İstanbul Şehir Üniversitesi’nde öğrenim gören öğrencilerin durumu belirsizliğini korurken, Suudi Arabistan ve BAE başta olmak üzere Körfez Ülkeleri’nden gelen öğrenciler de Şehir Üniversitesi mağduru oldu.
Arab News’un haberine göre, Suudi Arabistan ve Körfez bölgesi de dahil olmak üzere 7 binden fazla öğrencisi olan özel üniversite, Türkiye’nin iktidar partisindeki hizipleşmelerin sonucu ortaya çıkan anlaşmazlıkların öne çıktığı bir yer haline geldi.
Geçtiğimiz günlerde devlet tarafından işletilen Halkbank, İstanbul Şehir Üniversitesi’nin, bankanın verdiği 400 milyon Liralık (70 Milyon Dolar) kredi için geri ödeme yapamadığını iddia ederek mahkeme kararıyla üniversitenin varlıklarını dondurdu.
Ancak pek çok gözlemci, bu hamlenin arkasındaki asıl nedenin ticari değil, daha derin bir şey olduğuna inanıyor. Bu nedenin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ile üniversitenin kurucuları arasında yer alan, yakın zamanda yeni bir parti kurmak amacıyla AK Parti’denden ayrılan eski üyesi ve önceki Başbakan Ahmet Davutoğlu ile aralarında meydana gelen anlaşmazlığın sonucu olduğu iddia ediliyor. Yeni parti çalışmalarında bulunan Ahmet Davutoğlu Türkiye’nin otoriterleşmeye sürüklenmesini önleme amaçlı bir kampanya sürdürüyor.
AKADEMİSYENLERİN MAAŞLARI VE FATURALARI ÖDEMEKTE ZORLANIYORLAR
Yapılan bu son hamle sonrasında üniversite, akademisyenlerinin aylık maaşlarını ve hatta elektrik faturalarını bile ödemekte zorlanıyor.
Ancak kötü sonuçları olacak bu güç mücadelesi burada bitmiyor.
Üniversitenin tesislerinin kurulduğu değerli arazi, hükümet ve üniversite yönetimi arasındaki bir başka anlaşmazlık kaynağı olarak göze çarpıyor. Arazinin üniversiteye idari bir kararla verilmiş olmasına rağmen, bazıları hukuki yorumlama şeklinin tesise el konmasına neden olabileceğine inanıyor.
Geçtiğimiz hafta, ülkenin en yüksek idari mahkemesi olan Danıştay, arazinin o dönemde üniversiteye uygunsuz şekilde verildiğini belirterek, hükümete iade edilmesi gerektiğine karar verdi.
2016 yılında başbakanlık görevinden istifa eden Davutoğlu, AK Parti’nin yerel seçim kararından sonra hükümetin “yanlışlarını” eleştiren bir metinle bu yıl nisan ayında sessizliğini bozdu. Davutoğlu; AK Parti’den Eylül ayında parti içinde üst düzey pozisyonlarda görev yapan diğer milletvekilleriyle birlikte istifa etti.
Ahmet Davutoğlu bu ayın başlarında, sosyal medya hesabından hükümetin üniversiteye karşı “kasıtlı siyasi eylemler” düzenlediğini belirtti. Bunun haricinde, eski başbakan yaptığı pek çok konuşmada, AK Parti’nin adalet ve özgürlüğün temel değerlerinin yozlaşması konusundaki hoşnutsuzluğunu defalarca dile getirdi.
AK Parti’nin dış politikasının baş mimarı olarak kabul edilen Davutoğlu, 2010’da dış dolitika dergisi Foreign Policy Magazine tarafından “100 Küresel Düşünür” listesinde yedinci sırada yer almıştı.
AKADEMİK ÇEVRELER SESSİZ
İstanbul Şehir Üniversitesi’nde görev yapan Türk edebiyatı uzmanı olan Mehmet Fatih Uslu, Davutoğlu ile hükümet arasında yaşanan anlaşmazlıklar sonrasında artık yasal bir savaşın başladığını söyledi.
Uslu, Arab News’a yaptığı açıklamada, “Bu sadece üniversiteye yönelik bir ceza değil, çünkü Davutoğlu’nun üniversitenin kurucuları arasında olması, hükümetin üniversiteyi kurulacak yeni bir partiye karşı kullanılabilecek bir tür sopa olarak görmesine neden oluyor” dedi.
Uslu, ülkedeki mevcut kutuplaşmış siyasi atmosfere rağmen, üniversitenin her zaman “çoğulcu bir akademik ortamı” teşvik eden bir yapısının olduğunu söyleyerek, “Ancak, akademik çevreden gelen tepkiler çok zayıf, bu da yetkililerin haklarını kötüye kullanmasına olanak veriyor’’ diye konuştu.
Ağustos ayında Rus merkezli Radyo Sputnik’in YouTube programında Davutoğlu ile Davutoğlu ile röportaj yapan gazetecilerin programı yayından kaldırıldı.
Davutoğlu’nun yeni siyasi kariyerinde yeri olduğuna dair rivayeti bulunan üniversite, Erdoğan’ın partisinden ayrılanlara karşı yaptığı önceki uyarının ardından bir pazarlık unsuru haline gelebilir. Erdoğan daha önce yaptığı bir konuşmada “Bu tür bir ihanete katılanlar ağır bir bedel ödeyecek” demişti.
İstanbul Şehir Üniversitesi’nde görev yapan siyaset bilimcisi Muzaffer Şenel, “Akademisyenler ve idari personel maaşlarını alamıyor ve bu durum ailelerini zor durumda bırakıyor çünkü kiralarını ödeyemiyorlar. Acil bir çözüm bulunmazsa okulun elektrik, su ve gazı ve hatta öğrencilerin eğitimi bile kesilebilir” diyor.
Üniversitenin içinde bulunduğu anlaşmazlık ve sorunlar devam ederken, Körfez Bölgesi ülkeleri dahil olmak üzere üniversite öğrenim gören yabancı öğrencilerin geleceği ise belirsizliğini koruyor.
Arab News