Arap şiiri yüzyıllar boyunca sürekli değişmiş göstererek, aşk dili, Arap şiirinin ayrılmaz bir konusu haline geldi.
İslamiyetten önce şairler aşkı, sevgiyi ve tutkuyu ifade eden dizeler yazardı.
Arapça olan şair kelimesi, hisseden ya da hisseden kişi anlamına gelir ve Arap Yarımadası’nın çöllerinden Endülüs’ün aristokrat bahçelerine kadim aşk hikâyeleri ile dolu klasik Arapça şiirler söylenirdi.
Bunlardan çoğu hala bilinmekte ve çağdaş şairlere, şarkıcılara, sanatçılara ve müzisyenlere ilham vermekte.
Antarah ibn Shaddad Al-Absi ve Abla (altıncı yüzyıl), Qays ibn Al-Mulawwah ve Leyla (yedinci yüzyıl), Kuthayyir ibn ‘Abd Al-Raḥman ve‘Azza (sekizinci yüzyıl), Ibn Zaydun ve Prenses Wallada (Onbirinci yüzyıl) Romantik Arapça dizelerde geçen sayısız çiftlere verilecek birkaç örnektir sadece.
Arap şiiri yüzyıllar boyunca sürekli değişmiş ve özellikle sömürgecilik ve küreselliğin sonucu olarak, Batı edebiyatının etkisi altında, biçim ve konu bakımından gelişme göstermiş. İkinci Dünya Savaşı’nda modernlik duygusu kendini göstermiş.
BATILI KÜLTÜREL BAŞKA BİR OLGU DA SEVGİLİLER GÜNÜ
Arap bölgesinde ortaya çıkan Batılı kültürel başka bir olgu da Aziz Valentine Günü ya da Arapça’da dedikleri şekliyle “Sevgi Günü”dür.
Sevgililer Günü’nün başlangıcı M.S. 269’a gitse de romantizmle bağlantısı 1800’lerde kurulmuş ve 19. yüzyılın ortalarına kadar özel bir gün olarak kutlanmamıştır.
Ticari ve sosyal bir etkinlik olarak, Sevgililer Günü, Arap dünyasında nispeten daha emekleme döneminde olsa da giderek popülaritesini artırıyor. Lübnanlı Elia Abu Madi, Mısırlı Farouk Gouida, Suudi Prensi Badr bin Abdul Mohsin ve Suriyeli Nizar Kabbani gibi Arap şairlerin yazdıkları ile artık sık sık Arapça şiirlerde bu günden söz edilmektedir.
Daha da çok sev beni, sev daha da
Ah çılgınlığımın en güzel eşi, daha da,
Çek derinlerine güzelim, beni çağıran deniz gibi
Öldüresiye sev beni öyle ki yeniden doğuşum olsun, ölümün ta kendisi
Evrendeki en güzel kadın, sev beni
Sen ki ateşi beni yakıp kavuransın, sev beni
Sen ki ateşi beni yakıp kavuransın, sev beni
Sen ki ateşi beni yakıp kavuransın, sev beni
Kalacak yerse aradığın, yerindir gözlerimin nuru
Yol gösterir bana aşkın, boştur gözümde evrenin haritası
Hüznün en eski başkentiyim ben, yaralarım firavundan kalma bir kitabedir
Istırabım bir kuş sürüsü gibi, Bağdat’tan ta Çin’e uzanır.
Daha da çok sev beni, sev daha da
Ah çılgınlığımın en güzel eşi, daha da,
Yüreğimin kanaryası, baharım,
Sen denizin kumu ve ruhumun ruhu
Zeytin ormanları
Bir an ateşin bir an karın lezzeti
(Ve) kuşkularımla güvenimin çeşnisi
Bilinmeyenden korkuyorum, koru beni
Karanlıktan korkuyorum sımsıkı sar beni
Soğuktan korkuyorum ört beni, kal yanımda ve söyle şarkını
Yaratılışın başından beri, kendi yurdumu aradım
Sevgisini aradım bir kadının, beni güneşin sınırına götüren ve sonra da fırlatan
Daha da çok sev beni sev daha da
Ah çılgınlığımın en güzel eşi, daha da,
Hayatımın ışığı, esintim, fenerim, bahçemin hoş kokusu
Limon kokusuyla yaptığın köprüyü uzat bana,
Saçının karanlığına fildişi tarak gibi yerleştir ve unut beni orada
Senin için tüm bu yakarışım ve geçmişi geride bırakışım
İşte, doğum belgemi çıkarıp tüm damarlarımı kesiyorum
Daha da çok sev beni sev daha da
Ah çılgınlığımın en güzel eşi, daha da,
Kabbani, Arapça edebiyat tarihinin en etkili seslerinden biri olarak bilinir. Öncü tarzı, çağdaş Arap şiirinde pek çok genç şair ve şarkı yazarının, onun yazma tekniğini taklit etmesine yol açacak kadar büyük bir etki yarattı.
ŞİİRLER ÜNLÜ SANATÇILAR TARAFINDAN SESLENDİRİLİYOR
Şiirleri eşitli dillere tercüme edilmiş ve Muhammed Abdel Wahab, Abdel Halim Hafez ve Kadim Al-Sahir gibi ünlü sanatçılar tarafından seslendirildi.
Kabbani’nin romantik şiiri İngilizce rap şarkılarının içinde de kendine yer buldu. Her ne kadar Arapça şiir ve İngiliz hip-hop müziği tamamen birbirinden farklıysa da Suriye asıllı Amerikan hip-hop sanatçısı Omar Offendum, başarılı bir şekilde Kabbani’nin şiirlerini kendi müziği içine yerleştirdi.
Offendum, Kabbani’nin, Hafez tarafından seslendirilen meşhur şiiri “Kariat il-Finjan”ı rap tarzında “Finjan” adıyla ve orijinal Arapça metinle tercümesini karıştırarak düzenledi. Başka bir parça olan “More Love” da Offendum, arka planda Kabbani’nin sesini kullandı.
Diğer genç Arap sanatçılar da klasik ve modern Arapça şiirlerin güzelliği ve karmaşıklığını keşfediyorlar.
Suudi sanatçılar Abdulrahman Muhammed ve Muhab Ömer bölgede, şiir temelinde yaptıkları şarkıları ile tanınıyorlar.
Muhammed ve Ömer gibi sanatçılar sayesinde genç Araplar, kültürleri ve klasik edebiyat arasındaki bağı müzik yoluyla ve daha da önemlisi yürekleriyle bulabiliyorlar.
Arab News