Yapımcılığını kadınların üstlendiği mutlaka izlenmesi gereken 3 Arap filmi

Venedik Film Festivali Eleştirmenler haftasının genel delegesi Giona A. Nazzaro ile yaptığımız kısa bir sohbet esnasında, Nazzaro ünlü Fransız eleştirmen Serge Danay’dan alıntı yaparak bölgeden film seçme kriterlerini anlattı.

Nazzaro, Harper’s BAZAAR Arabia’ya Eylül ayında yaptığı açıklamada, “Serge, sevdiği film yapımcılarının çalışmalarına ve yaptıklarına atıfta bulunuyor” diyerek şunları dile getirdi: “ bu zaman zaman uzaktaki insandan gelen ve ‘hey, ben iyiyim, şunu yapıyorum, benim tarafımda olan biten bu. Umarım sen de iyisindir. Neler yaptığını bana yaz’ diyerek gönderilen kartpostallara benziyor. Nazzaro, benim “ilk olarak film yapımcılarında baktığım şey: diyalog kurmaları” diye konuştu.

Bu, üç Arap kadın film yapımcısında olduğu gibi, hiçbir yerde konuşma daha kesin daha somut bir şekilde karşımıza çıkmıyor. Zaten kadın yönetmenlerin, erkek meslektaşlarından daha çok ve daha başarılı olduğu bir Bölge’de, arkadaşlarımız tarafından bize gönderilen değerli kartpostallar gibi görünen güzel sanat eserleri bulmak şaşırtıcı değil. Yaklaşan 41. Kahire Uluslararası Film Festivali’nde gösterilecek olan Let’s Talk, Between Heaven and Earth ve Scales filmleri ile bu kartpostallar, film yapımcılarının yaşadıkları yerdeki ve aynı zamanda Arap sinemasının ilerlediği yerdeki anılardan ziyade daha büyük bir 3D gösterime dönüyor ve sizi içine alıyor. Bu kesinlikle yolculuk etmek isteyeceğiniz bir şey.

Marianne Khoury tarafından yönetilen Let’s Talk (Haydi Konuşalım)

Mısırlı film yapımcısı Marianne Khoury, efsane amcası Youssef Chahine filmlerinin yapımcısı olarak ve Yousry Nasrallah ile çalışmaları tanınıyor. Aynı zamanda Khoury, son yıllarda Arap dünyasındaki güçlü, cesur kadınlar hakkında yapılan en iyi belgesellerin arkasındaki güçlü ses. Khoury, Let’s Talk’ta ailesinin hikâyesini anlatıyor. Filmde, amcası Chahine’nin başarısının ve ilhamının kaynağının yanı sıra kardeşlerinin, teyzesinin, annesinin ve hatta Küba’da film eğitimi alan kızının hikâyesini izleyiciler ile paylaşıyor. Filmde, sinematik ailesinin dokunaklı hikâyesi çıkıyor karşımıza.

Harper’s BAZAAR Arabia’nın, her zaman bu filmi çekeceğini düşünüyor muydu sorusuna Khoury şöyle cevap veriyor: “annemi 1989 yılında kaybettikten sonra, uzun süre devam eden durağan dönemim oldu. Birkaç sene öncesine kadar arşivlere gerçek anlamda bakamıyordum. Bu fikrin ilk kıvılcımı, kızımın beni tetiklemesi ile ortaya çıktı. Kızım, annemi hiç görmemiş olmasına rağmen anneme son derece bağlı. Kızım, birçok yönden anneme benziyor hatta bazen karşılaştığı olaylara verdiği tepki bile anneminkine benziyor. Annem hakkında sorular sormaya başlayarak beni tetikledi ve annemi görmeden kızımın annemi hissettiğini gördüm. Bu oldukça güçlü bir duyguydu.” Khoury’nin ailesi, konusu oldukları filmde oldukça rahat ve doğallardı.

Aile arşivinden güçlü kareler aldığını söyleyen yapımcı sözlerini şu ifadelerle bitirdi: “ Herkes Chahine’i, film yönetmeni ‘büyük Chahine’ olarak biliyor. Chahine, hayatında ve ailesi içinde çok samimi ve farklı şekillerde tasvir ediliyor: erkek kardeş, oğul, amca ve büyük amca. İnsanların filme nasıl tepki vereceğini görmek için sabırsızlanıyorum.”

Najwa Najjar tarafından yönetilen Between Heaven and Earth (Cennet ile Dünya Arasında)

Filistin asıllı Ürdünlü film yapımcısı Najwa Najjar, ‘Cennet ile Dünya Arasında’ isimli son filmini şöyle tanımlıyor: “Film, İşgal altında bölünmüş bir ülkede, ülkenin ayrı kesimlerinden iki kişinin, siyasetin onları farklı ama aynı zamanda çok benzer gerçekliklere zorladığı ayrılık hakkında bir aşk hikâyesi.”

Pomegranates, Myrrh ve Eyes of a Thief’i çok beğenen severleri için Cennet ile Dünya Arasında filmi son filmden beş sene sonra çekildi. Bu süre sinemaseverler için oldukça uzun bir süreydi. Najjar, kendi sürecini şunları söyleyerek anlattı: “Mali konular için gereken zaman ve her filmin yolculuğu göz önünde bulundurulursa aslında çok da kötü bir zaman değil. Kesinlikle daha fazlasını yapamazdım. Filmlerin beklemesi gerektiğine ve sonraki filmin hem zihinsel hem de duygusal olarak gelişimine ve karakterlerin olgunlaşması için zamana ihtiyacı olduğuna inanıyorum. ”

Son projesinin ilham kaynağını ise şöyle anlattı Najjar, “Hayta’daki bir falafel dükkânının sahibi, oğlunun Londra’daki film bursunu, Iqrit’in koruyucularından biri olduğu için ret ettiğini söylediğinde başladı.”

Najjar, “Lübnan sınırına üç kilometre uzaklıktaki ve Google Haritalar’da bulunmayan bu bilinmeyen Filistin kasabasına bir ulaşma yolculuğu bizden 10 saat aldı” diye konuştu. Najjar, biz kelimesi ile kendisini ve filmlerinin yapımcısı eşi Hani E Kort’u kastediyor. Hem hayat arkadaşı olup hem de birlikte çalışmak zor mu diye sorduk Hajjar’a, “eğer ona sorarsanız, kendisine başka seçenek bırakmadığımı söyler. Asıl mesleği mühendis ama şuan bir yapımcı” ifadelerini kullandı.

İlişkilerinin sırlarını ise şu cümleyle açıkladı: “Asla ilişkimizin, yapım, senaryo, fotoğraf, düzenleme söz konusu olduğunda karar verme sürecine girmesine izin vermedik.”

Najjar, Cennet ile Dünya Arasında filminin dünya prömiyeri için Kahire’yi seçti. Najjar “her şeyden önce Kahire Uluslararası Film Festivali’ni (CIFF) seviyorum. Bütün filmlerim burada inanılmaz kitlelere ulaştı. Bunun yanı sıra, bölgemizde bir film festivalinin gerçekten var olabilmesi için film yapımcılarının CIFF’de dünya prömiyerlerini yapmaları gerektiğine dair güçlü bir inancım var. Biz de film yapımcıları olarak uluslararası sayılabilecek ve farklılık yaratan festivallerin ne olduğuna karar verebiliriz” diye konuştu.

Shahad Ameen tarafından yönetilen Scales (Dengeler)

Su ve yiyeceklerin kıymetli bir ürün olduğu çok uzak olmayan bir geleceğe sahip, siyah beyaz bir distopya masalı. Bu sadece Shahad Ameen’in ilk uzun metraj filmi Scales’in başlangıcı.

Suud Arabistanlı yönetmen, Venedik Film Festivali Eleştirmenler Haftası’nda prömiyerini yapan birçok ödüllü filmi hakkında konuştu. Filmde aynı zamanda denizkızı, kızını çok seven ve destekleyen bir baba figürü yer alıyor. Filmde nefes kesici siyah beyaz kareler de bulunuyor. Suudi Arabistanlı genç oyuncu Baseema Hajjar ve Filistinli ünlü aktris Ashraf Barhom’un olağanüstü performansından bahsetmemize gerek yok.

Kahire’de yapılan gala gösterimlerinde, galada kadınların eşitliği için “2020’ye kadar 50/50” sözü vurgulandı ve Ameen’e bu olayın önemini sorduğumuzda, “Scales, kesinlikle bir güçlenmenin hikayesi. Film, gerçekte kim olduğumuz, kendimize inandığımızda ve güvendiğimizde, bir kadın olarak içinden geçtiğimiz yolculuğun öyküsü” ifadelerini kullandı.

Ameen, “Şu anda, insanlar kadınların seslerini dinlemekle fazla ilgileniyorlar ve bu çok heyecan verici. Bunun bir sorumlulukla geldiğini düşünüyorum, bu bölgeden kadın bir film yapımcısı olmak, hikâyenize ve karakterlerine karşı bir sorumluluk. Bölge’de bir kadın olmanın nasıl deneyimlediği ve onu ekrana nasıl yansıttığınız ile ilgili. Çünkü oldukça yeni bir endüstri ve çok yeni bir sektör, bu nedenle anlatmaya çalıştığımız hikâyelerde dürüst olmamız gerekiyor.”

Harpersbazaar Arabia