Kadınların sünnet edilmesi caiz mi?

Irak Kürdistan Bölgesi’nde kadın sünnetini sona erdirmek amacıyla zorlu bir mücadele veriliyor. Bölgede geçmiş yıllara göre kadın sünnet oranında ciddi düşüş yaşandığı belirtildi.

Kadında cinsel hazzı engellemek için gerçekleştirilen sünnet birçok ülkede yasak olmasına rağmen uygulama devam ediyor.

Kadın sünneti Afrika, Asya ve Orta Doğu’da bazı ülkelerde ya da ülke içindeki bazı topluluklarda görülür.

Uygulamanın kadınlarda ciddi fiziksel ve zihinsel sağlık sorunlarına yol açtığı belirtiliyor.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) 2016 yılı tahminlerine göre 27 Afrika ülkesi, Endonezya, Irak Kürdistan Bölgesi ve Yemen olmak üzere 30 ülkede üreme organlarını sakatlayan bu uygulamanın yapıldığı yaklaşık 200 milyon kadın yaşıyor.

Afrika ve Orta Doğu’daki 30 ülkede yoğunlaşmış olsa da kadın sünneti, Asya ve Latin Amerika’daki bazı ülkelerde de uygulanıyor.

Ayrıca Batı Avrupa, Kuzey Amerika, Avustralya ve Yeni Zelanda’da yaşayan göçmen nüfus içinde de bu uygulamaya rastlanıyor.

UNICEF’in 2014 yılında yaptığı araştırma Irak Kürdistan Bölgesi’nde de (IKB) kadınların yüzde 58.5’inin sünnetli olduğunu ortaya koymuştu.

2018’de yapılan araştırma ise 5 ile 49 yaş arasındaki kız çocukları ve kadınlarda sünnet oranın yüzde 37,5’e düştüğünü gösterdi.

Kampanyalar sayesinde vakalarda ciddi azalmalar oldu

Bölgede kadın sünnetine karşı mücadelesiyle bilinen kuruluşların başında Alman sivil toplum örgütü WADI geliyor.

Almanya merkezli kuruluş WADI, 1993’ten beri IKB’de de kadın sünnetine karşı kampanya yürütüyor.

2007’de IKB hükümetine bağlı müdürlük olarak hizmet veren ve 6 yönetim merkezi bulunan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Yönetimi birimi de benzer çalışmalar sürdürüyor.

Yürütülen kampanyalar ve 2011 yılında kadın sünnetini yasaklayan kanunun parlamentonun kabul etmesiyle IKB’deki vakalarda ciddi azalmalar yaşandı.

WADI’nın yayınladığı verilere göre, 2018 yılında Germiyan’da 29, Erbil ve Duhok kentlerinde 120, Süleymaniye ve Ranya bölgesinde ise 164 vaka tespit edildi.

Aynı rapora göre, 2019 yılında Germiyan’da hiçbir vakaya rastlanmazken, Erbil ve Duhok kentlerinde 161, Süleymaniye ve Ranya bölgesinde ise 162 sünnet vakası tespit edildi.

“Kadın sünneti bir insan hakları ihlalidir”

Konuyla ilgili Independent Türkçe’ye konuşan IKB Parlamento eski üyesi ve kadın hakları savunucusu Prof. Dr. Şükriye Resul, kadın sünnetinin bir insan hakları ihlali olduğunu söyledi.

2011 yılına kadar bölgede uygulamanın çok yaygın olduğunu kaydeden Resul, WADI gibi benzeri kuruluşların etkin çalışması sonucu rakamın hatırı sayılır derece düştüğünü ifade etti.

Kadın sünnetine karşı Alman sivil toplum örgütü WADI’nın çalışması ile ilgili bilgi veren Resul, “Almanya merkezli çalışan WADI’nın Süleymaniye’de de ofisi var. Almanya ve Hollanda’nın finanse ettiği kurum özellikle kadın sünnetine karşı çalışmalar yürütüyor. Çalışanları Germiyan başta olmak üzere köy köy dolaşıp ailelere kadınların sünnet olmaması yönünde faaliyet sürdürüyor” diye konuştu.

Resul, WADI dışında hükümete bağlı müdürlük olarak hizmet veren 6 tane kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Yönetimi birimi ve onlara bağlı 28 ofisin olduğunu kaydetti.

Uygulamanın kadınların yaşamı üzerinde olumsuz etkiler yaptığını aktaran Resul, devamında şunları söyledi:

“Kadın sünnetleri bilinen hiçbir tıbbi yararı yok, üstelik ciddi sağlık sorunlarına sebep olmakta. Kadınlar ve kız çocukları için uluslararası kabul görmüş çok ciddi bir insan hakları ihlalidir. Uygulamanın psikolojik etkileri kadar fiziksel etkileri de var. Tam bir cezalandırılma yöntemidir. Birkaç kadın beni aradı, kadınlar sünnetli oldukları için kocaları kuma getirmiş. Ne yapacaklarını bilmiyorlar.”

Uygulamanın radyo ve televizyon gibi kitle iletişim araçlarında tartışılmasını eleştiren Resul, dindar erkeklerin konuyu medya taşımalarının doğru olmadığını sözlerine ekledi.

“Kadın sünnetini İslam ile bağlantılandırmak doğru değil”

IKB Parlamentosu diyanet komisyonu üyesi Molla İhsan Rekani, İslam’ın erkeklere sünnet olmayı farz kıldığını, kadın sünnetinin dinde yeri olmadığını söyledi.

Kadın sünnetinin İslam öncesi bir gelenek olduğunu kaydeden Rekani, “Bazı alimler kadının sünnet meselesini bir hadise dayandırıyor ama o hadisin ne kadar sahih olduğu bilinmiyor. İslami olarak elimizde kadınların sünnet olmasını gerektirecek hiçbir bilgi ve belge bulunmuyor. Uygulamayı İslam ile bağlantılandırmak doğru değil” dedi.

İslam’ın bedene zararlı hiçbir uygulama ve operasyona izin vermediğini aktaran Rekani, “Kadın sünneti beden ile alakalı bir durumdur. İslam’dan ziyade tıp bilimlerinin ne dediği önemli. Mesela doktorlar bu konuda ne düşünüyor. Eğer doktorlar kadın sünnetten zarar görüyor diyorlarsa kesinlikle yapmamak ve yaptırımları daha da ağırlaştırmak lazım. Zararlı olması durumunda İslam’da uygulamaya izin vermediğini gibi karşı çıkar” diye konuştu.

Bilimsel tıbbin desteklemediği hiçbir operasyona izin verilmemesi gerektiğini ifade eden Rekani, kadın sünneti uygulamasının Kürdistan Bölgesi’nin tamamında olmadığını sadece birkaç bölgede kısmen devam ettiğini aktardı.

Germiyan, Erbil ve Süleymaniye bölgelerinde eskiye oranla çok düştüğünü dile getiren Rekani, “Hem hükümet hem de sivil toplum örgütleri etkin bir şekilde çalışıyor. Çalışmalar sonucu her yıl kadın sünneti oranlarında ciddi bir düşüş yaşanıyor. Tüm bölgeleri kapsayacak şekilde değil. Maalesef kısmen de olsa bazı bölgelerde devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Independent Türkçe