Suudi Arabistanlı kadınlar ne durumda?

Dünya Kadınlar Günü kutlanırken Suudi Arabistanlı kadınlar ne durumda? Görünen o ki tarih boyunca kadınlarla ilgili hikayelere hep bir anlatma zevki eşlik etmiştir. Çünkü her zaman içlerinde tuhaflığı, seçkinliği, enderliği ve fenomenliği taşımışlardır.

Suudi Arabistan’a dönecek olursak…

Dünya Kadınlar Günü’nü dünyanın tüm ülkelerinde bir benzeri olmadığını iddia edebileceğim büyük çapta başarılarla karşılıyor gibi görünüyoruz. Bu iddiamın şu nedenle haklı olduğunu düşünüyorum; Suudi Arabistanlı kadınlar sosyal statülerini ve değerlerini adım adım yükseltemediler, koşullar kademeli bir gelişme lüksüne izin vermiyordu. Kadınların eğitim yolculuğu erken bir aşamada, kurucu Kral Abdulaziz döneminde başlamış, Kral Suud döneminde bir krallık kararnamesi ile desteklenmiş, Kral Faysal döneminde pekiştirilmiş, Kral Halid ve Fahd dönemlerinde genişletilmiş olsa da son 20 yıl başarının saf üreticisi olan eğitim alanında büyük bir niteliksel sıçramaya tanık oldu.

Sınırları aşan ve uluslararası kamuoyunun konusu haline gelen en önemli başlıklardan biri olduğu için Suudi Arabistanlı kadınları ele alan birçok çalışma bulunuyor. Suudi Arabistanlı kadınlar neden araç kullanamıyorlar? Eğitim almak veya çalışmak için neden erkeklerin izinlerini almaları gerekiyor? Yasal ehliyetleri nerede? Onları sokakta kim koruyor? Çalışma hayatları neden eğitim ve az da olsa sağlık ile sınırlanıp diğer alanların kapısı onlara kapatılmış?

Karşılaştırma yapmak istiyorsak adaletli olmalı ve tartının iki kefesini de doğru ölçmeliyiz. Avusturya’da kadınların üniversiteye gitmelerine ancak 20’inci yüzyılın başlarında izin verildi. Batılı kadınlar ancak erkekler dünya savaşlarıyla meşgul olup toplum onların iş gücüne ihtiyaç duyduğunda iş dünyasına girip, bürolarda ve devlet kurumlarında çalışmaya başladılar. Kadınları dar bir çerçeveye yerleştirme, onlar hakkında erkeklerden daha az verimli ve üretme kapasitesine sahip olduklarına dair olumsuz bir zihinsel imaj çizme konusunda yalnız değiliz. Aksine, tarih boyunca gelip geçen kültür ve medeniyetlerde, hatta en iyi zamanlar olarak anlatılan Germenler, ardından Romalılar döneminde bile kadınlar erkeklerden daha aşağı bir konumdaydılar.

Dünyadaki askeri çatışmalar yatıştıktan ve Birleşmiş Milletler kurulduktan sonra BM, başta dünyada kadınların konumu, insani ve sosyal durumlarını düzeltmek için farklı sosyal sistemlerdeki boşlukların nasıl kapatabileceği, kadınların yeteneklerinden nasıl yararlanılabileceği olmak üzere önemli dosyalara özel bir önem vermeye başladı. Ama gerçek şu ki dünya sahnesinde BM’nin bu çalışmalarını takip eden ve kadınların lehine olan tüm başarılar daima yavaş ilerledi. Çünkü kadınları desteklemek ve güçlendirmek aslında sosyal akıntıya ve hakim kültürel eğilime karşı yüzmekti. ABD gibi bir ülkede bile yakın zamanda yapılan bir araştırma, 2008’de Sarah Palin başkan yardımcılığına aday olduğunda medyada kendisi hakkında çıkan haberlerin yarısından fazlasını, seçim programı veya siyasi yetkinliğinden ziyade dış görünüşü ve özel hayatıyla ilgili haberlerin oluşturduğunu ortaya koydu.

Arap dünyasına gelince; bu ülkelerden birinde yayınlanan bir araştırmaya göre kadınların yaklaşık yüzde 40’ı aday veya seçmen olarak seçimlere katılmayı reddediyor ve siyasetin kadınlar için uygun bir alan olmadığını düşünüyor. Bu nedenle bir kez daha Suudi Arabistanlı kadınların ekonomik ve sosyal reform dosyasının önemli bir parçası olduğu için şanslı olduklarını vurgulamak istiyorum. Kadınlar onlarca yıl eğitim alanında gösterdikleri yeterliliğin ardından, 2011’de, Kral Abdullah bin Abdülaziz’in siyasi kararıyla Şura Meclisi’nin yüzde 20’sini temsil etme ve belediye meclisleri için oy kullanma ve aday olma hakkına sahip oldular. Bu, toplumsal farkındalığın artmasıyla değil, siyasi bir kararla gerçekleşti ve tüm dünya için bir sürprizdi. Bununla birlikte, bu dosyadaki önemli konuların daha aydın ve cesur pozisyonlara ihtiyacı vardı. Bunları da 2016 yılında genç Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman tarafından başlatılan, iyi bir yaşamın tüm yönlerini kapsayan büyük reform fonu Vizyon 2030 içeriyordu. Birkaç yıl içinde Suudi Arabistanlı kadınlar, iş gücü piyasasına kamu ve özel sektör olmak üzere çeşitli kapılardan giriş yaptılar. Onları eğitim sektörü ile sınırlayan zincirler kırıldı. Toplumun işsiz yarısının uygun çevre koşullarının sağladığı yüksek verimlilikle işe dönmesi gerektiğine karar veren ulusal bir stratejinin teşviki ve sağladığı kolaylıklarla kadınlar tüm sektörlere güçlü bir giriş yaptılar.

Kral Selman bin Abdülaziz’in talimatları ve direktifleri doğrultusunda, bağımsız bir vatandaş olarak kadınların insan haklarına doğrudan dokunan, iddia ve temennilerle sınırlı kalmayıp kadınlara tam yasal ehliyet hakkı veren yasal düzenlemeler çıkarıldı. Kadınlara tüm sektörlerde ve liderlik pozisyonları da dahil olmak üzere her düzeyden pozisyonlar için rekabet etme, ne yaptığının farkında olan yetişkin, akıllı ve olgun bir kişi olarak hiç kimseden izin almadan seyahat etme hakkı verildi. Onları taciz ve şiddetten korumak için yasalar çıkarıldı ve bunlar ihlal edenlere ağır cezalar getiren bağlayıcı yasalar haline getirildi.

Dünya Bankası’nın birkaç gün önce kadınlarla ilgili hazırladığı rapor, Suudi Arabistan’ın kadınlarla ilgili iş ve hukuk faaliyetlerinde üst üste ikinci yıl genel ölçekte yüzde 70’i aşan bir ilerleme kaydettiğini gösterdi. Raporun benimsediği ve çalışma ortamı, girişimcilik, çocuk bakımı ve seyahati içeren ölçüm göstergelerinde Suudi Arabistan tam puan alırken eksik puan aldığı gösterge, küresel bir sorun olan ve dünyanın her ülkesinde kadınların şikayet etmeye devam ettiği düşük ücretlerle ilgiliydi. Sorun değil, tüm dünya kadınların statüsünü iyileştirmeye, uluslararası kurumlar ve devletler de taleplerini karşılamaya çalışıyor. Bugün kesinlikle öncekinden daha iyiyiz. Yine de Suudi Arabistan’ın önemli bir özelliği var; o da kadınları onlarca yıldır marjinalleştiren sosyal klişeyi kıran ve başarılarının mevcut fırsatlara değil, yeteneklerine ve yeterliliklerine bağlı olmasını sağlayanın siyasi karar olmasıdır. Geçmişte fırsatlar kısıtlıydı ancak bugün mevcutlar. Dün endişe duyduğumuz sorunlar bugün çözüldü. Kadınlar olarak daha fazlasını umduğumuz doğru. Ancak bunlar tutkunun yarattığı bir ortamdaki umutlu beklentilerdir.

Suudi Arabistanlı kadınlar bugün kalkınma ve karar alma süreçlerinde daha iyi konumlar elde etmek için erkek kardeşleriyle gerçek partnerler olarak rekabet edebiliyorlar. Erkeklerle rekabet konusunda koşulları daha uygun hale getirildiğinden, Dünya Kadınlar Günü’nü farklı bir duygu ve özel bir his ile yaşıyorlar.

*Emel Abdulaziz Hezzani -Suudi yazar

Şarku’l Avsat