İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, 24 Şubat’ta düzenlenen bakanlar toplantısına başkanlık etti. (İran Cumhurbaşkanlığı)

Ruhani, Tahran ile UAEA arasındaki anlaşmanın ihlal edilmemesi konusunda uyardı

Tahran, Washington’dan Trump’ın 2018 yılından bu yana uyguladığı yaptırımları kaldırmasını talep ediyor

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, 24 Şubat’ta yaptığı açıklamada muhalifleri Tahran ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) arasında geçen pazar günü imzalanan geçici anlaşmayı ihlal etmemeleri konusunda uyardı. Tahran yönetimi geçen salı günü Ek Protokol’ü resmen askıya aldığını duyururken aynı şekilde Cenevre’deki İran Büyükelçisi de Birleşmiş Milletler (BM) Silahsızlanma Konferansı için ilk adımı ABD’nin atması gerektiğini bildirdi.

UAEA Başkanı Rafael Grossi, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’nın Ek Protokolü’nün geçen salı günü askıya alınmasından önce Tahran ile üç ay süreliğine ‘geçici bir anlaşmaya’ vardıklarını duyurdu. Tahran’ın Washington’ın uyguladığı yaptırımların kaldırılması için belirlediği sürenin dolmasının ardından UAEA müfettişleriyle iş birliği düzeyinde  azalma görüldü.

Ruhani 24 Şubat’taki kabine toplantısında bu haftaki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, hükümet ve UAEA arasındaki geçici anlaşmadan kazanç sağlama çabalarının, düşmanın oyun sahasında sarf edildiğini belirtti. İran Cumhurbaşkanı, anlaşmanın başkalarının hedeflerini gerçekleştirdiğinin açık olduğunu vurguladı.

Tahran, Washington’dan Trump’ın 2018 yılından bu yana uyguladığı yaptırımları kaldırmasını talep ediyor. Washington ise ilk önce İran’ın, yüz çevirdiği yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğinde ısrarcı.

İran’ın Cenevre’deki Daimi Temsilcisi İsmail Bekayi Hamane, “Geri dönme, (anlaşma faaliyetlerini) yeniden uygulama ve zararı tazmin etme sorumluluğu, muhalif tarafın omuzlarındadır. Aynı şekilde bir kez daha geri çekilmeyeceğine dair güvence vermelidir” açıklamasında bulundu. Hamane, İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’in birkaç gün önce söylediği gibi “Mantıklı bir sonuca sahip, ileriye dönük bir yol var” ifadesini kullandı.

Tahran’ın UAEA müfettişlerinin görevlerini kısıtlamakta ısrar ettiği bir dönemde geçici bir anlaşmanın kabul edilmesi, UAEA’nın ‘hassas İran faaliyetleri için diplomatik yolu ve soruşturma sürecini’ sürdürme girişimini temsil ediyor.

Parlamenterler geçen pazartesi sabahı, yargı tarafından geçici anlaşmanın geçersiz kılınması talebinin yanı sıra nükleer programdan sorumlu olanların yargılanması için yasal bir maddenin uygulanmasını talep ettiler. Ancak parlamentonun önergesi, İran Dini Lideri Ali Hamaney’in Tahran hükümetinin yükümlülüklerini durdurma hususunda takip ettiği politikaya desteğiyle karşılaştı. Parlamenterler, geçen salı günü savcılıktan geri adım attı. Parlamento Başkanı, aralık ayı başlarında milletvekilleri tarafından onaylanan yasayla ilgili olarak iki taraf arasındaki anlaşmazlıkların giderilmesi için bir komite oluşturulduğunu ilan etti. Bu bağlamda Tahran yönetimi de  uranyum zenginleştirme oranını yüzde 20’ye yükseltti. Hükümet ayrıca nükleer programda ilk kez nükleer silahların üretiminde kullanılan bir miktar uranyum metalinin üretildiğini duyurdu.

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Mayıs 2018’de anlaşmadan geri çekilmesinden ve yaptırımları yeniden uygulamaya koymasından bu yana nükleer anlaşma ölü durumdaydı. Yeni yasa ise kimin nükleer dosyayı yönetme kapasitesi ve yetkisine sahip olduğuna ilişkin İran çevrelerindeki tartışmanın başlamasıyla birlikte nükleer anlaşma halısının, hükümetin ayaklarının altından çekileceğini ima ediyor. Nükleer dosyadaki müzakereler yönetimi, mesele Dışişleri Bakanlığı’na devredilmeden önce İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi’nin yetkisindeydi. Ruhani, 2013 yılında başkanlığı devraldı.

İran Cumhurbaşkanı Ruhani isim vermeden, “Üç makamdan hiçbirinin (hükümet, parlamento ve yargı), diğerinin çalışmalarına müdahale etme hakkı yoktur” dedi. “Biz müdahalede bulunmuyoruz. Çünkü üç güç de bağımsızdır” ifadesini kullanan Hasan Ruhani, yasaların uygulanması hususunda anayasal yetkilerinin zayıflatılmasına karşı da uyarıda bulundu.

Ruhani, muhafazakar kanattaki muhaliflerini haziran ayı başındaki cumhurbaşkanlığı seçimleri programının yaklaşması nedeniyle kendisine karşı baskı uygulamakla suçladı. İran Cumhurbaşkanı açıklamasında şunları söyledi:

“Perde arkasından bir elin halkın seçimlere yönelik umudunu kırmaya çalışmaları yapmasından korkuyorum. Bir elin halka ‘Kimi seçmek istiyorsunuz? İrade bizim elimizdedir, halkın hiçbir etkisi yoktur’ demesinden endişeliyim. Yasayı iyi uyguladık. Yasa uygulandı ve dünyada sükûnet hüküm sürdü. Dünyanın karşımızda silkinmesini istiyor muyuz?”

Anlaşmanın dünyaya ‘barışçıl’ İran programını gösterdiğini belirten Ruhani sözlerinin devamında “Uluslararası kuruluştan ayrılmayı istersek, dünya bizi faaliyetimiz barışçıl olmadığı konusunda yargılayacak” dedi.

Diğer yandan İran Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Mahmud Vaizi, Ek Protokol’ün uygulanmasının iptal edilmesinin, UAEA ve nükleer anlaşmanın taraflarınca ‘hoş karşılanmadığını’ söyledi. Vaizi ancak bu hareketi, diğer tarafların nükleer anlaşmadaki yükümlülüklerini yerine getirmemesinin ‘sonuçlarından’ biri olarak nitelendirdi.

Mahmud Vaizi, muhafazakar çoğunluğa sahip mevcut parlamentoyu da suçladığı açıklamasına şöyle devam etti:

“Parlamenterler, özellikle de bu parlamentoya girdikleri günden bu yana sadece reklam ve medya faaliyetleri hakkında konuşuyorlar. Hükümetten biri konuşur konuşmaz ona medyaya yönelik eylemlerde bulunduğunu söylüyorlar.”

Vaizi ayrıca bazı parlamenterlerin ve uzmanların devlet medyasının parlamentoya karşı yürüttüğü ‘medya savaşı’ hakkındaki açıklamalarını da eleştirdi.

Şarku’l Avsat