Irak’ta Sistani’ye bağlı 4 tugaydan Haşdi Şabi’de kalan silahlı gruplara çağrı: Bize katılın

Irak’ta Haşdi Şabi ile yollarını ayırarak Silahlı Kuvvetler Genel Komutanlığı’na bağlanan 4 tugay, geriye kalan silahlı gruplara kendilerine katılma çağrısında bulundu.

Irak Başbakanı ve Silahlı Kuvvetler Genel Komutanı Adil Abdulmehdi, geçtiğimiz Pazar günü Haşdi Şabi Başkanı Falih el-Feyyad’a gönderdiği resmi yazıda, Haşdi Şabi bünyesindeki 2, 11, 26 ve 44’üncü Tugayların Haşdi Şabi ile ilişiğinin kesilerek idari ve operasyonel açıdan Silahlı Kuvvetler Genel Komutanlığı’na bağlanması yönünde talimat vermişti.

Resmi yazıda belirtilen ve Iraklı Şiilerin en üst dini mercii Ali es-Sistani’ye bağlı olduğu bilinen tugayların isimleri şöyle; Ensar el-Merceiyye, Savaşçı İmam Ali Tugayları, Ali Ekber Tugayı, Savaşçı Abbas Tugayı. Söz konusu tugaylar “Haşdi Merceiyye” olarak biliniyor.

Haşdi Merceiyye yönetimi, dün yaptığı açıklamada, Abdulmehdi’nin kararı doğrultusunda Haşdi Şabi ile yolları ayırdığını anımsatarak, benzer şekilde Silahlı Kuvvetler Genel Komutanlığı’na katılmak isteyen tugayların taleplerini ‘milli kriterler, hukuki kurallar ve anayasal sorumluluklar’ çerçevesinde inceleyeceğini belirtti.

Açıklamada, “Katılımı koordine etmek için Haşdi Şabi yönetimi ve müdürlükleriyle irtibata geçilecek” ifadesine yer verildi.

Sistani’nin 2014 yılında DEAŞ’a karşı ilan ettiği ‘cihat fetvasına icabet eden’ gönüllüleri eğitim, sağlık ve insani meselelerde desteklemeye devam edeceklerini kaydeden Haşdi Merceiyye yönetimi, Silahlı Kuvvetler Genel Komutanlığı’na geçişlerinin Haşdi Şabi’de kalan tugaylarla koordinasyonu etkilemeyeceğini vurguladı. Yönetim ayrıca, davranışlarında misyonunu gözeten hiçbir tarafa karşı olumsuz tutum veya duygu taşımadığını yalnızca bazı gidişatları düzeltmeye çalıştığını dile getirdi.

Açıklamanın devamında, Haşdi Şabi’den ayrılma prosedürlerinin Sistani’nin iki temsilcisi Şeyh Abdulmehdi el-Kerbelai ve Seyyid Ahmed es-Safi’nin yanı sıra Cumhurbaşkanı Berhem Salih, Silahlı Kuvvetler Genel Komutanı Adil Abdulmehdi, birtakım güvenlik ve resmi yetkililerin takibi ve gözetimi altında tamamlandığı bilgisine yer verildi.

Açıklamada dengeli bir üslubun tercih edildiği görülüyor. Özellikle de Haşdi Şabi çatısı altında İran destekli gruplarla ilişkileri devam eden taraflara karşı.

Haşdi Şabi gruplarına yakın bir kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Haşdi Merceiyye’nin çekilmesi, İran destekli gruplara ağır bir darbe indirilmesi ve rollerini sınırlandırma çabası anlamına geliyor. İran destekli grupların bu rolü artık Irak devleti ve Haşdi Şabi kurumu üzerinde büyük bir yük olmaya başladı” dedi.

İsminin açıklanmasını istemeyen kaynak, “Haşdi Merceiyye’nin ayrılması, İran destekli grupların Haşdi Şabi içinde yalnızlaşması demektir. Özellikle Mukteda es-Sadr’a bağlı Seraya es-Selam gibi diğer gruplar da ayrılma kararı verirse bu yalnızlık daha da belirginleşir. Ayrılma kararı, Sistani’nin, bazı grupların devletin, hükümetin ve Haşdi Şabi’nin aleyhine olacak şekilde haddini aşmalarını engelleme yolunda daha önce sarf ettiği çabaların bir meyvesidir. Bence Sistani bu grupların üzerindeki koruma şemsiyesini kaldırdı. Ancak bu durumun Haşdi Şabi’nin lağvedilmesinin ve orduya bağlanmasının başlangıcı olup olmayacağı kesin değil. Çünkü Haşdi Şabi resmi bir kurum ve meclisin onayından geçen özel kanunları bulunuyor” dedi.

Iraklı gazeteci Mustafa Nasr, Haşdi Merceiyye’nin aldığı bu kararla ‘devletin emirlerine uymayan grupları yalnızlaştırmayı’ hedeflediğini belirtti.

Nasr, Facebook hesabından yaptığı paylaşımda, Haşdi Merceiyye’nin ayrılma kararının arkasındaki sebepleri şu şekilde sıraladı;

– Haşdi Şabi yönetimi kılıfı altında savaşçıların maaşlarının çalınmasını ve bazı yetkililerin yol açtığı mali israfın durdurulması.

– Siyasi çıkarlar ve bölgesel planlarla kirlenen imajın yerine Sistani’nin bu gruplar üzerindeki saf kontrolünün yeniden tesis edilmesi.

– Falih el-Feyyad’ın Haşdi Merceiyye üzerindeki kontrol ve hakimiyetine son verilerek, bundan sonra Haşdi Şabi içinde yaşanan çatışmaların yalnızca Feyyad’ın hanesine yazılmasının sağlanması.

– Daha şimdiden Sistani’ye ağır hakaretler etmeye başlayan ve onu vatan haini ilan eden ‘Sistani fetvası tüccarlarının’ yolunun kesilmesi.

– Uluslararası toplumun Haşdi Şabi’nin kuruluş hedeflerine yönelik kuşkularına son vererek, kurumun Irak devletinin güvenini kaybettiğini ve İran’a olan bağlılığının gözler önüne serilmesi.

Şarkul Avsat