Evde geçirdiğimiz bir ayda öğrendiğimiz 13 hayat dersi

Birçok insan bu hafta koronavirüs krizi nedeniyle evde birinci aylarını bitirmiş olacak. Eve kapandığımız son dört haftada, restoran ve barlar gibi günlük hayatta rutin haline gelen pek çok şey durduğundan beri dünya oldukça yavaşladı. Özellikle evden çalışan binlerce insandan biriyseniz, bu son dört hafta ‘büyük ölçüde kendi dört duvarınızın sınırları içinde geçti’ demek olacak.

Evde bir ay geçirmek, rutinin tamamen değişmesi anlamına geliyor, sosyalleşmemizden egzersiz yapma şeklimize ve işimizi yapma şeklimize kadar her şeyi etkiliyor. Ve bu değişimler bize kendimiz, evlerimiz veya birlikte yaşadığımız insanlar hakkında bir kaç şey öğretmiş olacak.

İşte The National’da çalışan insanların evde geçirdiği bir aydan beri öğrendikleri en büyük derslerden bazıları:

Küçük şeylerin farkına varmak

‘’Bahçemde birkaç ay önce eve taşındığımız için daha önceki evimizden sökülüp buraya yeniden dikilen iki frangipani ağacı var. Ağaçların her ikisi de taşınma olayına çok iyi tepki vermedi ve yaşamayacaklar gibi görünüyorlardı. Ancak sonraki birkaç hafta içinde, minik yaprakların dallar boyunca filizlenmeye başladığını ve ardından hoş yeşil kümelere dönüştüğünü izledim. Günlük hayatın normal koşuşturmacasında, zar zor fark ederdim ama bu sükunet ve sessizlik döneminde, bu en doğal fenomeni bire bir yaşamak için zamanım oldu.’’

– Selina Denman, magazin ve seyahat direktörü

‘’Yağmur yağarken balkondan dışarı çıkın ve kokuyu içinize çekin. Aynı şekilde, gün batımına yakın gene dışarı çıkın veya bir pencere açın ve sesleri dinleyin. Dışarı çıkamayabilirsiniz, ancak yine de ortamdaki günden güne farkın farkına varmak için zaman ayırabilirsiniz.’’

– Louise Burke, ana sayfa editörü

Sessizliğin keyfini yaşamak

‘’Daha sessiz dünyayı takdir ediyorum. Uçak yok, gürültülü yollar yok, sadece doğal sesler. Vay canına, kuşların bu kadar gürültülü olduğunu kim bilebilirdi? Rüzgar uğultusu veya suyun sesini duymak oldukça ferahlatıcı.

– Jason Von Berg, mobil uygulama editörü

Yapboz keyfi

‘’En son yapbozu 30 yıl önce yaptım. Sadece yetişkinlikte yapılacak bir şey değilmiş bunu anladım. Ancak son birkaç hafta, yeni ve beklenmedik arayışlara girmek için çok zamanım oldu ve komşulardan ödünç alınan bir bulmacanın, akşamları tek başına hoş bir arkadaş olduğunu anladım ve bu benim için bir ritüel haline geldi. Beynime egzersiz yaptırırken can sıkıntısı olmuyor. Geleneksel meditatif uygulamalarda hiç iyi değilim, ama yapbozla çok daha iyi hissediyorum.’’

– Selina Denman, magazin ve seyahat direktörü

Yemek yapmanın keyfi ve neşesini yeniden keşfetmek

‘’Geçen ayı evde geçirdim, kocam ve ben eski tencere ve tavalarımızı dolaptan çıkardık ve bir kez daha yemek pişirmeye başladık. Çorbalar, güveçler, köriler ve taze makarnalar artık günlük olarak pişirdiğimiz, mutfağımızda daha fazla zaman geçirmemizi ve yenilenmiş özen ve dikkatle yemek hazırlarken birlikte daha fazla zaman geçirmemizi teşvik eden yemekler haline geldi. Netflix’in önünde durmak yerine daha sağlıklı, taze yemekler pişirmek, hafta sonlarını yemek kitaplarına bakmak için daha fazla özen göstermeye başladık. Bununla birlikte, yeni bir pişirme aşkı kesinlikle besleyici seçimlere yönelmemize neden oluyor. Sonuçta, içerde olmanın tek dezavantajı, kendi pişirdiklerimizi sadece kendimizin yiyebilecek olması. ‘’

– Emma Day, yardımcı program editörü

Disiplin önemlidir

‘’Disiplin ve zihniyet her şeydir. Bütün gün kanepedeyken, sabahtan akşama kadar bu şekilde kalmak, biraz adım atıp daha sonra buzdolabına gitmek çok kolaydır. Rahat olduğunuz için egzersiz yapmak veya temponuzu ayarlamak gerçekten çok çaba gerektirir, çünkü her zaman gittiğiniz spor salonunda değilsiniz. Bu yüzden kendimi hareket etmeye ve yemeyi bırakmaya zorlamayı öğrenmek gerçek bir irade savaşı oldu.’’

– Ashleigh Stewart, kültür sayfası editörü

‘’Uyandığınız anda yatağınızı yapın, egzersiz ve meditasyon için belirli bir zaman geçirin, mümkünse çalışma alanınızdan uygun öğle molalarını alın.

– Louise Burke, ana sayfa editörü

Konuşmanın önemi

‘’İnsanlarla konuşun. Birçok kez kendimi oldukça moralsiz hissettim. Böyle zamanlarda yardımcı ve motive edici olan şey, hepimizin bu durumun içinde olduğunu hatırlamak ve çalışanlarımıza, meslektaşlarımıza ve ailelerimize daha fazla bakmamız gerektiğini bilmek.

– Jason Von Berg, mobil uygulama editörü

‘’Geçen birkaç hafta içinde telefonla veya görüntülü sohbet yoluyla daha fazla arkadaşım ve aile üyemle geçen yıllardan daha fazla konuştum ve bu da bana çok keyif verdi. Genellikle, zaman farkı, meşguliyet ve günlük hayatın telaşı gibi nedenlerden dolayı zaman bulmak çok zor olabiliyor. Benim daha önceki etkileşimlerimin çoğu aceleyle yazılmış WhatsApp mesajlarından veya hızlı sesli notlardan oluşurdu. Ancak şimdi garip bir şekilde, kendimi her zamankinden daha fazla bağlı hissetmeye başladım.’’

– Sophie Prideaux, yardımcı içerik editörü

Eskiler her zaman daha keyiflidir

‘’Bir düğmeyi tıklatarak çok sayıda şov ve film seçeneği olmasına rağmen, binlerce kez gördüğüm filmleri yeniden seyredebilirim. Mesela Notting Hill’i 1.026 kez izlemiş olsam ve kelime kelime bilsem de yeniden seyretmek beni çok mutlu etti. Kendimi kötü hissettiğimde konforlu hissettiren bir battaniye ile eski favori filmleri yeniden keşfetmek keyif veriyor.’’

– Sophie Prideaux, yardımcı içerik editörü

Hayat kolaylaştıran pek çok uygulama var

‘’Her ne kadar Covid-19 sayesinde birçok uygulama işleri kolaylaştırıyor ve iletişimi geliştiriyor gibi görünse de, bunun bize verimlilik yanılsaması vermesinden korkuyorum. Profesyonel hedeflerimizi karıştırmak yerine, dağınıklığı farklı ortamlara taşıdık ve bazı durumlarda, belirli uygulamalar ve bunların nasıl kullanılacağı hakkında eşit bilgi olduğunu varsaydığımız daha karmaşık bir dünya yaratmış olduk.’’

– Cody Combs, sosyal medya gazetecisi

Yalnız yaşıyorsanız hayvanlar sizin için lütuf olacaktır

‘’Kedilerimle bağ kurmak için daha fazla zamana sahip olmak onlara da yeni davranışlar getirdi. Bana yakın oturmak için çok daha fazla zaman harcıyorlar: çalışma sırasında masamda ya da salondayken kucağımda oturmak istiyorlar.’’

 

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

🥰 🐈 🐈 #gingercat #gingercatsofinstagram #catsofabudhabi #cat #sleepingcat

Louise Burke (@louisejburke)’in paylaştığı bir gönderi ()

– Louise Burke, ana sayfa editörü

Zihniyetinizi değiştirin

‘’Her gün uyanmak ve bunun en kötü şey olduğunu düşünmek çok kolay çünkü akşam yemeği için dışarıya ya da sinemaya gidemiyoruz ya da arkadaşlarımızı göremiyoruz. Ama her şeyi olumlu görmek için zihniyetimi değiştirmeye çalıştım. Hayatta başka ne zaman siz ve tanıdığınız herkes haftalarca durup gevşemeye zorlandı? Ayrıca, arkadaşlarım her zaman Netflix dizilerini seyretmede yavaş olduğumla dalga geçerdi, şimdi artık durumu eşitlediğimi düşünüyorum.

– Ashleigh Stewart, kültür sayfası editörü

Bütün gün ofiste oturmak bütün gün evde olmak kadar kötü değildir

‘’Kahve molalarının, toplantılar ve meslektaşlarla birebir sohbetlerin bulunduğu bir ofiste çalışırken çok fazla oturduğumuzu düşündük. Evdeki masamda çok daha fazla oturuyorum, dışarıya çıkmanın, tecrit ve dijital toplantılarda çalışmanın yeni norm haline geldiğini ve tuvaletin artık iki adım uzaklıkta olduğunu öğrendim.’’

– Panna Munyal, yaşam tarzı editörü

Ara vermeyi bilmek gerekir

‘’Evde daha çok çalışıyorum. İşi bitirme ile kişisel zaman arasında bir denge bulmak zor oluyor.’’

– Jason Von Berg, mobil uygulama editörü

Makyajsız kendinizi kabullenmenin tadına varın

‘’Kulağa önemsiz gelebilir, ancak makyajsız yüzümü kabul etmeyi öğrendim. Her zaman çillerimin ve çıplak tenimin bilincindeydim, ancak makyajsız geçen bir aydan sonra, kabullenmeyi öğrendim. Bu memnuniyet veren bir değişiklik oldu.’’

– Sophie Prideaux, yardımcı içerik editörü

The National