WHO: Koronavirüs endemiye dönüşebilir

Avrupalı ​​uzmanlar, yeni tip koronavirüs aşısının iyimser bir senaryo ile bir yıl içerisinde hazır olabileceğini ancak şu ana kadar 303 bin insanın ölümüne neden olan hastalığı kesin olarak ortadan kaldırmayacağı görüşünde.

Dünya Sağlık Örgütü de (WHO) virüsün AIDS’e neden olan HIV gibi bir endemiye dönüşebileceği, bir aşı bulunsa dahi ortadan kaybolmayabileceği uyarısında bulundu. Salgının ne zamana kadar süreceği konusunda tahmin yürütmeyen örgüt, virüsle mücadelede ciddi çabalar harcanması çağrısı yaptı.

WHO Acil Durumlar Programı Direktörü Dr. Mike Ryan, çarşamba akşamı internet üzerinden yaptığı basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Şunu söylemeliyiz: Bu virüs, toplumlarımızdaki başka bir endemi olabilir ve kalıcı bir hal alabilir. Gerçekçi olmak gerekiyor, kimsenin bu hastalığın ne zaman ortadan kalkacağını tahmin edebileceğini sanmıyorum. Şahsen bu konuda hiçbir söz veremem. Herhangi bir tarih de öngöremiyorum.”

Dünyanın bu hastalığı ele alma yöntemleri konusunda bazı başarılar elde ettiğini dile getiren Ryan ancak aşıya ulaşılsa bile salgının kontrol altına alınması için muazzam çabaların gerekeceğini ve bunun da büyük bir başarı olacağını söyledi.

Koronavirüsün neden olduğu hastalığa karşı bir aşı veya tedavi bulmak için şu anda dünya üzerinde yüzden fazla proje ve en az 10 farklı klinik çalışma yürütülüyor. Nitekim koronavirüs, aralık ayından bu güne kadar toplamda 4 milyon 546 bin 243 kişiye sıçradı ve 303 bin 867 kişinin hayatına mal oldu.

Tıbbi çabalara gerilim de eşlik ediyor. FBI, çarşamba günü Çin ile bağlantısı olan hacker, araştırmacı ve öğrencileri ABD’deki üniversitelerden ve laboratuvarlardan bilgi çalmakla suçlamış, Çin ise bu açıklamaların bir karalama kampanyası olduğunu öne sürmüştü.

Sanofi Pharmaceuticals Group’un aşıların ABD’ye dağıtımına öncelik vereceğine dair açıklamaları, Fransız siyasi çevrelerinde hoşnutsuzluğa neden oldu. Zira Fransa, şirketin araştırmalarını desteklemek için finansal yatırım yapmıştı. Sanofi’nin Genel Müdürü Paul Hudson erken dağıtımın birkaç gün veya hafta sürebileceğini duyurdu. Şirket, Avrupa Birliği’nin bu konuda ABD’nin olduğu kadar aktif olması ve ‘sorumluluklarını yerine getirmesi’ çağrısında bulundu

Fransa’nın Ekonomi İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Agnes Pannier-Runacher konuya ilişkin açıklamasında, ABD’ye öncelik vermenin ‘kabul edilemez’ olacağını söyledi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da Kovid-19 salgını için olası aşının ‘piyasa yasalarına’ tabi tutulmaması gerektiğini vurguladı. Elysee Sarayı şirketin, önümüzdeki hafta şirket yetkilileriyle buluşacak Cumhurbaşkanı dahil olmak üzere koronavirüsle mücadele yolunda çalışan herkesi şaşırttığını bildirdi. Saray tarafından yapılan açıklamada, “Son aylardaki çabalar, bu aşının küresel bir kamu malı olması ve piyasa yasalarına tabi tutulmaması gerektiğini göstermiştir” ifadeleri kullanıldı. Aynı zamanda “salgına karşı ortak ve koordineli bir yanıt vererek çok taraflı aktörlerle bir noktaya ulaşmak için ciddi ve çoklu çabaları sürdürmenin önemi” vurgulandı.

Sanofi Yönetim Kurulu Başkanı Serge Weinberg ile görüşen Başbakan Edouard Philippe, “Aşıya adil erişim, pazarlık konusu değildir” ifadesini kullandı. Diğer yandan Avrupa Komisyonu tarafından yapılan açıklamada “Kovid-19 aşısı kamu yararına, erişim ise adil ve kapsamlı olmalıdır” sözleri kullanıldı. Uluslararası sivil toplum kuruluşu Oxfam da şirketin açıklamalarını skandal olarak değerlendirerek “finansal güdüleri ve kar peşinde koşturmayı” eleştirdi.

Birleşmiş Milletler ise yaptığı açıklamada Kovid-19 krizinin akıl sağlığını da etkileyebileceği uyarısında bulunarak yalnızca fiziksel sağlığı korumaya odaklanıldığına, aslında Kovid-19’un dünya nüfusunun büyük bir kısmı üzerinde zihinsel bir baskı yaptığına değindi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres yayınladığı görüntülü mesajında, “Akıl sağlığı hizmetlerinde onlarca yıllık ihmal ve yetersizliğin akabinde, Kovid-19 salgını şu an topluma fazladan bir psikolojik baskı uyguluyor. Salgın kontrol altına alınsa bile üzüntü, kaygı ve depresyon, insan ve toplumları etkilemeye devam edecek” dedi. Nitekim BM, kendilerinin ve sevdiklerinin koronavirüse yakalanmasından veya hayatını kaybetmesinden korkan insanlar üzerindeki psikolojik baskıya dikkat çekiyor.

Guterres de işlerini kaybetmeleri, karantina sürecinde sevdiklerinden ayrı kalmaları ve evlerine kapanmaları nedeniyle çok sayıda insanın psikolojik baskıya maruz kaldığına dikkat çekti.

Dünya Sağlık Örgütü Akıl Sağlığı Bölümü Direktörü Devora Kestel da online düzenlediği basın toplantısındaki açıklamalarında mevcut koşulların korku, belirsizlik ve ekonomik sorunlar nedeniyle psikolojik sıkıntılara neden olabileceğini vurguladı. Kestel, ‘muazzam bir baskı’ altında çalışan sağlık görevlileri ve ilk müdahale ekiplerinin çok daha fazla risk altında olduğunu söyledi. Aynı zamanda şu anda okullarına gidemeyen öğrencilerin belirsizlik ve endişe ile baş başa kaldığını, kadınların aile içi şiddete maruz kalma risklerinin ise her zamankinden daha fazla olduğunu belirtti. Kestel, halihazırda psikolojik sorunları olan kişilerin ve virüse yakalanma riski yüksek olan yaşça büyüklerin de artan baskı ile karşı karşıya olduğunu söyledi.

Şarkul Avsat