Koronavirüste ikinci dalga ihtimali var mı?

Prof. Dr. Murat Akova, Prof. Dr. Tevfik Özlü ve Op. Dr. Bülent Polat, kontrol altına alınan Kovid-19 salgınındaki yeni dalga riskini, Independent Türkçe’ye değerlendirdi.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının kontrol altına alınmasıyla kısıtlamalar kaldırıldı ve 1 Haziran itibarıyla normalleşme süreci başladı.

Ancak uzmanlar, salgın tehlikesinin henüz sonra ermediği gerekçesiyle maske kullanımı, sosyal mesafe kuralı ve hijyen tedbirlerinin sürdürülmesi uyarısı yapıyor.

Bazı hekimler, Kovid-19’da ikinci dalga ihtimalini düşük bulurken, bazıları yeni bir salgın dalgasının yaklaşmakta olduğunu savunuyor.

İkinci dalganın gelebileceğine inanan uzmanlar, bu duruma gerekçe olarak halkın rehavete kapılıp tedbirleri gevşetmesini ve seyahat kısıtlamasının kaldırılmasıyla bulaş riskinin artma ihtimalini gösteriyor.

Enfekte olduğu bilinmeyen kişiler

Diğer taraftan hastalığın belirtileri görülmediğinden enfekte olduğunu bilmeyen ya da bildiği halde bunu yetkililere bildirmeyip sakladığından hastalığı resmi kayıtlara geçmeyen kişiler de mevcut.

Toplumsal bağışıklık konusu

İkinci dalga ihtimalindeki kilit noktalardan biri de toplumsal bağışıklık konusu.

Zira bağışıklığın yükselmesi, riski düşürücü faktörler arasında yer alıyor.

Hacettepe Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Murat Akova, Sağlık Bakanlığı Kovid-19 Bilim Kurulu Üyesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü ve Florance Nightingale Hastanesi’nden Kalp Cerrahı Op. Dr. Bülent Polat, Kovid-19’da ikinci dalga riskini Independent Türkçe’ye değerlendirdi.

Uzmanlar, “Koronavirüste ikinci dalga ihtimali var mı?” sorusuna farklı yanıtlar verse de, virüsle yaşamaya alışmak, maske takmak, el hijyenini atlamamak ve rehavete kapılmadan yaşamı sürdürmenin gerekliliği konusunda hemfikir.

“Ciddi bir ikinci dalga riski var”

Hacettepe Üniversitesi’nden Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Murat Akova, Kovid-19’da ikinci dalganın gerçekleşme ihtimalini yüksek görüyor.

“Ciddi bir ikinci dalga riski var” diyen Akova, özellikle son 2 gündür maske takma, hijyen ve sosyal mesafe kuralının büyük ölçüde delindiği gerekçesiyle, koronavirüste mart ayının ortasına (salgın başlangıcına) dönüş riskinin bulunduğunu savundu.

“Normalleşme sürecinin yansımalarını haziran ortasında göreceğiz”

1 Haziran itibarıyla başlayan normalleşme sürecinin yansımalarının 2 hafta içinde görüleceğini ifade eden Prof. Dr. Akova, dikkatsiz ve özensiz davranılması halinde salgın başlangıcından bile kötü duruma gelinebileceği ihtimaline vurgu yaptı:

Hasta sayısında artış olursa, yeniden önlem alınmazsa, sokağa çıkıp bir araya gelinirse, mart ayından daha kötü bir durumla karşı karşıya kalabiliriz.

Prof. Dr. Murat Akova

Ramazan Bayramı sonrasında hastanede karşılaştıkları vakaların da arttığını belirten Murat Akova, komşu ziyaretlerinde bulunup kurallara uymayan kişilerin, vaka sayısını artırdığını söyledi.

Taziye ziyaretlerinde enfekte olup, hastaneye gelenlerin durumuna da dikkati çeken Prof. Dr. Akova; kafe, restoran, alışveriş merkezi ve toplu taşımada yoğunluk olabileceği, özellikle iş ortamlarında havalandırmanın yeterli olmayabileceği ve sosyal mesafe kuralının hiçe sayılma ihtimaline değindi.

Akova, turizm sezonunun başlamasıyla toplu halde tatil yörelerine gidecek bireylerin yoğunluğu artıracağı gerekçesiyle riskin de büyüyeceğini savundu.

“‘Önlemler kaldırıldı, tehlike eskisi kadar büyük değil’ görüşü çok riskli”

Hala maske takmayan bireylerin bulunduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Murat Akova, tehlikenin eskisi kadar büyük olmadığını düşünüp, rehavete kapılmanın çok büyük risk oluşturduğunu ifade etti.

Akova, okulların açılacağı dönemde salgın konusunda daha da dikkatli olmak gerektiğini de sözlerine ekledi.

“İkinci dalgadan ziyade mevsimsel bir hastalığa dönüşme ihtimali var”

Prof. Dr. Tevfik Özlü’ye göre ise koronavirüste ciddi bir ikinci dalga riski bulunmuyor.

Hastalığın bitmediğini vurgulayan Özlü, Kovid-19’un ikinci dalga oluşturmaktan ziyade grip gibi mevsimsel bir hastalığa dönüşme ihtimalinin bulunduğunu belirtti.

“İkinci dalgadan ziyade dalgalanma oluyor” diyen Prof. Dr. Tevfik Özlü, virüsün küçük dalgalanmalar oluşturacak şekilde hayatımızda kalmayı sürdüreceğini ifade etti.

“Bakarsınız virüs mutasyon geçirip, pat diye durabilir de! Ancak mutasyon geçirmediği ve aşı geliştirilmediği takdirde, virüsle birlikte yaşayacağız” ifadelerini kullanan Özlü, çok büyük bir dikkatsizlik yapılmadığı takdirde ikinci dalganın olmayacağını, oluşacak dalgalanmalarda ise geçmiş aylardaki vakalara ulaşılmayacağını savundu.

“İkinci dalga ihtimalinde toplumun tutumu belirleyici olacak”

İkinci dalga ihtimalinde toplumun tutumunun belirleyici olacağını belirten Özlü, “Salgını yeniden alevlendirmeden, aşı bulununcaya dek kontrol altında, dikkatle götürmeli. Ama şunu unutmayalım, virüs hep olacak, ‘Bitti, tamamladık’ diyeceğimiz nokta pek yakında görünmüyor” dedi.

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, özellikle kalabalık ortamlar, komşu ziyaretleri ve taziyelerden bir süre daha uzak durulması gerektiğini söyledi.

“Bu 3 kurala uyarak her şeyi yapabilirsiniz”

Son olarak Özlü, “Kurallara uyarsak sorun yok. Maske, mesafe, hijyen. Bu 3 kurala uyarak her şeyi yapabilirsiniz, normalleşme dediğimiz bu. Hepimiz uyacağız. Bu şekilde normal hayatımıza dönebiliriz” dedi.

“İkinci dalga olur ama çok daha hafif geçer”

Florance Nightingale Hastanesi’nden Kalp Cerrahı Op. Dr. Bülent Polat ise “İkinci dalga olur, sonbaharı bulur ama çok daha hafif geçecektir” yorumunu yaptı.

Op. Dr. Bülent Polat

Polat, bu duruma gerekçe olarak ise üç etkene değindi:

Birincisi, artık maske, sosyal mesafe ve hijyen hayatımıza yerleşeceğinden, ikinci dalga etkili olmayacaktır. İkincisi ise insanlarda yüzde 10-15 bağışıklık oluştu. Virüsün, sıfır bağışıklığı olan bir toplum ile yüzde 15 bağışıklığı olan toplumdaki etkisi, çok farklı olur. Üçüncüsü de tıp dünyası ilk dalgaya hazırlıksız ve bilgisiz yakalanmıştı. Şimdi ise her şey çok daha iyi biliniyor ve erken tedavi yöntemi geliştirildi. Saydığım bu üç sebep, ikinci dalganın çok daha hafif geçmesini sağlayacak ve bulaş riski fazla olmayacak. Önlemimizi alırsak, korkmamıza da gerek kalmaz.

Birçok enfeksiyon uzmanının, salgının başlangıcında maske takılmasının şart olmadığını söyleyerek, bireyleri yanlış yönlendirdiğini, asemptomatik (belirti göstermeyen) bireylerin virüsü yaymasıyla maskenin şart olduğunun görüldüğünü belirterek, “Hayatı bu şekliyle sürdürmeye alışmak gerek” dedi.

Independent Türkçe