Arap hat sanatı ve teknoloji arasındaki karışık ilişki

Arapça hat, İslam medeniyetinin temellerinden biri. Bu sanat formu, Arap kültürünün hemen hemen bütün yönleriyle ifade edilmesinin ayrılmaz bir parçası.

Hat sanatının, İslam sanatı ve kültüründeki önemine rağmen, popülerliği kitleler arasında azalıyor gibi görünüyor. Bunun çok sayıda nedeni olabilir. Belki de bu nedenler arasında modern teknoloji araçlarında- özellikle internette- Arapça dilinin tanıtımı ve görsel temsiliyetinin eksik olması sayılabilir.

HAT SANATININ KUR’AN-I KERİM İLE İLİŞKİSİ

Modern dünyada bu sanat formuna olan ilginin ve takdirin azalmasının nedeni ne olursa olsun, yine de bu sanat bir şekilde klasik formunda hayatta kalmaya devam ediyor.

Ürdün’ün başkenti Amman bulunan Dünya İslami Bilim ve Eğitim Üniversitesi İslami Sanatlar ve Mimarlık Fakültesi’nde İslami hat ve Kur’an el yazmaları eğitimi veren Ürdün asıllı Filistinli bir sanatçı ve hattat olan Dr. Nasir Mansur‘a göre, Arapça hat sanatının önemi Kur’an-ı Kerim’le olan ilişkisinden geliyor.

Kur’an’ın ilahi doğası, Arapları yazılarını yeniden tasarlamaya ve güzelleştirmeye zorladı, bu da 7. yüzyılda bu sanat formunun gelişmesi için ilk önemli nedenin ortaya çıkmasını sağladı. Mansur’a göre modern teknoloji, kutsal metinle olan güçlü bağ nedeniyle Arapça hat sanatının klasik formları üzerinde çok az etkiye sahip oldu.

Arapça hat ve Kur’an arasındaki ilişki, pratiğinin öncelikle dini bir deneyim olduğu ve yüzyıllar boyunca sabır ve öz disiplin ile ilgili bir dizi kuralın geliştirildiği anlamına geliyor. Bu kurallar, hattatlar arasında toplu olarak “edeb” (görgü) olarak bilinir ve eğitmenlerin ile öğrencilerin bu kurallara uyması zorunludur.

Suudi bir sanatçı ve mühendis olan Siraj Allaf, ünlü hattat İbrahim El Arafi’nin gözetiminde Mekke’de bulunan Ulu Cami’de hat eğitim aldı. Yıllarca süren eğitimden sonra geleneksel hat sanatında “İcazet’ini” yani diplomasını aldı. El Arafi, kaligrafiyi bu şekilde incelemek, özellikle gençler için zengin ve ödüllendirici bir eğitim deneyimi olduğunu ifade etti.

Allaf, “Öğretmenimden çok sayıda hayat dersi aldım. Her zaman, ondan çok şey öğrendiğimi ve kaligrafinin bu listenin sonunda yer aldığını söylüyorum” diye konuştu.

Klasik kaligrafi mezunları bazen hayata karşı yaklaşımlarında “çok mütevazı” olurlar, bu da büyümek ve hak ettikleri, övgüleri almak gibi fırsatları kaçırdıkları anlamına geliyor.

Allaf, “Sanatlarına karşı olan inanılmaz duygusal bağlılıkları, yeteneklerine yatırım yapmalarına izin vermiyor, çünkü sanatlarını para kazanmak için kullanmaktan kaçınıyorlar. Fotoğraf gibi başka sanat formlarına bakacak olursak, aslında sanatçıların para kazanmak için bu yolu seçtiğini görüyoruz” diye düşüncelerini ifade etti.

Hat sanatının profilini yükseltmeye yardımcı olmak için Allaf, atölyeler, etkinlikler, online kurslar, orijinal ve dijital eserlerin oluşturulması ve sanatsal danışmanlık hizmetleri sunulabilmesini sağlamak için ülkedeki en iyi hattatların bazılarının birlikte çalıştığı ilk Suudi hat sanatı platformu olan Hrofiat’ı kurdu.

HAT SANATININ TİCARETE DÖKÜLMESİ

Allaf, seçkin bir hattat grubunu bir araya getirmenin zor olduğunu, çünkü bazı hattatların sanatlarından para kazanma fikrine karşı çekingen olduklarını belirtti.

Çoğu hattat, ticarete karşı muhafazakâr bir yaklaşım ve modern tekniklerin benimsenmesi gerektiğini düşünüyor ancak kutsal gördükleri sanatlarının “ruhunu” kaybedebileceğinden korktukları için teknoloji kullanmaktan kaçınıyorlar.

Aralarında Allaf’ın da olduğu birçok uzman, modern yenilikleri kullanma konusundaki bu isteksizliğin nedenlerinin, dini ve karalayıcı direnişin bir sonucu olarak matbaa teknolojisinin benimsenmesinde gecikme yaşayan Osmanlı dönemine kadar uzanabileceğine inanıyor.

Osmanlı İmparatorluğu, başkenti Konstantinopolis’te güç elde ederken, Avrupa 1453 gibi oldukça erken bir tarihte matbaa teknolojisini kullanmaya başladı Ancak Osmanlılar, İbrahim Müteferrika, padişah III. Ahmet ve dini otoritelerden aldığı uygunluk fermanı ile ilk matbaanın resmi olarak açıldığı tarih olan 1727’ye kadar kullanılmadı.

Bu nedenle matbaa, Arap, Osmanlı ve İslam coğrafyasında, Avrupa’da hızla yayılmasından yaklaşık 400 yıl sonra yani 18. yüzyıla kadar kullanılmaya başlanmadı. Bu durumda Arap kaligrafisinin özel estetik gereksinimlerini karşılamak için sürekli gelişen teknolojiye adaptasyonun ertelemesinde etkileri oldu.

HATTATLARIN TEKNOLOJİ İLE TANIŞMASI

Yeni matbaa teknolojisinin kullanımı yayılmaya başladığında, geleneksel hattatlar gazetelerde, dergilerde ve diğer yayın türlerinde sahip oldukları işlerini kaybetmeye başladı. Birçok hattatın sahip olduğu yetenekler, gelişen teknolojiye adapte olabilecek alternatif yönlere ve araçlara uygun değildi.

Bunun sonucunda da Arapça hatların eşsiz güzelliği dünyadaki sanat galerilerinde ve müzelerinde sergilenmeye başlandı.

Suudi Arabistan Arap Hat Sanatı Derneği Başkanı Dr. Abdullah Futiny, özellikle genç kuşaklar arasında, Arapça hat sanatı için artan ilginin önemli bir etkeninin, günümüzde çok sayıda insan tarafından kullanılan bilgisayarlarda, üretilen yazı tiplerine olan popülaritenin artması olduğunu düşünüyor.

Futiny, modern araçlar ve hat sanatının klasik formu arasındaki bu kopukluğun, Arap hattatların sanat biçimine geleneksel yaklaşımlarının İslam ruhunun en saf ifadesi olduğu inancıyla dijital araçları denemelerini engellediğini düşünüyor

Bu görüşe katıldığını belirten Allaf, “Klasik okul yanlış bir şekilde teknolojinin geleneklerini ortadan kaldıracağından korkuyor; temel beceri ve öğretme ilkeleri kaybolamaz veya ortadan kaldırılamaz. Bazıları yıllardır uyguladıkları tekniklerin çoğunun bir düğmeye basarak yapılabileceğini kabul etmekten korkuyor” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE’DE EĞİTİM ALAN YEMENLİ HATTAT

Türkiye’de eğitim alan Yemen asıllı Türk hattat Zeki El Haşimi, klasik okulun değişmesi, modern dünyanın taleplerine uyum sağlaması ve yeni teknoloji kullanımını benimsemesi gerektiğine inanıyor. El Haşimi, geleneksel hat araçlarının da zamanla geliştiğine vurgu yapıyor.

Haşimi, “Arap alfabesinin genel biçiminin altın oranı ve geometrisini koruma konusu, endişelenmemiz gereken tek geleneksel faktör” ifadelerini kullandı.

Allaf ve Haşimi, modern teknolojinin klasik hat gelenekleri için herhangi bir tehdit oluşturmadığı konusunda hemfikir.

Haşimi, “Teknoloji basitçe sanatı daha da geliştirmek ve kültürü tanıtmak için bir araçtır, kendi içinde bir amaç değil” dedi.

Allaf, hattatların mevcut teknik araçları geliştirmek için tasarımcılar ve geliştiricilerle birlikte çalışması gerektiğini ve “bireysel çalışmaların artık verimli olmadığından” böyle bir işbirliğinin gerekli olduğunu belirtti.

Mansur, yeni teknolojinin kullanımını destekliyor ancak Arapça yazıların modern teknolojiyle entegrasyonunun bu sanatı ve değerini anlayan, manevi ve estetik yönlerine saygı duyan profesyoneller tarafından yapılması gerektiğini belirtiyor.

“TEKNOLOJİ ARAP HAT SANATI İÇİN TEHDİT DEĞİL”

Arapça kaligrafide modern teknolojinin kullanma konusunda bir isteksizlik olsa da sosyal medyanın belli bir oranda klasik sanat formunu canlandırma ve gençler arasındaki popülaritesini artırmaya yardımcı olabileceği konusu bir ironi.

Mansur ve Allaf, sosyal medyanın ve diğer modern araçların, diğer ülkelerdeki öğrencilere hat sanatını öğretmelerine ve bu sanat formunun bilgi ve takdirini dijital devrimden önce hayal edilemeyecek kadar geniş bir kitleye yaymalarına izin verdiğini ifade ediyor.

El Haşimi ayrıca hat derslerini paylaşmak ve sanat formunu takipçileriyle tartışmak için sosyal medya uygulamalarını kullanıyor.

Mansur, hat sanatının bilinirliği ve popülaritesindeki düşmesinde günah keçisi rolünün resmi kurumlar, eğitimciler ve sanat formunun kültürel farkındalığını geliştirmede genel bir başarısızlık da dahil olmak üzere birçok kişi tarafından paylaşıldığını ifade etti.

ARAP HAT SANATI YILI İLAN EDİLDİ

Arapça hat sanatının sosyal ve kültürel statüsü ile değerini yeniden kazanmanın tek yolunun hükümet desteğiyle uzun vadeli kurumsal projelerden geçtiği konusunda genel bir fikir birliği bulunuyor. Bu konuda önemli bir adım, ocak ayında Suudi Kültür Bakanı Prens Bedr Bin Abdullah tarafından atıldı.2020 yılı “Arap Hat Sanatı Yılı” ilan edildi.

Medine’de bir müze, bir sergi salonu ve hat sanatına adanmış bir enstitü sahip olan Prens Muhammed bin Selman Küresel Arapça Hat Merkezi’nin kurulması da Suudi Arabistan’ın bu konuda attığı bir diğer önemli adım olarak karşımıza çıkıyor.

Allaf, “Herhangi bir yaratıcı kişi ister bilim insanı ister sanatçı olsun, kendi çalışma alanlarından bağımsız olarak, seslerinin daha güçlü çıkması ve haklarını elde etmek için bir egemene ihtiyaç duyarlar” dedi.

El Haşimi, “Bu önemli projeler, yalnızca ülkeye ve ülke halkına değil, aynı zamanda daha geniş Arap ve İslam dünyasına da hizmet eden önemli girişimler olmaya devam ediyor” şeklinde konuştu.

Futiny, kaligrafi yeteneğine sahip insanları, klasik ve modern formlarında, becerilerini iyi kullanmaya ve onları geliştirmek için çok çalışmaya davet etti.

Futiny, “Arapça hattatların ve Arapça yazılım programcılarının bilgisayar kullanıcılarına yönelik Arapça harflerin biçimini ve şeklini geliştirmek için yapması gereken birçok şey var” ifadelerini kullandı.

Arab News