“İran Husilere silah temin ediyor”

Siyasetle ilgilenen kimselere göre, diplomatların siyasi bir takım açıklama yapması şaşırtıcı değildir. Bazı diplomatlar ise açıklama yaparken, konuşmacının bir diplomat olduğunu karşısındakine unutturur. Şarku’l Avsat’a açıklama yapan İngiltere’nin Yemen Büyükelçisi Michael Aron’un, Husilerin sözcüsü Muhammed Abdusselam ile görüşmek için 6 kez Maskat’a gittiğini, bunlardan birinde Abdulmelik el-Acri ve Ahmet eş-Şami’yle beraber Abdusselam’ın evinde yemek yediğini anlatırken ki konuşması da aynı bu şekildeydi.

Şarku’l Avsat’ın telefon görüşmesinde Büyükelçi Aron’a sorduğu sorulardan bazıları ve Aron’un yanıtları şu şekilde:

– ABD, Umman ve İngiltere, Husilere garantörlük yapıyor mu?

Hayır, herhangi bir garantörlük yok. Zaten yemekteki tartışma bununla ilgili değil, Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths’in çabalarını destekleyen gelişmelerle ilgiliydi. Husilerle iletişim halinde olmanın önemli olduğunu düşünüyorum ve böylece ilerleme kaydedilmesini umuyorum.

– Husilere güveniyor musunuz?

Önemli olan onlara güvenip güvenmediğim değil, onların yaptıklarıyla ciddi olduklarını kanıtlamalarıdır. Aynısı Yemen hükümeti ve Güney Geçiş Konseyi için de geçerli. Husilerin 20 Eylül’de yaptıkları, Suudi Arabistan’a yönelik saldırılarını durduracağı duyurusunun önemli olduğunu düşünüyorum. Suudi Arabistan’ın verdiği yanıt da iki taraflı bir yatışma olasılığına işaret ediyor. Yani iki tarafın da saldırıları azaltması, savaşın sona ermesi anlamına geliyor. Savaşın sona ermesinin bir diğer yolu da Husiler ve Yemen hükümeti arasındaki siyasi bir anlaşmaya varmak olacaktır. Bu konuda ulaşmayı düşündüğümüz üçüncü yol ise hükümet ile Güney Geçiş Konseyi arasında yapılan bir anlaşma olacaktır.

Suudi Arabistan’ın bu konudaki pozisyonunu “açık ve güçlü” olarak nitelendiren Yemen Büyükelçisi Aron, “Suudi Arabistan’ın Yemen’deki çatışmayı ulusal çıkarlarına uygun bir şekilde ve Yemen için mümkün olan en iyi geleceği hedefleyerek sonlandırmak istediğine inanıyoruz. Suudi Arabistan’ın ve Savunma Bakan Yardımcısı Prens Halid bin Selman’ın Yemen dosyasındaki çabalarını destekliyoruz. Kısacası, Suudi Arabistan’ın Yemen konusunda önemli bir rolü olduğuna inanıyoruz” dedi.

– Yemen’in Husi yönetimini reddetmesi hakkında ne söylersiniz?

Biz Husilerle de iletişim içerisindeyiz ve onların da önemli bir rol sahibi olduğunu düşünüyoruz. Çoğu Yemenlinin Husilere güvenmediği kanısındayım. Sorunun çözülmesi için kapsamlı bir siyasi anlaşmaya varılması gerekiyor. Küçük bir siyasi ya da dini grubun, başkent dâhil olmak üzere ülkenin büyük bir kısmını kontrol ettiği bir yerde, basit bir anlaşma bir şeyleri değiştirmez. Bu bağlamda Sana’yı ziyaret eden ve tüm taraflarla konuşmak için Riyad’a giden Griffiths, kapsamlı bir siyasi çözüm için bir plan geliştirecek.

– Husiler’in İran’dan ayrılacağını düşünüyor musunuz?

Evet düşünüyorum. Husiler, Yemen’deki, Yemenliler arasındaki ve Arap Yarımadası’ndaki vaziyetiyle ilgilenmeli. İngiltere olarak İran’ın Yemen’de yanlış bir rol oynadığını düşünüyoruz. Olumsuz bir rol oynayarak Husilere silah temin ediyor. Bu da çatışmayı uzatıyor. Yemen’deki anlaşmazlığın sonlanması için İran’ın Husilere sağladığı askeri desteğin durması gerekiyor.

– Husiler, İran’dan nasıl kurtulabilir?

Husiler ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkiler tarih boyunca iyiydi. Bu ilişkilerin yeniden iyileşmesi, herkesin yararına olacaktır. Bu sağlandığı takdirde Husiler, işbirliği ve destek talep ettiklerinde Suudi Arabistan’a başvuracaklar. Neden İran’a ihtiyaçları kalsın ki?

Son olarak Husilerin ideolojik yönelimleri hakkında soru sorulduğunda Aron, “Bu yönelimlerin yeni olduğunu düşünüyorum. Dini ilişkilerin önceden bu denli güçlü olduğunu sanmıyorum” yanıtını verdi.

Şarkul Avsat