Gerçeğin sanatı: Riyadlı genç Suudi sanatçıların atölyesi

Suudi Arabistan’da Abdulnasser Gharem ve kardeşi Ajlan genç sanatçıların özgürce çalışabilmesi için ortaklaşa bir stüdyo kurdu.

Abdulnasser Gharem’in Riyad’daki stüdyosu, etrafını çevreleyen 15 metrelik duvarlarıyla sıradan bir caddede yer alıyor. Villanın bulunduğu stüdyonun girişinde size içerde neyin olduğunu söyleyecek bir tabela olmadığı için içeride sizi nasıl bir sürpriz bekliyor bilemiyorsunuz. Ancak kapı size Gharem Studio’da çalışan genç sanatçılardan biri tarafından açıldığında, tamamen farklı bir frekans hissediyorsunuz. Girince hemen sağda, caminin şekline benzeyen anıtsal bir tel yapı, kafes benzeri dış cephesi ile bir yüzme havuzunun üstünde duruyor.

BİRBİRİNDEN İLGİNÇ ESERLER

Abdulnasser bu yapı için “Burası en uygun yerdi” diyor. Ajlan Gharem’in “Cennetin pek çok kapısı vardır” isimli bu eseri Vancouver Bienali’nin dördüncü oturumunda sergilendi. Eser, bir zincir bağlantı çitlerinden oluşuyor; toplumdaki engellerin rolünü, insanları ve fikirleri bölen fiziksel ve psikolojik engelleri ortaya koyuyor. Eser, Gharem Studio’nun misyonu ile aynı çizgide yer alıyor: Yerel sanat camiasındaki doğal ve organik büyümeyi dış etki olmaksızın geliştirmek.

Atölyedeki stüdyoların yanı sıra bir kütüphane, bir kayıt laboratuvarı ve bir oturma alanı var. Atölye bu şekilde kendi başına rahatlatıcı bir etkiye sahip. Solda yeşil bitkilerle dolu bir bahçe bile var, öyle ki Körfez’deki bir şehirde sıcak yaz günü böyle bir şey görmek oldukça garip.

Bu sırada, burada çalışan sanatçılardan biri olan Shaweesh, gelenleri selamlıyor ve 2013’te mekanı kuran Abdulnasser’in yanına götürüyor. Abdulnasser, ihtiyacı olan herkes için sanat, felsefe ve edebiyat üzerine ciltli ve ciltsiz kitaplar barındıran kitaplıklarla çevrili odada masasında oturuyor.

SANATÇININ KENDİNİ BULDUĞU YER

Suudi Arabistan’ın en beğenilen sanatçılarından olan ve bir zamanlar Suudi ordusunda yarbay olan Abdulnasser, burada birçok genç Suudi sanatçıya bazen bir akıl hocası, bazen de stüdyo çalışmalarına katkıda bulunan bir finansör olarak görev yapıyor. Burası, film yapımcılarının, görsel sanatçıların, dansçıların, müzisyenlerin, fotoğrafçıların ve yazarların sanatlarını icra etmeye gelebilecekleri bir yer.

Atölye adeta organik şekilde çalışıyor; insanlar gidip çalışıp, sanatlarını icra etmek için mevcut olanı kullanıyorlar. Burada, sanatla ilgili konuşmaların yanı sıra organize konuşmalar ve film gösterimleri de yapılıyor. Gharem Studio’nun kurucusu olan Ajlan web sitesinde atölyeyi “Sanatçıların kendilerini doğru ifade edebildikleri bir yer” olarak tanımlıyor. Ajlan açıklamasına şöyle devam ediyor: “Gharem Studio, yalnızca sanatçının kişisel prodüksiyonu için bir yer değil, aynı zamanda yeni bir sanat girişimine de ev sahipliği yapmaktadır. Bizler burada diyalog ve platform oluşturmaya ve aynı zamanda iş geliştirici olmaya çalışıyoruz”

“SANATÇILAR TOPLUMU ETKİLEYEBİLİR”

Stüdyo, sanatta özgür düşünmeyi destekliyor. Abdulnasser bunun için; “Bizler bu organizasyonları kurmaya çalışıyoruz, böylece insanlar yeniden bireyselleşebiliyorlar. Sanatçılar toplumu etkileyebilir. Sanat insanlar için yeni bir dildir” diyor. Peki sanatçılar mekanın var olduğunu nasıl biliyorlar? Kültürlerarası bir sanat diyaloğu geliştirmek için çalışmalarını Suudi Arabistan ile diğer küresel topluluklar arasında gerçekleştiren multimedya sanatçısı Shaweesh ise bunu “Organik olarak” diye açıklıyor.

Shaweesh, elindeki ‘Arabistanlı Bush’ karikatürleri, Suudi tarihini hicivli bir şekilde betimleyen eski gazete küpürleri, Körfez Savaşı ve Orta Doğu’daki gelişmeleri anlatan çeşitli çizgi roman ve görselleri göstererek “1990’da Körfez savaşının gerçekleştiği zaman doğdum ve şimdi o zamanla ilgili medyada çıkan ne varsa satın alıp biriktiriyorum” diyor. Shaweesh, en son Kaptan Amerika ve Darth Vader de dahil olmak üzere ABD’nin diğer kültürel sembollerini de ekleyerek seriyi büyüttüğünü sözlerine ekliyor.

ÖDÜLLÜ KISA FİLMLER

Shaweesh’in 2013’te hazırladığı fotoğrafının adı Yoda ve Kral Faysal. Bu fotoğraf 1945’te BM Şartlarını imzalayan Kral Faysal’ın fotoğrafının üzerine monte edilen Yoda karakterinden oluşuyor. Bu arada yanlışlıkla bir okul ders kitabına basılınca büyük tartışmalara yol açan fotoğraf genç nesil tarafından çok sevilen Suudi Kralı Faysal’a yönelik kötü bir niyeti taşımıyordu. Shaweesh’e göre Yoda da Kral Faysal gibi “akıllı, güçlü ve her zaman sakin” özelliklere sahip bir karakter. Fotoğraf halen atölyenin duvarında asılı duruyor. Bununla beraber bu fotoğrafın ders kitabına yanlışlıkla basılması, sanatın sosyal düşünceyi etkileme gücünün bir başka örneği olarak görülüyor.

Atölyenin bir diğer odasında, 28 yaşında bir film yapımcısı olan Naif Shaqqaf, 3 dakikalık kısa filmi Waqf’ı bizlere gösteriyor. 2017 Saudi Colors Yarışması’nda en iyi kültürel ve geleneksel kısa film ödülünü kazanan film; Suudi Arabistan’ın güneyindeki Asir bölgesindeki uzak bir dağ topluluğunda 1000 yıllık bir camiye giden imanlı bir yaşlı adamın hikayesini anlatıyor. Film Gharem Studio tarafından desteklendi ve başka bir genç sanatçı olan Mohammed Al Shaalan tarafından düzenlemesi yapıldı.

“BURADA HERKES ÖZGÜR BİR BİREY”

Naif Shaqqaf “Gharem Studio olmasaydı ben bu filmi çekemezdim. Bu atölye benim diğer sanatçılarla fikir alışverişinde bulunmama olanak sağlıyor ve maalesef Suudi Arabistan’da bu imkanları bulabileceğiniz başka bir yer daha yok” diyor. Shaweesh, Naif Shaqqaf’ı Gharem Studio ile tanıştırmış. Shaqqaf; Shaweesh ile 2011’de Riyad’da kurulan ilk Youtube merkezlerinden biri olan Telfaz 11’de çalışmış. “Burada herkes birbirine çok yardımcı oluyor” diyor ve devam ediyor: “Burada herkesin kendine ait bir yolu var. Hepimiz kendi sanatımızı icra etmek ve bunu özgürce yapabilmek için geldik. Burada herkes özgür bir bireydir”

Shaweesh; “İnsanlara rehberlik etmiyoruz ya da onlara ne yapacaklarını söylemiyoruz. Burası halka açık bir yer değil. Resmi bir web sitemiz var, insanlar bizim varlığımızı biliyorlar, ancak insanların katılım şekillerinin doğal olmasını bekliyoruz. Yani sadece bir e-posta göndererek buraya gelemezsiniz. Hem zaten buraya aitseniz bir şekilde buraya geleceksiniz” diyerek sözlerine devam ediyor.

Atölyede bir diğer kayıt stüdyosunda, iki genç Sudanlı müzisyen Anas Subeati ve Bader Abogoda’yı görüyoruz; stüdyoda reggae esintili ezgilerle prova yapıyorlar. Atölyedeki ses stüdyosu, Abdulnasser ve Ajlan’ın kardeşi Wael Gharem tarafından yönetiliyor.

Gharem Studio kolektif yapıya sahip bir kuruluş. Stüdyoda kadın ver erkeklerden oluşan 11 sanatçı bulunuyor. Atölye için sponsor yok; tamamen kendi kendini finanse ediyor. Shaweesh, “Bir eser için üretildiğinde alınan para çoğunlukla kiraya gidiyor. Bazen de Abdulnasser bir sanat eseri sattığında bu stüdyoya gelir olarak dönüyor. İnsanlar buraya gelirler, bazen ilgi alanlarına ve sanatlarında ne kadar ciddi olduklarına bağlı olarak bazen birkaç yıl veya birkaç ay devam ederler” diyor.

Stüdyo ayrıca, film gösterimleri, konferanslar ve tartışmalar dahil olmak üzere düzenli bir etkinlik programına ev sahipliği yapıyor.

SANATÇILAR ARASINDA YARDIMLAŞMA

Bir dansçı olan Amani Al Tamimi aynı zamanda dans öğretmenliği yapıyor. Amani, prova yapmak veya sanatını icra etmek için atölyeyi kullanmadığı halde, diğer sanatçılarla fikir alışverişinde bulunmak, kitap ödünç almak veya sadece zaman geçirmek için sık sık buraya geliyor. “Ben Riyad’daki çocuklara ve yetişkinlere bale, caz ve çağdaş dans dersleri veriyorum. Mekanı, beyin fırtınası yapmak için, belirli konuları tartışabileceğim ya da ilham alabileceğim bir yer olarak görüyorum” diyor.

Amani’nin Gharem Stüdyo’da çalışan sanat öğretmeni ve pilates eğitmeni olan kız kardeşi Fatma yakında ablası Amani ile Berlin Sanat Haftası’na katılmak için Berlin’e gidecek. Abdulnasser bunun için “Amani’nin yaptığı bale, ülkemizde yeni bir şey, bu yüzden ona bunu dışarıda geliştirme fırsatlarını sunmamız çok önemli” diyor. Amani ise “Ülkemizde sahne sanatları henüz gelişmedi” diye konuyu özetliyor.

Abdulnasser, “Atölyemiz sadece özgür olmakla ilgili değil, aynı zamanda ne tür bilgilere eriştiğimizle de ilgilidir” diye konuşuyor. Bunun için atölyeye düzenli olarak sanat filmleri, atölye sakinleriyle paylaşmak için de sanat ve kültür ve edebiyat üzerine kaynak kitaplar alıyor. Abdulnasser sözlerine “Biz özgür düşünceyi destekliyoruz, ancak sahte ve gerçek olmayan birçok bilgi var – bu yüzden kendimizi doğru şekilde eğitmemiz ve geliştirmemiz gerekiyor. Şu anda dünyada birçok yanılgı, bizlerin de gerçeğe ihtiyacı var” diye devam ediyor.

Abdulnasser Gharem, geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan’da, sanatın patronları olarak bilinen Medici Ailesinin, Floransa şehrinin sosyal ve ekonomik başarısında oynadığı rolü ile ilgili bir ders verdi. Gharem bu dersle ilgili “Ortaçağ ve Erken Rönesans dönemindeki Dante’den başladım ve Medici ailesine kadar devam ettim. Şimdi artık bizim tıpkı Medicilerin yaptığı gibi değişimi tetikleyecek insanlara ihtiyacımız var. Çünkü bir sanatçı ülkesinin geleceği için adeta bir katalizör görevi görür” diyerek konuşuyor.

Harpers Bazaar Arabia