Katolik piskoposlar, batı dünyasını Filistin’i tanımaya çağırıyor

Avrupa, Kuzey Amerika ve Güney Afrika’dan bir grup Katolik piskopos, hükümetlerini İsrail ve Filistin’e uluslararası hukukun uygulanması konusunda ısrarcı olmaya çağırdı.

Kutsal Topraklar Koordinasyonu’ndan (Holy Land Coordination) 34 piskoposun bu talepleri, bu hafta bölgeye beş günlük ziyaretlerinden sonra geldi.

Filistin şehri Ramallah’ta bulunan dini liderler, Kudüs’teki önemli yerleri gezdiler ve yerel kiliseye diyalog ve barışı destekleme konusunda destek verdiklerini bildirdiler. Piskoposlar, kötüleşen duruma rağmen Gazze, Doğu Kudüs ve Ramallah’ta tanıştıkları insanların sabırlı ve umut dolu hallerinden de ilham aldıklarını da sözlerine eklediler.

Ramallah’daki Latin Kilisesi’nin papazı Jamal Khader, gelen piskoposların kalmak için Ramallah’ı seçmelerinin yerel halkla tanışma imkanları açısından mükemmel olduğunu söyledi.

Papaz Jamal Khader, ‘’Piskoposlar, Kudüs dışındaki Comboni Misyoner Kızkardeşleri ziyaret ettikleri için son derece etkilendiler. İsrail tarafından inşa edilen duvar sadece manastırı ikiye ayırmadı,  cemaatlerini de böldü ve birçoğunun görevlerinin bir parçası olan okul  ve fidanlıklara ulaşımı imkansız hale getirdi’’ diye konuştu.

Piskoposlar ayrıca FKÖ Yürütme Kurulu Üyesi Hanan Ashrawi ve Başbakan Yardımcısı Ziad Abu Amer ile bir araya geldi.

Kudüs Latin Patrikhanesi sekreteri aynı zamanda papaz da olan İbrahim Shomali, ziyaretin ve nihai bildirinin iyi karşılandığını söyledi. Shomali, “Katolik piskoposların ziyaretini memnuniyetle karşılıyoruz ve hükümetlerini Filistin’i tanımaya çağıran ifadelerini de alkışlıyoruz ve Vatikan’ın konumunu takip etmeye davet ediyoruz’’ dedi.

Ancak Shomali, birçok hükümetin dinlememesinden endişe ediyor ve  “Ziyaret çok olumlu olmasını ve kilisenin sesinin duyulmasını umuyoruz, ancak bunun gerçekleşeceğinden emin değiliz, çünkü Batı hükümetlerinin çoğu barış ve adaletin sesini dinlemiyor” diye açıklama yapıyor.

Ramallah Latin Kilisesi cemaatinden Kamal Shamshoom, birçoğu bölgeyi daha önce ziyaret eden piskoposların “durum hakkında iyi bir fikre” sahip olduğunu söyleyerek “Bu tür ziyaretleri memnuniyetle karşılasak da, sadece sempati istemediğimizi, etkili bir eyleme ihtiyacımız olduğunu belirtmemiz önemlidir” diyor.

Aynı zamanda Ramallah kent konseyinin seçilmiş üyesi olan Kamal Shamshoom, kilise liderlerinin ahlaki yetkilerini siyasi liderleriyle birlikte kullanmaları gerektiğini de sözlerine ekliyor. Shamsoom;  “Piskoposlar ve somut bir şey yapmaya karar vermeleri çok büyük bir anlam ifade ediyor. Dileğim; onların bir piskopos gibi liderleriyle konuşmaları ve barış ve adalete güçlü bir müdahalede bulunmalarıdır ” diye sözlerine devam ediyor.

Piskoposlar ziyaret sonrası bir nihai bildiride bulundu. Nihai bildiride, uluslararası hukukun uygulanmasının önemi ve Filistin devletinin tanınmasında Vatikan’ın öncülüğünü takip etme ihtiyacı; İsrail’in uygulamalarından doğan güvenlik kaygıları ve herkesin güvenlik içinde yaşama hakkının ele alınması, İsrail’in yerleşim yerlerine siyasi ya da ekonomik desteği reddetmesi ve şiddet eylemlerine ya da insan haklarının kötüye kullanılmasına hiçbir şekilde karşı çıkmaması konuları ele alınıyor.

Yerel piskoposlar da bölgedeki insanların devamlı bir çözüm konusunda  ‘umutların buharlaşması tehlikesiyle’ karşı karşıya oldukları konusunda uyarıda bulundular. Ziyarette bulunan piskoposlar bu gerçeğe ilk elden tanık oldu, özellikle de yerleşim yerlerinin inşası ve inşa edilen duvarın barış içinde var olan iki devletin tüm olasılıklarını nasıl yok ettiğini yakından gözlemlediler.

Bildiride ayrıca, yerel piskoposlar yaşam koşullarının “gittikçe dayanılmaz hale gelmesi” konusunun alarm verici bir boyuta geldiği ve bu durumun özellikle tüm insanların hareket özgürlüğü de dahil temel haklarının bile reddedildiği Batı Şeria’da acı verici bir şekilde açık şekilde ortak olduğu konularına dikkat çekiliyor.

Gazze’de bulunan piskoposlar “Tüm tarafların siyasi kararları; bir açık hava hapishanesi, insan hakları ihlalleri ve derin bir insani krizle sonuçlandı” diye konuştu.

Piskoposlar bölgedeki ‘sadece günlük hayatlarını devam ettirebilmek isteyen  ve elektrik ve temiz su gibi basit ihtiyaçlara özlem duyan’aileler tarafından misafirperverlikle karşılandıklarını belirttiler.

Piskoposlar “kendi ülkelerindeki Hıristiyanları bu durum için dua etmeye ve desteklemeye teşvik ettiklerini” de sözlerine ekleyerek ‘’Kutsal Topraklara hacca gelen insanların artışı cesaret vericidir ve gelenleri yerel topluluklarla karşılaşmalarını sağlamaya çağırıyoruz” diye konuştular.

Piskoposlar nihai bildiride ayrıca Kudüs’ün barışı için dua etmeye devam edeceklerini dile getirdiler.

Arab News