ABD Başkanı Donald Trump

ABD: Bir Arap ülkesi daha İsrail ile anlaşma imzalayacak

ABD Başkanı Donald Trump, Perşembe akşamı düzenlenen basın toplantısında, yönetiminin Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile İsrail arasındaki tarihi anlaşmanın son rötuşlarını yapmadaki başarısıyla övünmüş; bu anlaşmanın Mısır ile İsrail arasında 40 yıl önce imzalanan barış anlaşması sonrasındaki en önemli diplomatik atılım olduğuna dikkat çekmişti. Aynı zamanda, “Durup dinlenmeyeceğiz; herkesin refaha kavuşması için çalışmaya devam edeceğiz. Anlaşmanın resmen imzalanması için İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid’i Washington’da ağırlamayı dört gözle bekliyorum” ifadelerini kullanmıştı.

Yönetiminin benzer anlaşmalar yolunda diğer ülkeler ile yürüttüğü görüşmelere atıfta bulunan Trump, “Diğer ülkelerle hakkında konuşacağımız ve barış anlaşmalarıyla bağlantısı bulunan başka ilginç hususlar da var. Önümüzdeki haftalarda duyurulacak birçok önemli haber mevcut. Bu, Ortadoğu’da işbirliğine dayalı ilişkilerin kurulması yönünde önemli bir adımdır. Anlaşma yapmak isteyen başka ülkeler de var. Ortadoğu’da barış elde edecekler. İsrail, Batı Şeria’nın bazı kısımlarının ilhakını askıya alacak” ifadelerini kullandı. Filistin’in ABD yönetimi çabalarının bir parçası olmak için masaya oturacağı inancına değinen Trump, “Filistinlilerin en nihayetinde geleceğini, Filistinliler ile İsrailliler arasında barışa varılacağını düşünüyorum” dedi.

Trump’ın damadı ve Başdanışmanı Jared Kushner, dün sabah Fox News’e yaptığı açıklamada, önümüzdeki haftalarda İsrail ile anlaşma imzalayacak olan başka bir Arap ülkesiyle ilgili bir duyurunun yapılacağını söyledi. Hangi ülke olduğundan bahsetmeyen Kushner, bu ülkenin “güven köprüleri kurmaya çalıştığını, İsrail’in onun düşman olmadığından, aynı zamanda İsrail ile işbirliği kurmaktan pek çok kazanım elde edilebileceğinden emin olmak istediğini” dile getirdi. Aynı zamanda BAE ile İsrail arasındaki söz konusu anlaşma yolundaki istişarelerin gizlilik çerçevesinde yürütüldüğünü, nitekim anlaşma açıklandığında birçoğunun şaşırdığını açıkladı.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Avrupa gezisi sırasında kendisiyle seyahat eden gazetecilere yaptığı açıklamada, ilişkilerin normalleşmesinin Ortadoğu’nun istikrarı yolunda önemli bir adım olduğunu belirtti. ABD’nin İsrail Büyükelçisi David Friedman ise Perşembe akşamı Beyaz Saray’da gazetecilere verdiği demeçte, ortak açıklamadaki cümlelerin İsrail ile BAE arasındaki tarihi anlaşmayı harekete geçirme yolunda dikkatlice seçildiğini bildirdi. Aynı zamanda, “Askıya alma kelimesinin kullanımı tesadüf değil; bir gün bu toprakların İsrail Devleti’nin bir parçası olacağına inanıyorum. Başkan Trump, bu anlaşmaya varma yolundaki itici güçtü. Önceliklere karar vermeliydik, iki meseleyi de uygulamaya koymak mümkün değildi (hem İsrail egemenliğinin ilanı, hem de BAE ile anlaşma yolunda ilerlemek). Zirâ bu, İsrail için büyük önemi olan ve kaçırılmaması gereken bir barış anlaşmasıdır” dedi.

Yorumlar ne yönde?

BAE ile İsrail arasındaki anlaşmaya yönelik yorumlar yapılmaya devam ediyor. ABD’li pek çok politikacı, yasa koyucu ve uzman, Ortadoğu’da tarihi bir başarı ve hem BAE hem de İsrail için kazançlı bir diplomatik zafer olarak niteledikleri söz konusu anlaşmaya övgüde bulundu.

Uzmanlar, İsrailliler ile Filistinlilerin 1990’ların başında iki taraf arasında imzalanan Oslo Anlaşması ve İsrail-Ürdün Barış Antlaşması’nın ardından ‘toprak karşılığında barış’ sürecinde sıkışıp kaldığını söylüyor. Nitekim barışa varma yolunda ulaşılmak istenen gerçekleşmedi. Oslo Anlaşmalarında öngörülen hususlara ulaşma olasılığı yönündeki fırsat ve umutlar suya düştü. Bu yeni anlaşma ise barış sürecine hayat verme olasılığını yeniledi.

Brookings Enstitüsü Ortadoğu Politikaları Merkezi Müdürü ve uzmanı Natan Sachs, BAE ile İsrail arasındaki normalleşmenin başlı başına mükemmel bir gelişme olduğunu, aynı zamanda Netanyahu’nun ilhak ilanında ve karşılığında büyük bir şey elde ettiğini iddia etmedeki hatasından kaçındığını vurguladı. Nitekim BAE’nin bu ilhakın gerçekleşmesini engellediği söylenebilir. Sachs, aynı zamanda “Şimdi ise, İsrail ile barış anlaşması imzalayacak olan sıradaki Arap ülkesinin hangisi olduğu ve bunun ne zaman yapılacağı soruları gündemde” ifadelerini kullandı.

Brookings Enstitüsü Başkan Yardımcısı Suzanne Maloney ise, İran’ın bu tarihi adımda ana katalizör olduğunu, Tahran’ın oluşturduğu tehditler hakkında İsrail ile BAE’li yetkililer arasındaki pragmatik işbirliği üzerinden gelişmekte olan sakin ilişkilere katkı sağladığını söyledi. Nitekim İsrail hükümetinin ilhak adımlarını askıya alması, BAE ile ortaklığını resmileştirmek ve diğer ülkeleri BAE’yi takip etmeye teşvik etmek için ödenmesi gereken küçük bir bedeldi.

Anlaşmanın ABD için önemi

Diğer yandan, Beyaz Saray, üç hafta sonra anlaşma için resmi bir imza töreni düzenlemeyi planlıyor. Trump yönetimi, Kuzey Kore ile nükleer anlaşmaya varılamaması ve İran’ın müzakere masasına oturmasının sağlanamamasının ardından bu anlaşmayı dış politikadaki tarihi zaferi olarak tanıtmaya başladı.

Söz konusu anlaşma sayesinde Trump, önceki ABD Başkanları Jimmy Carter ve Bill Clinton’un ardından bir Arap ülkesi ile İsrail arasında barış ilişkilerinin kurulmasını sağlayan üçüncü ABD Başkanı olacak. Beyaz Saray’da üç hafta sonra gerçekleştirilmesi beklenen resmi imza töreni, Mısır ve İsrail arasındaki barış anlaşması ve 1978 yılındaki Camp David Anlaşmaları ruhunu canlandırmaya yardımcı olacak. Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O’Brien, tarihte önde gelen barış sağlayıcısı ve Ortadoğu’ya değişim getiren kişi olarak nitelediği Başkan Trump’a Nobel Barış Ödülü verilebileceğini belirtti.

Şarkul Avsat