ABD’li sağlık uzmanı: Koronavirüs, 50 milyon kişinin öldüğü 1918 grip salgını gibi olabilir

Eski bir Hastalık Koruma ve Kontrol Merkezleri (CDC) bulaşıcı hastalıklar uzmanı, koronavirüsün dünya genelinde 50 milyon kişinin ölümüne yol açan 1918’deki grip salgını kadar ciddi ve ölümcül olabileceği uyarısını yaptı.

Milan’dan Vuhan’a kadar sağlık uzmanları şu ana kadar 110 binden fazla kişiye bulaşan ve 4 binden fazla kişiyi öldüren Kovid-19’un yayılmasını önlemeye çalışırken, Washington eyaletinden bir epidemiyolog “tanıdığınız insanların” muhtemelen öleceği uyarısında bulundu.

Koruyucu tıp doktoru ve bulaşıcı hastalıklar epidemiyoloğu Juliana Grant “Kovid-19’un kötü bir grip yılı gibi olması muhtemel ama aynı zamanda 1918 grip salgınına epey benzeyeceğine dair bir dizi gösterge de var” diye yazdı.

Grant, “Bir karşılaştırma yapmak gerekirse 1918 gribi bildiğimiz medeniyetin sonunu getirmemişti ama son 200 yılda görülen en ölümcül ikinci olaydı. Tanıdığınız kişilerin Kovid-19’dan ölmesi olası” yorumunu yaptı.

Grant’in bu yorumu ABD’deki krizin merkez üssü Washington’daki yetkililerin üç yeni ölümün bildirildiğini ve böylece eyaletteki ölüm vakası sayısının 20’ye, ülke genelindekini de muhtemelen 24’e çıktığını duyurduğu bir zamanda geldi.

Hastalığın yarattığı tehlikeyi önemsememekle suçlanan Donald Trump:

“Geçen yıl 37 bin Amerikalı gripten öldü. Yılda ortalama 27 bin ile 70 bin arasında kişi gripten ölüyor. Ve hiçbir şey kapatılmıyor, hayat ve ekonomi kaldığı yerden devam ediyor. Şu anda 546 tane doğrulanmış koronavirüs vakası var, bunların 22’si öldü. Bunu bir düşünün!” şeklinde bir tweet attı.

Grant, 1918 gribine dair yorumlarını kişisel blogunda paylaşmış ve daha fazla açıklama yapmak için hemen uygun olamamıştı.

Paylaştığı yazıda şöyle diyordu:

“Kovid-19’la 1918 gribi arasında kritik bir fark var: 1918 gribi virüsü çocukları ve genç yetişkinleri bilhassa kötü vurmuştu. Kovid-19’unsa daha çok yaşlı yetişkinler için ciddi olduğu görülüyor. Çocuklar ve genç yetişkinler hastalığı genellikle hafif geçiriyor ve bunun için minnettarız.”

Yüz yıl önce yaşanan olaylarla neden karşılaştırma yaptığını açıkladığı ayrı bir paylaşımda Grant hem bulaşma oranı hem de ölüm oranı karşısında çarpıldığını;

“Kovid-19’a dair ilk bilgiler yüzde 1,5 ile 3 arası bir ölüm oranına işaret ediyor yani virüs bulaşan insanların yüzde 1,5 ile yüzde 3’ü ölecek. Bu, ABD’de mevsimsel griple ilişkilendirilen ölüm oranından yaklaşık 10-30 kat daha fazla ve 1918 gribiyle aynı yakınlıkta. Elimizdeki ilk raporlar Kovid-19’un bulaştığı her kişinin virüsü ortalama ikiden fazla kişiye bulaştırdığını gösteriyor. Buna bulaşma oranı deniyor” şeklinde ifede etti.

Grant şöyle ekledi:

“Mevsimsel gribin bulaşma oranının ikiden az olduğunu düşünüyoruz ama 1918 gribinin bulaşma oranı Kovid-19’da gördüğümüzün neredeyse aynısı. Yine belirteyim, bunlar tahminler ve henüz doğru olup olmadıklarını bilmiyoruz.”

Houston’daki Baylor Tıp Fakültesi’nde Tropikal Tıp Dekanı Peter Hotez, Kongre’nin virüsün hassas bünyeler veya insanlar için yarattığı riski küçümsememesinde ısrar ediyor.

Kongre’de verdiği ifadede Hotez, virüs hakkında “yaşlı bireyler için ölüm meleği gibi” ifadesini kullanmıştı.

Hotez The Independent’a yaptığı açıklamada da insanların bakım evleri gibi yerlerdeki riski yeterince ciddiye almamalarından ötürü duyduğu endişeyi dile getirdi. Söz konusu bakım evlerinden biri Seattle yakınlarındaki Kirkland’da bulunan ve ABD’deki en çok ölüm vakasının yaşandığı bakım evi.

Grant’in Kovid-19’u 1918 grip salgınıyla kıyaslaması sorulduğunda Hotez, Grant’in de yaptığı gibi, gençlerin şu anda koronavirüsün teşkil ettiği bir tehdit altında olmadığına dikkat çekti.

“Bu virüs hakkında beni endişelendiren şey şu: Şimdiye kadar gördüğümüz en ölümcül virüs değil, hele ki Ebola benzerleriyle karşılaştırıldığında. Gördüğümüz en bulaşıcı hastalık da değil. Ancak iki kategoride de, hem ölümcüllük hem de bulaşıcılık açısından yüksek seyrediyor ve bu kombinasyon da koronavirüsü çok korkutucu bir hastalık haline getiren bir birliktelik sağlıyor. Bunun Kirkland’daki bakım evinde nasıl vuku bulduğunu gördük.”

Şarkul Avsat