Rusya’nın Filistin-İsrail sürecine dahil olma çabası

Filistinliler, 25 yılı aşkın bir süredir ABD’nin barış sürecini tekelleştirmesini İsrail’le yapılan müzakereleri gözetecek uluslararası çok taraflı bir mekanizma ile değiştirmek için çalışıyor.

Söz konusu müzakerelerin Birleşmiş Milletler (BM) kararlarına dayanmasını talep eden Filistinliler ayrıca sürecin belirli takvime sahip olması gerektiğini savunuyor.

Filistinliler yaklaşık 2 yıldır ABD Başkanı Donald Trump yönetimiyle ilişkilerini sundukları planlarla 1967 sınırlarında bir devlet kurma ve kendi kaderini tayin etme konusunu başarısız kılan İsrail’in bir ortağı olarak ilişki kuruyor.

Trump’ın Filistinliler tarafından tüm ulusal haklarının tasfiyesi olarak nitelenerek şiddetle karşı çıkılan barış planı, Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nden izole adalarda bir devlet kurulmasını öngörüyor. Filistinli mültecilerin yerinden edildikleri evlerine dönmeleri reddedilirken İsrail’in Batı Şeria’nın büyük ve hayati kısımlarını ilhak etmesine ve Kudüs’ün batı ve doğu kısımlarının ‘İsrail’in birleşik başkenti’ olarak ilan edilmesine olanak sağlıyor.

Trump’ın planı

Washington ve Tel Aviv’in Trump’ın planının olası herhangi bir müzakerede referans kabul edilmesi yönündeki ısrarı barış sürecini çıkmaza soktu. Filistinliler ise bu planın müzakere masasında yer almasını kesin olarak reddetti.

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ), Rusya, Avrupa Birliği (AB) ve BM’nin Trump’ın planını reddetmesi ile ABD’nin barış sürecini tekelinde tutmaktan vazgeçtiği, Washington’ın da katıldığı uluslararası bir barış konferansı düzenlenmesi çağrısında bulunuyor.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde ülkesinin iki devletli bir çözüm ve uluslararası meşru kararları uygulanmasını gerekli kılan temele dayalı bir barışı desteklediğini söyledi.

Abbas, ‘Ortadoğu Dörtlüsü’ ve diğer ülkelerin katılımıyla müzakere sürecini uluslararası meşruiyet temelinde canlandırmanın önemini vurguladı.

FKÖ İcra Komitesi ve el-Fetih Hareketi Merkez Komitesi üyesi Azzam el-Ahmed’e göre Moskova, uluslararası bir barış konferansı çağrısı, ulusların kararlarına dayanan bir barış sürecinin yeniden başlatılması ve işgali sona erdiren bir zaman çizelgesi ile ‘Barış Dörtlüsünü canlandırmak’ için uluslararası bir hamleye öncülük ediyor.

Ortadoğu Dörtlüsü

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı haberde açıklamalarda bulunan Ahmed, Filistinlilerin, Rusya’nın Washington’ın da dahil olduğu Ortadoğu Dörtlüsü’nü yeniden canlandırma önerisini onayladıklarını söyledi. Ancak komitenin üç üyesinin Trump’ın planının müzakerelerde referans olarak kabul edilmesini kabul etmediğine dikkat çekti. Konferans gerçekleştirmek için telefon görüşmelerinin devam ettiğini belirten Ahmed, ABD başkanlık seçimlerinden önce Washington’ın pozisyonunda köklü bir değişiklik beklemediğinin de altını çizdi.

Buna karşılık, Rusya Dışişleri Bakanlığı, Tel Aviv’i Batı Şeria’nın bazı bölgelerini ilhak etme planını uygulama hedefi konusunda uyardı. Bu adımın iki devletli bir çözüm ilkesine dayalı süreci sona erdirmekle kalmayacağı, daha ziyade ‘bölgede yeni bir şiddet dalgasına neden olacağı’ ifade edildi.

Rusya konusunda çalışmaları olan uzman Hani Şadi, Moskova’nın barış sürecinde ‘etkili ve aktif’ bir rol oynamasının uzak ihtimal olduğunu söyledi. Şadi, Rusya’nın İsrail’i ilhak planından geri adım attıracak, uluslararası meşru kararlarına uymasını sağlayacak ve işgali sona erdirmek için bir zaman çizelgesi oluşturacak nüfuz sahibi olmadığını da sözlerine ekledi.

Şadi, Moskova’nın Filistin Otoritesine ahlaki destekten daha fazlasını yapamayacağını ve ilhak planını reddedemeyeceği görüşünde. Moskova’nın gerçekçi eyleminin pek olası olmadığına işaret eden Şadi, yeteneklerinin sınırlı olduğunu ve Tel Aviv ile iyi olan ilişkilerini bozmak istemediğini vurguladı.

Filistinli Eski Bakan Nebil Amr’a göre Rusya’nın elinde mevcut sürece sunacağı hiçbir şey yok. Amr buna rağmen Rusya’nın Filistinlilere uluslararası siyasi eylemin kapılarını açmada ve onlara müttefik olmakta çok önemli bir rol oynayabileceğini kaydetti.

Amr’a göre Rusya’nın barış sürecindeki şu anki rolü, halihazırda dondurulmuş olan Dörtlü Barış Komitesi üyeliğiyle sınırlı. AMR, komitenin yeniden canlandırılmasının Moskova’nın barış sürecine erişim sağlayacağı görüşünde.

Ancak Amr, Suriye ve Libya’da Rusya’nın artan mevcudiyetinin ve bölgedeki etkisini yeniden kurma girişiminin, Arap-İsrail çatışmasında rol oynamasına izin verebileceğini belirtti. Ayrıca Arap ülkeleriyle Rusya arasındaki ilişkilerde de gelişmeler gözlendiğini vurguladı.

Daha önce Filistin’in Moskova Büyükelçisi olarak görev yapan Amr, Tel Aviv’in şu an Moskova ile var olan iş birliğinin, Suriye ve bölgede yaşananlarla ilgili koordinasyonla sınırlı olduğunun da altını çizdi.

Şarkul Avsat