Süleymani’yi ‘Kudüs şehidi’ olarak niteleyen Heniyye, eleştirilere maruz kaldı

Geçen cuma günü Irak’ta ABD tarafından öldürülen İran Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’yi ‘Kudüs şehidi’ olarak nitelendirmesi sonrasında Hamas Hareketi’nin Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, çok sayıda eleştiriye maruz kaldı.

Heniyye, İran’ın başkenti Tahran’da Süleymani için düzenlenen cenaze töreninde yaptığı açıklamada, “Şehit Komutan Süleymani, Kudüs Gücü’nün başındayken direnişi desteklemek için hayatını verdi” ifadelerini kullandı.

Simultane tercüme aracılığıyla Farsça’ya tercüme edilen konuşması sırasında İsmail Heniyye, “Tümgeneral Süleymani’nin Kudüs şehidi olduğunu deklare ederim” ifadelerini kullandı. Hamas lideri, aktivistler, düşünürler ve Müslüman Kardeşler içerisinden yetkililer tarafından eleştirilere maruz kalmadan önce de söz konusu nitelemesini birkaç defa tekrar etti.

“Vallahi o Kudüs şehidi değil”

Hamas’a mensup çok sayıda isim, Arap camiası içerisinden ve dışarısından çok sayıda İran karşıtı, Heniyye’nin söz konusu cenaze törenine katılımı ve kullandığı ifadelere tepki gösterdi. Tanınmış bir aktivist olan ve Hamas’a bağlı bir heyette görev yapan Ethem Ebu Selmiye, Heniyye’nin ifadelerine yanıt olarak Twitter üzerinden açıklamada bulundu. Ebu Selmiye, “Hayır, vallahi o Kudüs şehidi değil. Kudüs, onun eylemlerinden biri. Suriye’de, Irak’ta ve Yemen’de Gücü’nün eylemleri var” ifadelerini kullandı.

Yazar, araştırmacı ve Hamas’ın önde gelen savunucularından biri olan İbrahim Hamami, Heniyye’nin ifadelerine karşı, “Hayır. O, Kudüs’ün şehidi değil” açıklamasında bulundu. Hamami, Heniyye’nin sözlerinin tehlikeden daha tehlikeli olduğunu ifade ederken, “Süleymani’yi ‘Kudüs şehidi’ olarak niteleyen Heniyye’ye bir soru: Kudüs’ün kutsal olmadığına inanırken, Kuran’ı Kerim’de zikredilen Mescid-i Aksa’nın yeryüzünde değil de semada bulunduğuna inanırken, nasıl Kudüs şehidi olabilir? Binlerce kanın döküldüğü Suriye’den dönüş yolunda öldürülürken ve Kudüs surları içerisinde değilken, nasıl Kudüs şehidi olabilir?” ifadelerini kullandı.

Hamas’ın büyük destekçilerinden olan İsrail’deki İslami Cihad Hareketi Başkan Yardımcısı Kemal el-Hatib de Süleymani’ye saldırırken, Kudüs’ün saf olduğunu ve sadece saflıkla kurtarılabileceğini ifade etti. Hamas Hareketi komutanlarından ve hareketin müftüsü olan Salih er-Rakib ise Süleymani’nin ölümünün bir suç olarak anılmasına izin verdi.

Hamas karşıtları ve yandaşları sosyal medya aracılığıyla tepki ve desteklerini dile getirdi.

Yaşanan tüm bu gelişmeler, hareketin İran ile ilişkileri hakkında yıllardır yaşanan iç anlaşmazlıkları da gün yüzüne çıkarttı. Hamas’ın İran ile ilişkileri, Suriye devriminden önce oldukça iyiydi. Daha sonra Hamas, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’e karşı bir tavır takındı. Ardından ise Lübnan Hizbullah’ı, iki taraf arasında köprü kurmayı başardı.

Geçen yıllarda Hamas-Tahran ilişkilerinde gel-gitler yaşandı.  Heniyye, 6 Ocak’ta yardımcısı Salih el-Aruri’nin de aralarında bulunduğu bir heyetle Katar’ın başkenti Doha üzerinden Tahran’a gitti. Ziyaret, bir dış tur için Gazze’den ayrılmasına izin verildiği söylentileri ortasında, düzenlemesi nedeniyle dikkat çekti.

İsmail Heniyye, Mısır’ın kendisine izin vermesi sonrasında, 2017 yılında Hamas liderliğine seçilmesinden bu yana ilk bölgesel turu kapsamında Aralık ayında Gazze’den ayrılmış, geçici olarak Katar’a yerleşmeden önce Türkiye’ye ziyarette bulunmuştu.

Heniyye’nin, İran’ın Hamas ile ilişkisinin büyük ölçüde gelişmesini sağlayan bu ziyaretten yararlanarak, İranlı yetkililerle bazı toplantılar gerçekleştirmesi bekleniyor. Aynı şekilde İsmail Heniyye, geçen pazar günü İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ile Kasım Süleymani’nin ölümü üzerine telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Hamas, Gazze’de Süleymani için bir taziye çadırı kurarak, içerisine Süleymani’nin fotoğraflarını yerleştirdi. Bu adım, hareket içerisinde ve Müslüman Kardeşler liderleri arasında tartışmaların artmasına neden oldu.

Heniyye, Tahran’da “Filistin topraklarındaki ve bölgedeki direniş projesi, ne zayıflayacak ne de gerileyecektir. Suikastlar bize, Kudüs’ü ve bu ümmetin iradesini özgürleştirmek için güç ve kararlılık katıyor. İsrail ve ABD projesi karşısında Filistin topraklarındaki direniş projesi, kırılmayacaktır, tereddüde kapılmayacaktır, zayıflamayacaktır ve işgalcileri topraklarımızdan ve Kudüs’ten sürünceye kadar kararlı çizgisini sürdürecektir” açıklamasında bulundu.

Heniyye, konuşması sırasında Komutan Ali Hamaney’e, İran İslam Cumhuriyeti’ne, hükümetine ve halkına Kudüs Gücü komutanının şehadeti dolayısıyla baş sağlığı diledi. İsmail Heniyye ayrıca, Süleymani’nin ailesine, çocuklarına, akrabalarına ve İsrail ile ABD’nin bölgedeki projesine karşı direniş sancağı taşıyan herkese de başsağlığı dilerken, “Süleymani’nin Filistin’e ve direnişe kattığı şey, Filistin ve direnişi güce ve kararlılığa ulaştırdı” dedi.

ABD’ye de eleştirilerde bulunan Heniyye, “Süleymani suikastıyla işlenen iğrenç suç, zorbalık, kibir ve kan dökülmesini içeren bir ruhu yansıtıyor. Şehit Süleymani suikastında ortaya çıkan suçluluk ruhu, Filistin topraklarında ve Filistin toprakları dışında direniş liderlerine suikastlar düzenleyen Siyonist işgalcilerin suçlarını örtbas etme girişimidir” ifadelerini kullandı. Heniyye, kendisinin ve Hamas’ın bu suçu kınadığına da dikkati çekerken “Bu iğrenç suç, onu işleyenlere karşı tüm dünyanın kınamasını, reddini ve yaptırımlarını hak ediyor” dedi.

Şarkul Avsat