Hizbullah Tugayları’na yapılan baskında dışardan yardım ve destek almadı

Irak hükümetinin Hizbullah Tugayları’na ait karargaha baskın düzenleyerek, aralarında roket üretim uzmanı bir İranlı da dahil 14 kişiyi tutuklamasının yankıları sürüyor.

Irak Terörle Mücadele Kurumu, Şii milis gücü Haşdi Şabi bünyesindeki Hizbullah Tugayları’na ait karargaha perşembeyi cumaya bağlayan gece operasyon düzenledi. Operasyon kapsamında, ABD Büyükelçiliği ve askeri üslerini katyuşa füzeleriyle hedef almakla suçlanan 14 kişi tutuklandı.

Operasyon, ülkede yıllardır silahlı grupların etkisinin artmasından şikayet eden sivil toplum kuruluşları ile çoğu siyasi grup tarafından destek gördü. Ancak İran’a yakınlığıyla bilinen çevreler, sosyal medya üzerinde operasyonun ABD ve Uluslararası Koalisyon güçlerin yardım ve desteğiyle gerçekleştirildiğine dair söylentileri dolaşıma koydu. Bağdat, Washington ve Uluslararası Koalisyon destek iddialarını yalanladı.

Irak Hükümet Sözcüsü Ahmed Molla Talal, Hizbullah Tugayları’na yapılan operasyonun, başka hiçbir grubun müdahalesi olmaksızın tamamen Iraklı güçler tarafından planlanıp uygulandığını söyledi.

Talal, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, operasyonun hedefinin ülkenin saygınlığını korumak olduğunu belirtti.

Talal, “Operasyonun planlaması, uygulaması ve idaresi A’dan Z’ye Irak’ın. Bunun dışındaki tüm sözler yalandır ve kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği de operasyonla ilgili Irak medyasında yer alan ve ABD’nin Kuveyt Büyükelçisi Alina Romanowski’ye ait olduğu iddia edilen açıklamanın gerçek olmadığını bildirdi.

Büyükelçilik, söz konusu haberin uydurmaca ve sahte haberler yayınlanması için oluşturulan bir internet sitesinde yer aldığını duyurdu.

Tahran’ın fonladığı ‘maaşlı troller’ ile Iraklı haber siteleri, “Irak hükümetinin talebi üzerine Uluslararası Koalisyon Güçleri operasyona katıldı” ifadesinin Romanowski’ye ait olduğu iddiasını dolaşıma koymuştu.

ABD’nin liderliğindeki Uluslararası Koalisyon Güçleri de yaptığı açıklamayla operasyonda yer aldıklarına ilişkin iddiayı yalanladı.

Uluslararası Koalisyon Güçleri Sözcüsü Albay Myles Caggins, basın açıklamasında, “Irak’taki Koalisyon Güçleri, Irak’ın koruması altındadır. Kararları alan yalnızca Irak hükümetidir. ABD güçleri veya Koalisyon Güçleri’nin bunda müdahalesi yok” dedi.

Irak Ortak Operasyonlar Komutanlığı baskın sonrasında yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Irak yargısının, Terörle Mücadele Yasası uyarınca haklarında tutuklama kararı çıkardığı ateş açan grubun bulunduğu yer istihbarat tarafından tespit edildi. Terörle Mücadele Kurumu, hükümet binalarına yönelik terör saldırısının gerçekleşmesini önleme ve tutuklama görevini yerine getirmekle görevlendirildi. Kurum, 14 sanığı tutuklayarak görevini üstün bir uzmanlıkla yerine getirdi. Bu sanıklar, iki fırlatma rampasıyla suç eylemlerini gerçekleştiren grubun tamamını oluşturuyor.”

İngiltere’nin Bağdat Büyükelçisi Stephen Hickey, devlet dışı silahlı gruplar ve milisler olduğu sürece Irak’ın yabancı yatırımları çekemeyeceğini söyledi.

Hickey, önceki gün Twitter hesabından, “Devlet kontrolünün dışında hareket eden silahlı grupları ve güvensiz ortam olduğu sürece, Iraklıların hak ettiği hiçbir yatırım, istihdam ve ekonomik büyüme olmayacak” diye yazdı.

Hizbullah Tugayları dışındaki diğer İran destekli silahlı grupların operasyona yaklaşımıyla ilgili bilgi sahibi olan bir kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“Bazı gruplar korkuyor. Ancak bu gruplar içindeki şiddetli çatışma ve rekabetleri gördükleri, İran’ın desteğini sadece kendisine çekmeye çalışan grupları bildikleri için olan bitenden dolayı mutlular. Diğer gruplar, aşırı radikal bir grup olması nedeniyle Hizbullah Tugayları’nın devleti ortadan kaldırmaya ve İran’ın desteğini tek başına alarak direniş ekseninin liderliğini üstlenmeye çalıştığını düşünüyorlar. Bazı gruplar yaşananlar karşısında sessiz kaldı veya genel çerçevede Haşdi Şabi’yi savunmakla yetinerek Hizbullah Tugaylarına işaret etmekten kaçındı.”

Kaynak, tıpkı daha önce İranlı General Kasım Süleymani’nin ölümünde olduğu gibi, hükümetin silahlı grupları hedef alması meselesinin de direniş ekseni içindeki ihtilafları derinleştirmesini ve bölünmeleri artırmasını beklediğini belirtti.

Şarkul Avsat