Avrupa’da mutasyona uğramış türlerin baskısı altında aşı savaşı devam ediyor

Aşıların teslimatındaki gecikme, İspanya hükümetinin, üçüncü dalgada her gün yeni vaka sayısında yüksek rekorlar kırdığı bir zamanda, aşının ikinci dozunun dağıtımının önümüzdeki hafta sonuna kadar askıya alınacağını duyurmasına yol açtı

Avrupa, yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı büyük miktarlarda aşı satın alma ve şirketlere bunları geliştirip üretmeleri için büyük meblağlar ödeme konusunda bencillik ve hevesinin kurbanı mı oldu? Salgının dünyanın en zengin ve en gelişmiş ülkelerine galip geldiği başka bir savaşla mı karşı karşıyayız?

Bu sorular, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu ile AstraZeneca şirketi arasında zirveye ulaşan “aşı savaşına” tanıklık eden bir günün sonunda, çarşamba akşamı Şarku’l Avsat’ın görüştüğü bazı Avrupalı ​​yetkililerin sorduğu sorulardan bir kısmı oldu. Mevcut durum, Belçika ve İngiltere arasında diplomatik bir krize neden olurken, Brexit’in (İngiltere’nin AB’den ayrılması) etkisi ve virüsün Avrupa kıtasında büyük ölçüde yayılımı da devam ediyor.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, geçen hafta perşembe günü Kovid-19 salgınının ele alındığı zirvede Avrupalı ​​liderlere, AB’nin dünyadaki en büyük aşı portföyüne sahip olduğunu ve geçen ayın sonlarında başlayan aşılama kampanyalarının gelecek yaza kadar nüfusun dörtte üçüne bağışıklık sağlayacağını belirtti. Ancak ertesi gün, AB’ye üye devletlerin çoğu, AstraZeneca şirketinin söz verilen miktarların teslimatında gecikme olacağını açıklamasının ardından aşılama kampanyalarının yeniden planlandığını duyurmaya başladı. Bunun yanı sıra, Pfizer şirketi de bundan birkaç gün önce, önümüzdeki ayın ilk yarısında planlanan ödemelerin teslimatında gecikme olacağını duyurmuştu.

AB Komisyonu, iki tarafın bu hafta başında Brüksel’de düzenlediği görüşmelerde şirketin sunduğu açıklama ve gerekçelerden memnun kalmayarak, şirketten anlaşma şartlarına uymasını ve vaat edilen miktarları zamanında teslim etmesini talep etti. Ayrıca Komisyon, bu hafta sonundan itibaren ilaç firmalarının AB ülkeleri dışındaki ihracatını izlemek için yeni bir mekanizma benimseyeceklerini duyurdu. Avrupalı ​​yetkililerin şirkete yönelik açıklamalarının tırmanışının ardından AstraZeneca CEO’su Pascal Soriot, bir grup Avrupa gazetesine yaptığı açıklamada, Komisyon ile yapılan sözleşmenin yalnızca şirketin aşıları teslim etmek için elinden gelenin en iyisini yapmasını zorunlu kıldığını ifade etti. Ayrıca İngiltere’nin satın alma sözleşmesini şirket ile AB Komisyonu’nun sözleşmeyi imzalamasından 3 ay önce imzaladığını belirtti. Soriot açıklamasında, İngiltere hükümeti ile imzalanan sözleşmeye göre, şirketin İngiltere’deki fabrikaları tarafından üretilen dozların alınmasında İngiltere’ye öncelik verileceğini belirtti.

AB: İngilizler bize dozları vermeli

AB Komisyonu, Soriot’un ifadelerine öfkeyle karşılık vererek onu yalan söylemekle ve imzalanan anlaşmayı ihlal etmekle suçladı ve anlaşma hükümlerindeki gizliliğin kaldırılmasını kabul etmeye davet etti. AB Komisyonunun Sağlıktan Sorumlu Üyesi Stella Kyriakides, konuyla alakalı yaptığı açıklamada, “Bu kabul edilemez bir davranış. İngilizler bize dozları vermeli. Kasapta sırada değiliz” dedi.

Ayrıca Soriot, İngiltere ile imzalanan anlaşmanın, şirketin İngiltere’de ürettiği aşıları mevcut yılın ilk çeyreğinin sonuna kadar Birleşik Krallık yeterli sürü bağışıklığına ulaşana kadar, yani en az 30 milyon kişiye sağlanana kadar AB ülkelerine ihraç edilmemesini şart koştuğunu açıkladı. Ancak Komisyon, şirket ile imzalanan sözleşmenin Avrupa’daki 4 fabrikasını içerdiğini öne sürüyor. Bunlardan ikisi Birleşik Krallık’ta, biri Belçika’da ve diğeri Almanya’da. Bu nedenle Komisyon, şirketin İngiltere’deki fabrikasında üretilen miktarları kendisine teslim etmesi gerektiğini savunuyor.

AB’nin, söz konusu aşının geliştirilmesi için Oxford Üniversitesi’ne 350 milyon dolardan fazla fon sağladığı ve şu an bu miktarın bir kısmını geri alma tehdidinde bulunduğu biliniyor.

İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Oxford aşısının dağıtımının kesintisiz devam edeceğini belirtirken, İngiltere’deki bulvar gazeteleri “Avrupalılar aşı dozlarını çalmak istiyor” gibi manşetler ve Avrupa ile Birleşik Krallık arasındaki aşı savaşının başladığı konusunda alarm veren “Avrupa Mafyası” gibi başyazılarla okuyucularının karşısına çıktı.

İspanya, Fransa ve Almanya’da durum

Aşıların teslimatındaki gecikme, İspanya hükümetinin, üçüncü dalgada her gün yeni vaka sayısında yüksek rekorlar kırdığı bir zamanda, aşının ikinci dozunun dağıtımının önümüzdeki hafta sonuna kadar askıya alınacağını duyurmasına yol açtı. Ülkede iki hafta içindeki kümülatif oran her 100 bin kişide 900’e yaklaşıyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise, söz verilen aşıların teslim edilmemesi durumunda Avrupa ilaç fabrikalarının teftiş ve ihracat kontrolüne tabi tutulmasını talep etti. Ayrıca bazı Fransız ilaç fabrikalarının Moderna aşısını önümüzdeki ayın sonunda ve Pfizer aşısını da Mart ayı sonunda üretmeye başlaması kararlaştırıldı.

Aşı üretiminde dünyanın en büyük şirketlerinden biri olan Fransa merkezli Sanofi ilaç firması, ana aşısının geliştirilmesinin önümüzdeki yaz sonuna kadar erteleneceğini belirtirken, Paris’teki ünlü Pasteur Enstitüsü, beklenen sonuçların alınamaması nedeniyle Kovid-19’a karşı aşı üretim projesinden vazgeçtiğini açıkladı.

Almanya hükümeti ise, AstraZeneca şirketinin bu yılın ilk çeyreğinde teslim edeceği miktarları azaltacağını duyurmasından duyduğu derin memnuniyetsizliği dile getirirken, AstraZeneca şirketinin ABD gibi Avrupa kıtası dışındaki ülkelere ihracat yaptığına dair şüpheler hakkında medyaya bilgi sızdırılıyordu. Şu anda Almanya’da AstraZeneca aşısı hakkında bilimsel bir tartışma sürüyor. Bunun tüm aşılama stratejisinin radikal bir incelemesine yol açması bekleniyor. Almanya’daki bilim çevreleri, Oxford aşısı sadece yaşlılar üzerinde çok küçük bir yüzde oranında test edildiğinden, gençlerin ve çocukların aşı denemelerine hızlandırılması çağrısında bulunuyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ise Çarşamba günü yaptığı açıklamada, virüsün ana taşıyıcısı olan ve nadiren belirti gösteren ve salgının özellikle aynı aile içinde gizlice yayılmasına neden olan çocukların aşılanmasının geciktirilmemesi tavsiyesinde bulundu.

Şarku’l Avsat