İranlı kadın gazeteci Keymasi: Yunan polisi, beni ve 17 yaşındaki kızımı taciz etti

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “sınır kapılarını açtık, kapatmayacağız” açıklamasının ardından Yunanistan’a geçmeye çalışan İranlı aile, Yunan polislerinin tacizine uğradı. İranlı kadın gazeteci Keymasi ve kızı başlarından geçenleri anlattı.

İranlı Salmani ailesi 14 ay önce Avrupa’ya gidebilmek için Türkiye geldi. Yunanistan’a geçmeye çalışan aile sınırda yakalandı.

Para, altın, telefon gibi tüm değerli eşyalara el konulan ailenin gözü önünde anne ve kızı tacize uğradı.

Üç çocuk babası İsmail Salmani, Türkiye’ye gelmeden önce İran’ın başkenti Tahran’da bir maden arama şirketinde maden mühendisi olarak çalıştı.

Anne Nazenin Zehra Keymasi ise tanınan bir gazeteci. Yerel ve ulusal birçok gazete ve televizyonda çalışan Keymasi, yaptığı bir haberden dolayı 5 yıl ceza aldı.

Nazenin Zehra Keymasi’ye ait basın kartı

Tutuklandıktan sonra kefaletle serbest bırakılan Keymasi’ye yurt dışına çıkma yasağı konuldu.

Eşi Salmani ile birlikte yoğun baskılara maruz kalan Keymasi, İran’dan çıkmanın yollarını aradı.

“Tövbe bahanesiyle İran’dan kaçtılar”

İranlı yetkililere ailesiyle tövbe etmek için Irak’ın Kerbela kentine gitmek istediğini söyleyen Keymasi, eşi ve üç çocuğuyla Ocak 2019’da Türkiye’ye kaçtı.

14 ay boyunca Türkiye’nin değişik kentlerinde yaşam mücadelesi veren aile, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Sınır kapılarını açtık” açıklamasından sonra Avrupa’ya geçmek için Edirne’ye gitti.

Birkaç gün Edirne Pazarkulu Sınır Kapısı’nda bekleyen ve oradan Yunanistan’a geçemeyeceklerini anlayan aile, çare aramaya başladı.

17 kadın ve 4 erkekten oluşan grubun içinde olan aile güvenlik güçlerinden yardım talep etti.

Güvenlik güçleri aralarında kadın ve çocukların da olduğu grubu gece saatlerinde otobüslerle Meriç Nehri’nin kıyısına kadar götürdü.

Nehri geçtikten sonra toplamda 5-6 saat Yunanistan tarafında kalan ailenin yaşadığı trajedi yürek yakan cinsten.

Bir yılı aşkın Türkiye’de yaşayan ve bu süre zarfında Türkçe öğrenen Nazenin Zehra Keymasi’nin büyük kızı 17 yaşındaki A. Salmani ve annesi, hem kendisi hem de ailesinin başından geçenleri Independent Türkçe’ye anlattı.

“Eli sopalı Yunan polisleri döverek araçtan indirdiler”

Askerlerin grubu nehir kıyısına getirdikten sonra botlarla Yunanistan tarafına geçtiklerini aktaran A. Salmani, rehber olmadan dağ yolundan yaklaşık bir saat çamurda yürüdükten sonra Yunan güvenlik güçleri tarafından yakalandıklarını söyledi.

Keymasi’nin kızı A. Salmani, Yunan polislerin şiddete maruz kaldı

Yakalandıkları yerin yakınında kendilerinden başka göçmenlerin de olduğunu kaydeden A. Salmani, “Önce kadın ve erkekleri birbirinden ayırdılar. Ayırma esnasında itiraz edenlere ilk şiddeti orada uyguladılar. Sonra bizleri zorla askeri araca bindirdiler. Neresi olduğunu bilmediğimiz başka bir yere götürdüler bizi. Bağırıp çağıran yüzleri maskeli ve elleri sopalı Yunanlı polislerin arabadaki insanları ‘hayvanları’ araçtan atar gibi attılar” dedi.

“Para, altın, pasaport dahil tüm değerli eşyalarımız aldılar”

Ağlama sesinden götürüldükleri yerde başka göçmenlerin de olduğunu fark ettiklerini ifade eden A. Salmani, devamında şunları söyledi:

“Daha araçta iken insanları dövmeye başladılar. Üzerimizde ne var ne yok aldılar. Geçici kimliklerimiz, pasaport, para, altın, cep telefonu ve tabletleri aldılar. Hatta benim altın küpelerimi ve annemin altın yüzük ve bileziklerini bile aldılar. İçinde küçük oyuncaklar olan kız kardeşimin sırt çantasını dahi el koydular. Değerli eşyaların yanı sıra üzerimizdeki ayakkabı, mont, fanila ve kazakları zorla çıkartılar. Direnenleri sopayla dövüyorlardı.”

İranlı aile Yunan polislerin şiddetine maruz kaldı

Küçük büyük ayrımı yapmadan Yunan polislerin herkesi dövdüğünü aktaran A. Salmani, hem kendisinin hem de annesinin ailesinin gözü önünde cinsel tacize uğradığını söyledi.

“Polisler göğüslerime ve cinsel organıma dokundular”

Annesiyle beraber yaşadıkları cinsel tacizi anlatırken gözyaşlarına boğulan A. Salmani, “Elbiselerimizi zorla aldıklarından dolayı yarı çıplak kalmıştık. Beraber tutulduğumuz diğer göçmenlerin de durumu aynıydı. Utanma ve ahlak duygusundan yoksun Yunan polisleri herkesin içinde göğüslerimi ellediler. Anlatırken bile zorlanıyorum. Diğer kadınlık organlarıma ellediler. Belki de onca insanın içinde cesaret edemedikleri için tecavüz etmeye kalkışmadılar” diye konuştu.

Annesinin de Yunanlı polislerin benzer cinsel tacizlerine maruz kaldığını ve korkudan bir süre baygın kaldığını ifade eden A. Salmani, yakalanan tüm kadın göçmenlerin aynı durumu yaşadıklarını ama çekindikleri konuyu anlatamadıklarını belirtti.

İranlı aile Yunan polislerin şiddetine maruz kaldı

“Annem ve diğer göçmenler müdahale etmeseydi Yunan polis beni bırakmayacaktı”

Yunan polislerin o gece yakaladıkları onlarca göçmeni yarı çıplak bir şekilde tekrar Meriç Nehri kıyısına getirdiğini söyleyen A. Salmani, devamında şu ifadeleri kullandı:

“Arabadan indirdiklerinde dövdükleri gibi bindirirken de soplarla tekrar dövdüler. Hem benim hem de annemin vücudundaki morluklar hala duruyor. Aldıkları hiçbir eşyamızı geri vermediler. Bizi Meriç Nehri’nin kıyısına götürdüler. Erkekleri kadınlardan önce sınır dışı ettiler Orada bota binmeden önce de bir polis beni taciz etti. Annemin ve diğer göçmenlerin müdahalesi olmasaydı bırakmayacaktı beni. Bota bindikten sonra bile yanıma gelip beni bottan suya attı.”

Tekrar botla karşıya geçtiklerini, elbisesiz kaldıkları için birkaç çocuğun hastalandığını ve bir saat yürüdükten sonra bir Türk köyüne ulaştıklarını kaydeden, A. Salmani, köyden birinin arabasıyla Edirne’ye, oradan da annesinin arkadaşının ödediğini 2 bin 500 Türk Lirası karşılığı yaşadıkları şehre geçtiklerini sözlerine ekledi.

Türkçe bilmeyen Anne Nazenin Zehra Keymasi ise kızının anlattıklarının kelimesi kelimesine doğru olduğunu belirterek, “Her şeyimize el koyan Yunan polisi, beni ve 17 yaşındaki kızımı taciz etti” diye konuştu.

Başlarından gelen onca eziyet, işkence ve taciz nedeniyle ciddi psikolojik sıkıntı yaşayan İranlı aile, Türkiye’nin bir kentinde bulunan ve kendileri gibi İran’ı terk etmek zorunda kalan arkadaşlarının yanında yaşam mücadelesi veriyor.

 

İndependent Türkçe