Lübnan ekonomisinin çöküşü gıda ve yakıt krizini doğuruyor

Doların karaborsada artarak 27 Haziran’da kontrol altına alınacağına ilişkin herhangi bir belirti olmaksızın 1 doların (USD) 8 bin Lübnan lirasına (LBP) ulaşmasıyla birlikte Lübnan vatandaşları, bir krizden diğer bir krize sürüklenmiş oldu. Yaşanan son finansal kriz öncesi ülkede 1 USD 1,500 LBP idi.

Ülkede uzun saatler boyunca elektrik kesintileri yaşanırken, bazı bölgelerdeki vatandaşlar da mazot sıkıntısı sonrasında jeneratör aboneliğinin yasallaştırılması nedeniyle mumlara dönüş yapmak zorunda kaldı. Aynı şekilde iletim istasyonlarını işletmek için mazot bulunmaması dolayısıyla Hermel’de ve el-Kada köyünde ‘Touch’ şirketine bağlı GSM ve internet iletişiminin kesilmesinin ardından da 27 Haziran’da ekmek krizi baş gösterdi.

Yakıt krizi ve ekmek krizi arasında çılgın fiyat artışı, piyasada kronik hastalıklara özel ilaçların azlığı, esnafların kepenk indirmesi ve satışları durdurma eğilimi de dahil vatandaşların omuzlarına daha büyük yükler bindiren birçok kriz daha bulunuyor.

“Sıraya girebildik ve temel ihtiyaçlarımızı satın alabilmek için aşağılanıyoruz” ifadeleriyle bir kadın, Beyrut’taki bir fırından ekmek almaya çalıştığını belirtti. Şarku’l Avsat’a konuşan kadın, “İki gündür benzin alabilmek için sıradaydık. Bugün ise ekmez sırası bekliyoruz. Bizim dışımızdakiler de tıpkı savaş sırasında yaptığımız gibi dolar almak için bekliyor” dedi.

Birçok vatandaşın, ekmek alma yolculuğu kolay değil. Söz konusu Lübnanlı kadın da ekmek bulana kadar 5 bakkal ve fırını dolaştığını söylerken, “1 ekmek alabilmem 1 saat sürdü, bir bakkaldan diğerine dönüp durdum. Ama benden fazla bekleyenler de var” ifadelerini kullandı.

Sorun yalnızca ekmekle sınırlı değil, aynı zamanda vatandaşlar her konuda sıkıntılardan mustarip. Bir vatandaş, küçük bir dükkandan ihtiyaçlarını satın alırken, “Fiyatlar her saat değişiyor ve elbette sürekli artıyor. 1500 lira olan Mısır pirincinin kilosu, bugün 3500 lira. 2500 lira olan pastörize peynirin bir kutusu ise yaklaşık 12 bin lira oldu” açıklamasında bulundu.

Vatandaşların şikayetleri birbirlerine benzer. Çoğunluğu, yüksek fiyatlardan bahsediyor. Her şeyin dolara göre fiyatlandırılıyor olması dolayısıyla vatandaşlar, fiyatları görüp daha sonra en ucuzunu almak için birden fazla mağazaya gidecekleri yeni bir alışveriş yöntemi benimsedi. Bu koşullar göz önüne alındığında devlet, sınırlı önlemler almaya, örneğin sübvansiyonlu bir gıda sepeti oluşturmaya, et ithal etmek için döviz kurunu ayarlamaya ve dövizcilerin çalışmalarını düzenleyen bir platform ortaya koymaya yöneldi. Bununla birlikte ekonomist Elie Yachoui, bu önlemlerin çözüm düzeyinde olmadığını belirtti. Yachoui, durumu, ciddi rahatsızlığı bulunan bir hastaya Parasetamol ilacının yarısını vermeye benzetti.

Şarku’l Avsat’a konuşan Yachoui, hükümetin, özellikle de kaçakçılık gerekçesiyle hidrokarbonlar üzerindeki sübvansiyonların kaldırması olmak üzere krizlerle başa çıkma yöntemine şaşırdığını belirtti. Ekonomist, sübvansiyonların kaldırılmasının bir çözüm olmadığına dikkati çekti.

Sübvansiyonları kaldırmayı düşünmek yerine, deniz, kara ve hava sınırlarını kontrol etmek için çağrıda bulunan Elie Yachoui, ‘ordunun sınırlarda konuşlandırılması, kara sınırları boyunca kaçakçılığı önlemesi, başta Beyrut limanı olmak üzere limanları kontrol etmesi, havalimanı vergilerinin yanı sıra gümrük vergilerinin ödenmesinden kaçınma faaliyetlerinin engellenmesi ve kayıp paraların hazineye geri kazandırılması’ gerektiğine dikkati çekti. Ekonomist Yachoui, “Yeni hükümet, göreve doğru yollarla başlamadı” derken, ‘borç olmayacak şekilde yabancı parayla sermaye pompalamak, idari harcamaları azaltmak, bütçeleri açık vermeden onaylamak, kamu borcu için politikalar belirlemek’ gibi alternatifler sundu. Yachoui, “Lübnan, şiddet içeren bir doğanın tüm olanaklarına açık hale geldi. Zira açlık ve yoksulluk uzun süre bastırılamaz” değerlendirmesinde bulundu.

Şarkul Avsat