Yunanistan'da salgın nedeniyle başkent Atina olmak üzere birçok yerde insan kalabalıkları azaldı

Yunanistan salgını kontrol altına almayı nasıl başardı?

Atina hayli sessiz; arabaların sürekli kırmızı ışıkta geçtiği kavşaklarda artık ezilme korkusu olmadan karşıya geçmek mümkün. Tarihi Parthenon’un etrafındaki dar sokaklar bir zamanlar turistlerle doluydu, şimdiyse sadece köpek gezdirenlerin ve koşucuların etkinlik alanı.

Yunanistan 23 Mart’ta Avrupalı komşularının çoğundan çok daha önce tam tecrit kararı aldı, bir hafta öncesinde de bar ve restoranlarını kapattı. Sonuç olarak ülke 83 ölüm ve sadece bin 884 vakayla İtalya, Fransa ve İspanya’da kaydedilen koronavirüs seviyelerini görmemiş oldu. Buna karşılık İtalya’da 17 bin 669 kişi hayatını kaybetti ve 139 bin 422 kişi enfekte oldu.

Süpermarketler her 15 metrekarede yalnızca bir kişi olmasını sağlamak için herkesin girerken numara almasını gerektiren kalabalık kontrol önlemleri uygulamaya başladı. Ayrıca evinden ayrılan herkes, dışarı çıkma nedenini açıklayan bir formla kimliğini yanında bulundurmak zorunda. Düzenli polis devriyeleri vatandaşların hareketlerini izliyor ve yönetmelikleri ihlal ettiği tespit edilen kişilere 150 euro (yaklaşık bin 100 TL) para cezası kesiyor.

Görünüşe bakılırsa önleyici tedbirlerin ardındaki itici gücü, ülkenin kırılgan bir sağlık sistemine sahip olması oluşturuyor.

Londra Queen Mary Üniversitesi ve Atina Panteion Üniversitesi’nde yardımcı doçent Stella Ladi, “Kilit nokta çok hızlı bir yanıt verilmesiydi çünkü hükümet önceki kriz ve kesintiler nedeniyle sağlık sisteminin durumla başa çıkamayacağından ve bunun hastaneler için ne anlama geldiğinden korkuyordu” diye konuştu.

Ladi, The Independent’e verdiği röportajda şunları söyledi:

“İtalya örneği de önemliydi; İtalya genellikle yalnızca bir komşu olarak değil, Yunanistan için bir ayna ülke olarak görülür. İtalya’dan gelen görüntüleri ve orada olan biteni görmek hem hükümeti hem de halkı durumu ciddiye almaya zorladı.”

Yaklaşık 11 milyon nüfuslu ülkede mart ayı başında yalnızca 565 yoğun bakım ünitesi yatağı vardı. Kapasiteyi artırmaya yönelik acil ihtiyaç, özel hastanelerdeki alanlara el konmasının yanı sıra devlet hastanelerinde yeni yoğun bakım yataklarının oluşturulmasıyla sonuçlandı. Gerektiğinde daha fazla yatak ve tıbbi ekipman üretme ya da el koymaya devam etme amacıyla, bu yöntemler şimdiye kadar ülkenin yoğun bakım ünitesi kapasitesini neredeyse ikiye katlayarak 910 yatağa çıkardı.

Atina Ulusal ve Kapodistrian Üniversitesi Hijyen ve Epidemiyoloji bölümünden yardımcı doçent Gkikas Magiorkinis, “Yunanistan’da okullar, konferanslar ve diğer büyük toplantılar gibi başlıca süper-yayılma kaynaklarını kapatma kararımız, salgının seyri içinde çok daha erken alınmış kararlardı” diye konuştu. Magiorkinis, bunun sonucunda ülkenin yayılmayı kontrol altına alma konusunda daha etkili hareket ettiğini söyledi.

Bununla birlikte başlangıçta türlü pürüzler de çıktı. 13 Mart’ta bar ve kafelerin kapatılması kararının ardından harikulade güneşli bir hafta sonu geldi. Birleşik Krallık’ta da olduğu gibi, Yunanistan’ın kuzeyindeki Selanik’te yoğun plajları ve tıka basa dolu bir gezinti yerini gösteren fotoğraflar ortaya çıktı. Bu manzara üzerine Başbakan Kiryakos Miçotakis plajların ve kayak merkezlerinin de kapatılmasını emretti. Miçotakis yaptığı açıklamada, “Vaziyet ciddi ve herkesin sorumluluk almasını gerektiriyor” dedi.

Ege Denizi’ndeki Yunan adalarına düzenlenen tüm feribot yolculukları, sağlık hizmetlerini ve adaların çoğunda yaşayan yaşlı nüfusu korumak adına sadece ada sakinlerinin katılabileceği şekilde kısıtlandı.

Sivil Savunma Bakanlığı’ndan Nikos Hardalyas, “Bu Paskalya farklı olacak” dedi ve “Köylerimize gitmeyeceğiz, kuzu çevirme yapmayacağız ve kiliseye gitmeyeceğiz” diye ekledi. İlk başlarda Efharistiya’yı (Son Akşam Yemeği’ni anan ve genel olarak Ekmek-Şarap Ayini olarak bilinen ayin) durdurmayı reddeden ve virüsün bu şekilde yayılamayacağına dair bir açıklama yapan Yunan Ortodoks Kilisesi’yle gerginlikler yaşanmıştı. O günlerden bu yana kilise hizmetleri durduruldu fakat kiliseler bireysel ibadetler için hala açık.

Yunanistan’ın kuzeyindeki Perama kasabası sakini Norma Simos, The Independent’a verdiği röportajda, yaşadığı yerde halkın büyük çoğunluğunun evde kaldığını söyledi:

“Sokaklar burada neredeyse tamamen terk edilmiş halde. Birisi Yunanların bu kadar disiplinli olmasının sürpriz olduğunu söyledi ama öyle değil aslında. Yunanca merhaba dediğinizde ‘can sağlığı’ dersiniz, hoşçakal dediğinizde ‘can sağlığı’ dersiniz, genelde konuşmalarımızdaki hayır duamız hep sağlıktır.”

“Ayrıca Yunanistan’ın son birkaç yılda dayanıklılığını kanıtladığını düşünüyorum; savaş, baskı ve açlık sırasında büyük güçlüklere karşı hayatta kalmayı başaran önceki nesillerden miras kalmış bir yetenek.”

Simos, herkesin bir şekilde idare etmenin yolunu bulduğunu da ekledi:

“Semt eczacımız bile temastan kaçınmak için cam kapısına sevimli küçük bir pencere açtı.”

Moria mülteci kampındaki kötü yaşam koşullarına yönelik sık sık uyarılar yapılıyor

Ne var ki Yunanistan salgının yayılmasını kontrol altına almayı başarmış gibi görünse de ülkedeki mülteci nüfusuna dair endişeler sürüyor: Ana karadaki iki mülteci kampında Kovid-19 vakaları olduğu doğrulandı ve her iki kampta da iki haftalık karantina önlemleri alındı.

Midilli Adası’ndaki kötü şöhretli Moria mülteci kampında 3 binden daha az kişi için tasarlanan bir alanda yaklaşık 20 bin kişi yaşıyor. Tıbbi yardım kuruluşu Sınır Tanımayan Doktorlar kuruluşu, kalabalığın acilen dağıtılmasına yönelik defalarca çağrı yaptı. Moria’daki geri gönderme merkezinde gözaltında tutulan göçmenler, kötü yaşam koşullarıyla ün salan ve musluk suyuna sınırlı erişimi olan kampta patlak verecek bir salgında başlarına neler gelebileceğine dair yaşadıkları korku nedeniyle 5 Nisan’dan bu yana açlık grevinde bulunuyor.

Bununla birlikte şimdilik, Yunanistan’daki düşük ölüm oranı, İtalya gibi yakın komşularının çoğundan daha olumlu sonuçlar olacağı anlamına gelebilir fakat başkent sokaklarındaki yoğun polis varlığı, baskı anında hızla çökebilecek kırılgan sağlık sistemine dair endişelerin hala sürdüğünü gösteriyor.

Yaklaşan Paskalya hafta sonu, normalde yılın bu zamanını büyük aile toplantılarıyla kutlayan tüm Yunanların “menoume spiti” (evde kalmaya) ve çan eğrisini düzleştirmeye devam etme yeteneği için tarihi bir test olacak.

Independent Türkçe