkü Amerikan varlığının onu hareketlerinin sonuçlarından koruduğuna inanıyor.
Şu an bölge için en önemli olan şey, ABD’nin geri çekilme ihtimalinin incelenmesidir.
Bana göre en az iki temel mesele var.
Birincisi: Amerikalıların stratejik açıdan çok önemli olan bu bölgeden çekilmeleri mümkün değil. Çünkü bu bölge dünya için enerjinin anahtarıdır. Bu bölgede kontrolü elinde bulunduran güç hangi devlet olursa, dünya enerji piyasasını da etkin bir şekilde kontrol eder.
İkincisi: ABD askeri varlığının azaltılması, İran askeri faaliyetlerindeki artışa sebep olacak. Bu faaliyetler arasında, ABD’nin ve müttefiklerinin çıkarlarına zarar vermek de bulunuyor. Ayrıca çekilme, Washington’un İran’a karşı yürüttüğü politikasının merkezinde yer alan ekonomik boykotun başarısızlığı anlamına gelecek.
ABD’nin Katar’daki komutanlığını taşıması, söylenenlerin aksine, muhtemelen Washington’un savaşa hazırlandığını gösteriyor.
Son İran saldırıları göz önünde bulundurulduğunda komuta merkezinin tahrip edileceği korkusu Katar’dan çekilmek için mantıklı bir sebep.
İran medyasında Körfez’deki ABD gücünü yok etme gücüne sahip olunduğuna ilişkin yapılan propagandalar önemli değil. Gerçek bunun tam tersidir. Peki o zaman ABD’nin tedirginliği neden?
Washington, İran rejimi üzerindeki ekonomik baskıyı devam ettirmeyi tercih ediyor ve kötü sonuçları olan bir savaşa girmekten ziyade geri adım atmaya zorluyor.
ABD İran’ın gücünü yok edebilir.
Bu gerçek ve aynı zamanda korkutucu. Ancak bu, başvurulacak son çözüm olabilir.”