ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo.

Nükleer anlaşmanın sonlanmasına sayılı günler kaldı

İran ile yapılan nükleer anlaşma, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) nadir görülen bir çatlak yarattı.

ABD, 2231 sayılı kararda belirtildiği üzere ‘Snapback’ mekanizması aracılığıyla İran rejimine yönelik yaptırımların otomatik olarak yeniden uygulanmasını resmi olarak etkinleştirmeye başladı.

İngiltere, Fransa ve Almanya ise atılan bu adımı geçersiz olarak değerlendirdi. Çin ve Rusya, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin iki yıldan uzun bir süre önce Kapsamlı Ortak Eylem Planı’ndan çekildiğini öne sürerek bu hamleyi kabul etmedi.

2231 sayılı kararın 10, 11 ve 12. maddelerinde, ‘Kapsamlı Ortak Eylem Planının Sürdürülmesi Talebi’ üzerine başta yeni bir karar taslağı sunması gereken BMGK Başkanı olmak üzere tüm üye devletler için bağlayıcı olan zaman çizelgeleri belirlenmiş durumda. Diplomatlar, ABD’nin söz konusu taslak karara karşı veto hakkını kullanmasını bekliyorlar. Diplomatlardan biri bunun nükleer anlaşmanın feshi anlamına geleceğini dile değerlendirmesinde şunları söyledi:

“Herhangi bir ülke 10 gün içerisinde bir taslak karar sunmazsa, BMGK Başkanı bu sürenin bitiminden itibaren 20 gün içerisinde bu görevi yerine getirmelidir. BMGK Başkanı herhangi bir nedenle bu görevi üstlenmeyi reddederse 2231 sayılı karar ile kaldırılan uluslararası yaptırımlar yeniden uygulanacaktır.”

Bu adımın hukuki olup olmadığı konusunda ise ABD ile diğer üye devletlerin çoğu arasında görüş ayrılıklarının bulunduğu görülüyor. Bu anlaşmazlıklar, bir sonraki adımın ne olacağı konusundaki belirsizlikleri de artırıyor.

Avrupa ülkeleri, İran’ın ‘Ortadoğu’daki müttefiklerini ve vekillerini silahlandırmak için büyük ölçekli operasyonlara karıştığı’ ve ‘balistik füzeler geliştirmeye devam ettiği’ yönündeki ABD suçlamalarında hemfikirler. Ancak Avrupa ülkeleri, Tahran’la ilgili diğer sorunların çözülmesi adına müzakerelerin ayrı ayrı yapılması şartıyla anlaşmanın korunabileceği görüşündeler. Diplomatlar, Atlantik boyunca uzanan anlaşmazlıkların Batılı müttefikler arasındaki güveni sarsacağından ve Güvenlik Konseyi’nin gücünü zayıflatacağından endişeli. Çünkü BMGK, tüzüğü uyarınca kendisine verilen görevleri yerine getirme konusunda uluslararası barış ve güvenliğin sürdürülmesi için en etkili kurum olarak ön plana çıkıyor. ABD’nin Çin ve Rusya ile yaşadığı anlaşmazlıkların kurumu birçok kez etkisiz hale getirdiği biliniyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Batılı bir diplomat, ABD’nin ‘Güvenlik Konseyi tarafından 2015 yılında 2231 sayılı karar ile askıya alınan önceki kararları kapsamında, uyarının yapılmasından 30 gün sonra İran’a karşı hareket geçmek istediğini’ söyledi. Ayrıca diplomat, bu durumun ‘otomatik olarak İran üzerindeki baskı düzeyini yükseltmesini’ beklediğini kaydetti.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, söz konusu mekanizmayı etkinleştirmek için Başkan Trump’ın temsilcisi olarak New York’a gitti. Bakan Pompeo, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’e, Endonezya’nın BM Daimi Temsilcisi Dian Triansyah Djani’ye ve Nijeryalı mevkidaşı Abdo Abari’ye ayrı ayrı mesajlar iletti. Söz konusu mesajlarda İran’ın nükleer anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ettiği ve bu sebeple askıya alınan yaptırımların yeniden uygulanması gerektiğini ifade etti. Washington’ın bu konudaki çabalarını hatırlatan Pompeo, ABD’nin ‘BMGK’ya İran’ın anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ettiğini bildirmekten başka seçeneği kalmadığını’ söyledi.

Bakan Pompeo, New York’taki BM Genel Merkezi’nde gazetecilere verdiği demeçte, ABD dışında bir ülkenin karar taslağı sunma cesaretine ve inancına sahip olmadığını söyledi. Avrupalıların bunun yerine Ayetullahlarla aynı safta durmayı tercih ettiğine dikkat çeken Pompeo, ABD’nin “snapback”’i etkinleştirme hakkına itiraz eden görüşleri çürüten bir yasal incelemeden söz etti. Pompeo ayrıca BM Genel Sekreteri’nin 2231 sayılı karar ile ilgili raporunun İran’ın ‘silah ambargosunu defalarca ihlal ettiğini ve Ortadoğu’daki müttefiklerine silah tedarik ettiğini’ gösterdiğini vurguladı.

ABD, nükleer anlaşmadan çekilmesinin BMGK’nın daimi bir üyesi olarak yaptırımların iadesini talep etme hakkını geçersiz kılmadığında ısrar ediyor. Ancak bu argümana, Çin ve Rusya’nın yanı sıra Fransa, Almanya ve İngiltere gibi müttefikleri de dahil olmak üzere Konsey’in diğer üyeleri tarafından karşı çıkılıyor. ABD’li yetkililer, İran’a yönelik yaptırımların rapordan 30 gün sonra yürürlüğe girmesini bekliyorlar.

ABD’nin bu adımı hakkında yorum yapan BM Daimi Temsilci Vekilleri Fransız Ann Guggen, İngiliz James Roscoe ve Alman Günther Sutter yaptıkları ortak açıklamada, ülkelerinin ABD raporunun hukuki bir etkisi olmadığına dair kesin bir inanca sahip olduğunu ve bundan dolayı ilgili maddeden öngörülen prosedürleri uygulayamayacaklarını belirttiler. Açıklamanın devamında, aynı şekilde bu prosedüre dayalı olarak alınan her türlü kararın hukuki anlamda da geçersiz olacağı ve konvansiyonel silahlar üzerindeki yasağın sona ermesinin bölgesel güvenlik açısından endişe verici sonuçlar doğuracağı kaydedildi.

Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vasiliy Nebenzya, Snapback mekanizmasının ‘Kapsamlı Ortak Eylem Planı içinde yer alan bir ülke’ tarafından etkinleştirilebileceğini söyledi. ABD’nin bu adımı atamayacağı değerlendirmesinde bulunan Nebenzya “Bu durum normal değil. Zira bir ülke geçersiz ve yasa dışı bir teklif sunmayı planlıyor” ifadelerini kullandı. Bu tür girişimlerin ‘yasa dışı’ olduğunu belirten Nebenzya, ABD’nin bu adımını ‘şiddetle kınadıklarını’ vurguladı.

Çin’in BM Daimi Temsilcisi Zhang Jun da ABD’nin yasa dışı yaptırımları yeniden uygulayarak ‘Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nı ve 2231 sayılı kararı’ ihlal ettiğini söyledi. Zhang Jun, Ortak Eylem Planı içinde yer alan diğer katılımcıların anlaşmazlık çözme mekanizması yoluyla meseleyi bir çözüme kavuşturma niyetinde olduklarını belirterek  bütün çabalar tüketilinceye kadar 2231 sayılı kararın 11’inci paragrafına başvurulamaması gerektiğini kaydetti.

Atlantik’in iki yakası arasındaki anlaşmazlıklara rağmen Avrupalıların İran’ın devam eden ihlallerinin durdurulmasının gerektiği konusunda ABD’li müttefikleriyle hemfikir oldukları görülüyor. Avrupalılar, nükleer anlaşmayı iptal etmeden bunun yapılabileceklerine inanıyorlar.

Şarkul Avsat