Suriye’deki üç ‘nüfuz alanında’ koronavirüs endişesi

Doktorlar ve yardım gönüllüleri, ister rejimin, ister ülkenin kuzeybatısında muhalif grupların, isterse de ülkenin kuzeydoğusunda Kürtlerin nüfuz alanlarında olsun koronavirüsün Suriye’ye gelişinin, farklı ölçülerde endişe verici şekilde ölümcül bir salgına dönüşmesi olasılığının yüksek olduğunu belirttiler.

Suriye hükümeti Pazar günü, ilk koronavirüs vakasını duyurdu. Güvenirliği teyit edilmemiş haberlerde ise Suriye’de koronavirüs vakalarının daha önce tespit edildiği, ancak örtbas edildiği belirtildi. Buna karşın Şam’daki hükümet yetkilileri suçlamaları reddetti. Bununla birlikte hükümet komşu ülkelerde yayılan koronavirüse karşı katı önlemler aldı. Hükümet virüsün kontrolü altındaki alanlarda yayılmasını önlemek amacıyla daha önce de bir dizi önlem almıştı.

Öte yandan Şam’da, okulların ve işletmelerin kapatılması, toplu taşıma yasağı ve uçuşların askıya alınması gibi kısıtlamalara rağmen, dün çok sayıda insan hala sokaklardaydı ve birçoğu maske takıyordu. Bununla birlikte Suriye ordusu Cumartesi günü, askeri hastanelere sahip olduğunu ve toplantıların mümkün olan en düşük seviyeye indirilmesi emri verdiğini duyurdu. Bununla birlikte bölge sakinleri, son günlerde yoğun talep alan dezenfektan ve maske fiyatlarının başkentte bir anda yükselişe geçtiğini söylediler.

Diğer yandan Şam’ın sadece bir koronavirüs vakası olduğunu açıklamasına rağmen, bir diplomat, düşük bilgi kapasitesi ve şeffaflık eksikliği nedeniyle virüsün daha fazla yayılmış durumda olduğunu söyledi.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) hükümetin doktorları tehdit ettiğini ve vakaları açıklamamalarını istediğini belirtti. Birleşmiş Milletler’den (BM) bir kaynak, Beyrut’ta yakın zamanda Suriye’den gelen üç Suriyelinin hafta sonu yapılan koronavirüs testlerinin pozitif çıktığını açıkladı.

İdlib

Dünya Sağlık Örgütü’nden (WHO) bir sözcü, salgının yerinden edilenlerin kaldığı aşırı kalabalık kampları etkileyeceğine dair korkularla birlikte, İdlib’de ve hükümetin kontrolü dışındaki bölgelerde yakında koronavirüs testleri yapılmaya başlanacağını belirtti. Bununla birlikte kaynaklar, muhalefet tarafından kontrol edilen bölgelerde doğrulanmış koronavirüs vakaları olmadığını, ancak hastalığın olası semptomlarının haftalardır hastalarda görüldüğünü ve iki gün içinde virüsü tespit etmek için gerekli 300 cihazın bölgeye ulaşacağını kaydettiler.

Norveç Mülteci Konseyi (NRC) Danışmanı Rachel Sider yaptığı açıklamada, “Ülkenin büyük bir kısmında sağlık tesisleri ve temel hizmetler altyapısı tamamen yok edildi. Suriyelilerin virüsün küresel yayılımına karşı en savunmasız kişiler olma olasılığı çok yüksek. Hiçbir salgına hiçbir şekilde hazır olmadıkları çok açık” şeklinde konuştu.

Yerlerinden edilen Suriyeliler, kalabalık geçici kamplarda yaşıyorlar. Bu durum, sağlık çalışanlarının hastalığın çok sayıda ölüme neden olabileceğine dair endişelenmelerine neden oluyor. Öte yandan Suriye hükümet güçlerinin Rusya’nın desteği ile yaptığı başlattığı saldırılar nedeniyle son aylarda yaklaşık bir milyon kişi yerlerinden edildi.  Ayrıca ateşkes ilan edilene kadar altyapıyı tahrip etti.

ABD merkezli Uluslararası Tıbbi Bakım ve Yardım Organizasyonları Birliği (Union Of Medical Care And Relief Organizations – UOSSM) bünyesinde çalışan Dr. Ahmed Dbais, “Geçtiğimiz yıl yaşanan çatışmalar, bölgedeki tıbbi tesislerin büyük bir kısmını yok etti. Geriye sadece 175 solunum cihazı kaldı. Test cihazlarının sınırlı kullanılabilirliklerine rağmen bu hafta gelecek olması, doktorların nihayetinde virüsü tespit etmeye başlamasını sağlayacak. Şimdiye kadar inceleme için Türkiye’ye birkaç test gönderildi, ancak hiçbiri pozitif çıkmadı” ifadelerini kullandı. Suriye Amerikan Tıp Toplumu (The Syrian American Medical Society – SAMS) bünyesinde İdlib’de faaliyet gösteren Bashir Taj al-Din, “Çok sayıda vaka tesislere ve hastanelere geliyor. Virüse ilişkin semptomlar var, ancak teşhis etme imkanımız yok” ifadelerini kullandı.

Fırat’ın doğusu

BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Suriye’nin kuzeyindeki yüz binlerce insanın, su kaynaklarının kesintiye uğraması nedeniyle koronavirüsün yayılması tehlikesiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.

Birkaç gün önce, Ankara’nın desteklediği Suriyeli muhalif gruplar, Resulayn kırsalında yer alan Aluk su tedarik istasyonundan Kürt güçlerin kontrolü altındaki bölgelere su pompalamayı durdurdu. SOHR, su kesintisini doğruladı.

Aluk su istasyonu, Haseke sakinleri ve aralarında DEAŞ’lıların ailelerinden binlerce kişinin de bulunduğu yerlerinden edilenlerin kaldığı el-Hol Kampı sakinlerinden yaklaşık 460 bin kişiye su sağlıyor.

UNICEF Suriye Temsilcisi Fran Equiza yaptığı açıklamada, “Koronavirüsün yayılmasını azaltmaya yönelik mevcut çabalar sırasında su kaynaklarının kesintiye uğraması, çocukları ve aileleri kabul edilemez bir riske sokmaktadır. Askeri ve siyasi kazanç için su ve su tesislerinin kullanılması kabul edilemez bir durum. Bundan en başta çocuklar etkileniyor” şeklinde konuştu.

Bununla birlikte Kürt yetkililer, kontrolleri altındaki bölgelerde koronavirüsün yayılması ihtimaliyle mücadele etmek için yeterli donanıma sahip olmadıkları konusunda uyardılar.

ABD liderliğindeki uluslararası koalisyon tarafından desteklenen Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi “Virüsün yayılması riskimiz çok yüksek. Bu yüzden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, bu virüsün yayılmasıyla mücadele için birkaç önemli önlem aldı” dedi. Abdi bölge sakinlerine evlerinde kendilerini karantinaya almaları çağırısı yaptı.

Şarkul Avsat