Sadu sanatını annesinden öğrenen Suudi adamın hikayesi

İnsanoğlunun çevresi ile ilişkisini ortaya koyan geleneksel Sadu sanatı, Arap Yarımadası’nın ve bedevilerin birçok renk ve geometrik şekille dokuduğu geleneksel el sanatlarından biri olarak kabul ediliyor.

Sadu üretiminde uzman olan Hilel el-Harisi, hayatını annesinden miras aldığı Sadu yapımıyla geçiriyor. Kilim ve çadırlarda koyun yünü, deve kılı, keçi kılı ve pamuktan yaptığı usta ürünler ortaya koyuyor.

Harisi, el-Arabiya ile yaptığı röportajda, Arap Yarımadası’ndaki Sadu üretiminin, eskiden Bedevi kadınlara mahsus olduğunu,  Sadu işlemelerinde ve desenlerinde bazı kadim değerlerin yansıtıldığını,  bazılarının ise kabilelerinin işaretini taşıdığını söyledi.

Sözlerinin devamında, “Sadu, çok parlak renkleri ve çöl halkının ortamından ilham alan güzel süslemeleriyle ayrı bir öneme sahip. Annem köyün halkı arasında Sadu üretimiyle biliniyordu, köy halkı yün toplardı ve annemden Sadu’yu evde yapmasını isterdi. Çocukluğumdan beri anneme Sadu’yu yapması için yardım ettim” diyor.

Eski yöntemlerin ilkel olduğunu belirten Harisi, annesinin iplerle yün kılları birbirine bağladığını ve dikdörtgen şeklindeki bir ağaç parçası ile dört mandalla birbirine bağlanan teller kullandığını ifade ediyor.

Harisi, “Geyik boynuzu Sadu tellerini birbirinden ayırmak ve motiflerin dikimi sırasında doğru sıraya sokmak için kullanılıyor. Aynı zamanda, kısa demir kollu ahşap bir sapı olan alet de kullanılıyor. “Midrat” adlı alet, tarak gibi dişli demir veya tahtadan yapılmış bir alettir ve Sadu’yu kıl iplikle dokuma sırasında kullanılıyor” dedi.

Son olarak Harisi, bir parçanın fiyatının, parçanın büyüklüğüne göre bin riyal ile 20 bin riyal arasında değiştiğini ve üretim süresinin bir haftadan bir aya kadar değiştiğini belirterek, bir gün bir Sadu fabrikasına sahip olmak istediğini söyledi.

Al Arabiya