Hariri’den Hizbullah’a dolaylı eleştiri

Lübnan Başbakanı Saad Hariri dün, her ne kadar ismini zikretmese de Hizbullah’a yönelik dolaylı olarak eleştirilerde bulundu. Çünkü hükümete katılan siyasi partilerden biri tarafından ‘dış çatışmalara veya Arap ülkelerinin iç işlerine karışmama kararının’ ihlal edilmesinden dolayı üzüldüğünü dile getirdi.

Abu Dabi Veliaht Prensi ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Silahlı Kuvvetleri Yüksek Komutan Yardımcısı Şeyh Muhammed bin Zayed, dün Lübnan Başbakanı’nı kabul etti. İkili arasında gerçekleşen görüşmelerde, iki ülke arasındaki ikili ilişkiler, ekonomik, yatırım ve kalkınma alanları başta olmak üzere ikili ilişkileri her alanda güçlendirmenin yolları ele alındı.

BAE haber ajansının haberine göre, Ortadoğu, Arap Körfezi ve Arap bölgesindeki en son gelişmeleri ve bu gelişmelerin bölgesel ve küresel güvenliğe yansımaları hakkında fikir alışverişinde bulunan taraflar, bölgesel ve uluslararası arenada her iki ülke için önemli olan meseleleri konuştular.

Görüşmeler sırasında Şeyh Muhammed bin Zayed, ülkesinin, kardeş ülke Lübnan ile olan ilişkilerini çeşitli düzeylerde desteklemeye istekli olduğunu ve Lübnan’ın güvenlik ve istikrarını muhafaza edecek her hususta yanında yer alacağını belirtti. Buna karşılık Hariri, BAE’ye ve liderliğine, Lübnan’a verdiği desteklerden ötürü ve karşı karşıya kaldığı zorluklar karşısında yanında yer almasından dolayı teşekkür etti. Ayrıca bu desteğin, BAE’nin Lübnan ve halkıyla ilişkilerinde benimsediği yaklaşımın somutlaşmış hali olduğunu vurguladı.

BAE Dışişleri Bakanlığı, ülke vatandaşlarının salı gününden itibaren Lübnan’a seyahat etmelerine izin verileceğini açıkladı. BAE Dışişleri ve Uluslararası İş birliği Bakanı Vekili Halid Bilhavl, Lübnan sınır kapılarındaki güvenliğin yanı sıra Beyrut yönetiminin verdiği güvence ve iki ülke arasındaki kardeşlik ilişkilerini güçlendirmek üzere vatandaşlarının Lübnan’a seyahat etmeleri yönünde karar aldıklarını belirtti.

Başbakan Hariri, dün Abu Dabi’nin ev sahipliğini yaptığı yatırım konferansı sırasında, hükümetinin, Körfez ülkelerini hedef alan düşmanca faaliyetlerin karşısında durduğunu belirtti. “Başbakan olarak, Lübnan’ın etrafımızdaki çatışmalara katılımını reddettiğimi teyit ediyorum” diyen Hariri sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan hükümetinin, Körfez ülkelerini hedef alan herhangi bir örgütün düşmanca faaliyetlerine dahil olmadığını vurguluyorum. Lübnan hükümeti dış çatışmalara veya Arap ülkelerinin iç işlerine karışmama kararı aldı. Ne yazık ki, bu karar hükümete dahil olan siyasi partilerden biri tarafından ihlal edildi.”

Hariri, Hizbullah’ın Lübnan hükümetinin bir parçası olarak değil, bölgesel sistemin bir parçası olarak suçlanması gerektiğini belirttiği konuşmasında, Lübnan’ın Arap dünyasının ayrılmaz bir parçası olduğunu ve Lübnan’ın istikrarının Arap dünyasının istikrarına ve güvenliğine bağlı olduğunu vurguladı. Ayrıca 17 Eylül’de Suudi Arabistan’daki ki petrol tesisine yapılan saldırılara değinen Hariri, “Basra Körfezi ve bölgesel barışı patlamanın eşiğine getiren pervasız bir hareketti.

Bölgedeki tansiyonun yükselmesine yol açtı. Söz konusu saldırganlığın kasıtlı hedeflerini aydınlatan ve kışkırtma girişimlerine cevap vermeyen Suudi liderliğinin bilgeliğine güveniyoruz” ifadelerini kullandı. Diyalog yoluyla krize siyasi bir çözüm bulunmasını teklif eden Hariri, Arap ülkelerinin iç işlerine müdahale edilmemesi hususunda uluslararası toplumun üzerine düşen sorumluluğu alması gerektiğini belirtti.

6 bakan ve bir dizi üst düzey yetkiliden oluşan heyete başkanlık eden Hariri, dün Maliye Bakanlığı ve Abu Dabi Ticaret ve Sanayi Odası’nın düzenlediği ikinci BAE-Lübnan Yatırım Konferansı’na katıldı.

Hariri, bu ziyaretin, Körfez bölgesinde en çok Lübnanlının bulunduğu bir ülke olan BAE’deki Lübnanlı kalabalık ile bir görüşme fırsatı sunduğunu belirterek, BAE’deki Lübnanlı topluluğun “Lübnan ve BAE için stratejik bir zenginlik” olduğunu söyledi. Körfez bölgesinin, Lübnanlı işadamları ve hissedarlar için son derece önemli bir yer haline geldiğine dikkat çeken Hariri, “Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (KİK) devletleri Lübnan’ı bir Arap vahası ve ticaret ve sermaye için bir cazibe merkezi olarak görüyor. Bu faktörler Lübnan ile Körfez ülkeleri arasındaki ortak çıkarların güçlendirilmesine katkıda bulunuyor” diyerek sözlerini sürdürdü. Ayrıca Hariri, BAE’deki siyasi liderliğin Lübnan’ın güvenlik ve istikrarına büyük önem verdiğini ve ülkesinin BAE ile ilişkilerini güçlendirmeyi dört gözle beklediğini vurguladı.

Hariri, bu konferansın, özellikle gıda, altyapı, petrol ve gaz ve yenilenebilir enerji sektörlerinde BAE yatırımlarını Lübnan’a çekmeye katkıda bulunacağına dair umutlarını dile getirdi. BAE gıda güvenliği stratejisi kapsamında belirlenen hedeflerin gerçekleşmesi için nasıl bir katkı sunabileceklerini yetkililer ile tartışacaklarını ifade eden Hariri, beraberindeki heyetin “petrol ve gaz sektöründeki çeşitli yatırım fırsatlarını gözden geçireceğini” söyledi.

Şarkul Avsat