İsrail’in tutukladığı Ürdünlü Abdurrahman Meri ve Hiba el-Lebadi

Ürdün bir İsrailliyi gözaltına aldı

Ürdün Dışişleri ve Göçmen İşleri Bakanlığı, Ürdün’e yasa dışı yollardan girmeye çalışan bir İsrail vatandaşının gözaltına alındığını açıkladı.

Bunun üzerine Amman Hükümeti, İsrailli kaçak ile aylardır İsrail hapishanelerinde tutuklu olan 23 Ürdünlünün takas edilmesi hususunda artmakta olan halk baskısıyla karşı karşıya kaldı. Ürdünlü mahkumlardan en sonuncuları, kanser hastası olan Abdurrahman Meri ve Çarşamba günü hastaneye kaldırılan Hiba el-Lebadi’ydi.

Ürdün-İsrail ilişkilerindeki eşi benzeri görülmemiş bu gerginlik, taraflar arasında 1994 yılında yapılan barış anlaşmasının 25. yıl dönümünde ortaya çıktı.

Ürdün parlamentosundaki milletvekilleri ve aktivistler de, İsrail’in tüm Ürdün mahkumlarını serbest bırakması için İsrailli kaçağı önemli bir koz ve siyasi bir yem olarak kullanma çağrısında bulundu. Sosyal medyada ‘Çocuklarımızı iade et’ hashtagi altında birçok gönderi paylaşıldı.

Koz

Ürdün Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sufyan el-Kudat, ilgili makamların İsrailli davetsiz misafirle ilgili gerekli soruşturmaları yürüttüğünü ve kendisiyle ilgili yasal prosedürlerin başlatılması için yetkili makamlara sevk edileceğini belirtti.

İsrail medyası ise 29 Ekim Salı günü geç saatlerde bir fotoğraf yayınlayarak fotoğraftaki kişinin Ürdün’e gizlice giren İsrail vatandaşı olduğunu belirtti. Söz konusu haberlere göre Mohin Aril isimli İsraillinin annesi, oğlunun psikiyatrik rahatsızlığının olduğu bu yüzden ne yaptığını bilmediğini ifade etti.

Avukatlar, İsrailli kaçağın müebbet hapis cezası alabileceğini bildirdi.

Siyasi gerilim

Ürdün’ün Tel Aviv’deki büyükelçisi de Ürdünlü vatandaşların serbest bırakması çağrısını yinelemişti.

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen el-Safadi, İsrail’e karşı ilk defa ses tonunu yükseltip İsrail’e karşı beklenmedik siyasi prosedürler uygulanması ihtimaline değinmişti. Safadi, konuyla ilgili yaptığı açıklamada “İsrail’in vatandaşlarımız Abdurrahman Meri ve Hiba el-Lebadi’yi serbest bırakma konusunda aylardır devam eden taleplerimize cevap vermemesi ve yasadışı tutuklamalara devam etmesi sebebiyle Tel Aviv’deki büyükelçimizi ilk adımı konuşmak için Ürdün’e çağırdık. Vatandaşlarımızın hayatlarından tamamen İsrail’i sorumlu tutuyoruz onların güvenli bir şekilde eve dönüşlerini sağlamak için yasal, diplomatik ve politik önlemler almaya devam edeceğiz” ifadelerinde bulundu.

Ürdün, İsrail’i Lebadi ve Meri davalarını Bakura ve Gamr arazileri meselesi gibi siyasi meselelerle ilişkilendirmekle suçladı. Ürdün, 1994 yılında İsrail’e kiraladığı el-Bakura (Naharayim) ve el-Gamr (Tzofar) arazilerini tam 25 yılın ardından 10 Kasım’da geri almayı planlıyor.

Lebadi ve Meri, Ağustos ayının sonlarında ve Eylül ayının başlarında bir geçit aracılığıyla Batı Şeria’ya geldikleri zaman tutuklanmıştı. İsrail, bu konuda ciddi güvenlik ihlalleri olduğunu söylerken Lebadi ve Meri, sadece bir düğün için Batı Şeria’ya geldiklerini ifade etti.

Halkın ve milletvekillerinin baskısı

Ürdün milletvekilleri, İsrailli kaçak Mohin Aril’in serbest bırakılmasını istemiyor. Milletvekili Salih el-Armuti, İsrail’in Aril’in psikiyatrik rahatsızlıkları olduğu iddiasına karşı uyanık olmak gerektiğini, bunun Aril’in eve gönderilmesini sağlamak amaçlı olduğunu belirtti. Armuti “Mescid-i Aksa’yı yakan kim varsa akıl hastası olduğu söylendi. Hükümetimiz, İsrailli kaçak hakkında en sert önlemleri almak zorunda” ifadelerinde bulundu.

Ürdün sınırlarından kaçak geçişin suç olduğunu belirten Armuti, 1997’de Hamas Siyasi Büro Şefi Halid Mişal’e yapılan suikast girişimini hatırlatarak hükümetin elinde bir koz olduğunu belirtti. Söz konusu suikast girişiminin ardından dönemin Ürdün Kralı Hüseyin bin Talal, Vadi Araba Antlaşması’nı feshetmek tehdidiyle İsrail’e baskı uygulamıştı.

Ürdünlü milletvekili Halil Atiyeh de Lebadi ve Meri Ürdün’e iade edilmeden İsrailli kaçağın serbest bırakılmaması, hatta onun tüm Ürdün mahkumlarıyla takas edilmesi gerektiğini söyledi.

Siyonist Gözaltı Merkezlerindeki Ürdünlü Mahkumların Aileleri Komitesi, Kralı II. Abdullah’a Ürdün halkının hakkını geri kazanma fırsatını kullanarak tarihi bir hamle yapması çağrısında bulundu. İsrailli bir koruma, yaklaşık iki yıl önce iki Ürdün vatandaşını öldürmüştü.

Şüpheler ve korkular

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre bazı Ürdünlülerin Ürdün Hükümeti’nin kaçak İsrailli hakkında sert bir tavır sergilemesi hakkında şüpheleri var. Bazıları ise geçmişteki benzer olayların ardından bu konudaki korkularını gizlemedi.

Ürdün Parlamentosu Dışişleri Komitesi Temsilcisi Nidal Taani ise ülkesiyle İsrail arasında herhangi bir mahkum alışverişini reddederek İsrailli kaçağın bir süre tutulacağını ve onun hakkında müzakereler yürütüleceğini ifade etti.

Ürdünlü gazeteci Muhammed ez-Zevahira ise İsrail’in daha önceden öldürdüğü Ürdün vatandaşlarının davalarının unutulduğuna değinerek “Hepimiz işgal devletinin hedefiyiz, bu acımasız düşmanla normalleşmeye devam edersek, egemenliğimiz ihlal edilir” dedi.

Times of Israel gazetesi ise kuzey sınırından Ürdün’e geçen İsraillinin uyuşturucuyla ilgili suçlar sebebiyle arandığı için İsrail makamlarından kaçmaya çalıştığını iddia etti. Gazete, bu gibi davaların genellikle birkaç gün içinde diplomasi ve güvenlik kanallarıyla ele alındığını ifade etti.

Şarkul Avsat