Suudi Arabistan kırbaçlama cezasını kaldırdı

Suudi Arabistan İnsan Hakları Derneği kırbaç cezasının kaldırılması kararını memnuniyetle karşıladı ve büyük bir değişim olarak nitelendiriyor.

Suudi Arabistan insan hakları alanında ve yargı kararları ile ilgili yaptığı reformlar kapsamında caydırıcı cezalar kapsamında uygulanan kırbaçlama cezasının kaldırılmasına yönelik alınan kararın ardından başka bir adım daha attı. Devlet destekli İnsan Hakları Komisyonu (HRC) Başkanı Dr. Avad el-Avad yaptığı açıklamada “Bu reform, Suudi Arabistan’ın insan hakları programında ileriye doğru atılmış önemli bir adım ve ülkede yapılan son reformlardan sadece bir tanesi” ifadelerini kullandı.

Son yıllarda bazı hakimlerin aynı görüşte olmamalarına rağmen İslam fıkhına dayanan kırbaçlama cezası konusunda aşırıya kaçtığının tespit edildi. Ulusal İnsan Hakları Derneği, tazir (caydırıcılık) cezalarından biri olarak uygulanan kırbaçlama cezasıyla ilgili hakimlerin yetkilerini kısıtlamak için atılan bu adımı memnuniyetle karşıladı.

Ulusal İnsan Hakları Derneği Başkanı Dr. Müflih el-Kahtani, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte şu açıklamalarda bulundu:

“Hakimin içtihat etmediği tazir cezasının had cezasından farklı olduğu bilinmektedir. Bu karar kırbaç cezasının İslam hukukunda şart koşulmasını kapsamayacak. Hakim, kırbaç cezasının dışında suçlunun düzelmesine katkıda bulunacak ve topluma fayda sağlayacak birçok alternatif ceza bulacaktır. Bu kararın Suudi Arabistan yargısı önünde hukuk felsefesinde bir paradigma değişimi niteliğinde olacağını düşünüyoruz. Bunun hapis ve para cezalarının yanı sıra birçok alternatif cezanın kabul edilmesini beraberinde getireceğini umuyoruz. Aynı zamanda bu karar bu cezayı uyguladığı için Suudi Arabistan’ı eleştiren bazı kimselerin nazarında ülkenin uluslararası dünyadaki imajının iyileştirilmesine de katkı sağlayacaktır.”

Şarku’l Avsat’a konuşan Ceza Hukukçusu, Hakim Dr. Muhammed el-Cezlani “İki tür kırbaçlama cezası vardır. Bunlardan ilki evli olmayıp zina eden kişinin kırbaçlanması gibi kanuni sınırlar ile belirtilen dini had hükümdür ve bu had hükme dokunulması mümkün değildir. İkincisi ise tazir (caydırıcı) olandır ve bununla ilgili şeriatta bir açıklama yoktur. Dolayısıyla tazir cezaları içtihada açıktır” ifadelerini kullandı.

Cezlani tazir cezasının kaldırılması ile ilgili kararın sebebini kırbaçlama cezasının çok fazla suç için uygulandığını ve suçlar arasında dengesizlikleri olduğunu belirtti.

Gerekmediği halde pek çok suçu kırbaçla cezalandırmanın hakimler arasında ihtilaflar doğurduğunu belirten Cezlani, bazı ağır suçlarda 100 kırbaçtan az ceza verilirken daha hafif suçlarda daha fazla sayıda kırbaç cezası verilebildiğini, bu denetimsizliğin ve dengesizliğin de adalete zarar verdiğini vurguladı.

Buna ek olarak Cezlani, kırbaçlama cezasının insan hakları ve onuruyla bağdaşmadığını savunan bazı insan hakları örgütleri ve kuruluşlarının gözlemleri gibi etkenlerin göz önünde bulundurulmasıyla tazir cezası olarak kırbaçlamanın kaldırılması kararının alındığını belirtti.

Bununla birlikte Cezlani’ye göre Suudi Arabistan yönetimi, insan hakları örgütlerinin baskısıyla hareket etmiyor. Riyad, örgütlerin eleştirilerini dikkate alarak istişareler sonucu kendi kararını veriyor

Cezlani’ye göre Suudi yönetimi, dini hükümlerle çatışan ve ülkenin resmi politikasına aykırı eleştirileri dikkate almazken sosyal adaletin daha iyi sağlanması için getirilen makul öneri, talep ve eleştirileri de dikkate alıyor.

Suudi Arabistan’da uluslararası insan hakları örgütleri ve İslam ile uyumlu yerel insan hakları örgütleri ve dernekler çalışmalarını sürdürüyor.

Cezlani, Singapur ve Malezya’yı örnek göstererek Müslüman olan ya da olmayan ve İslam ile özel olarak bir bağı bulunmayan birçok ülkenin kanunlarında kırbaç cezasının yer aldığını belirtti. Bununla birlikte söz konusu kararın alınmasında verilen hükümlerdeki suç-ceza dengesizliği ve abartılı hükümlerin verilmesi gibi üç etkene dayandığını belirtti.

Şarkul Avsat