Husi milislerin Yemen topraklarından fırlattığı SİHA’nın imhası (Arşiv)

Koalisyon güçleri Suudi Arabistan’ın Hamis Muşayt şehrini hedef alan Husilere ait SİHA’yı düşürdü

Yemen’de meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu dün, Husi milislerin Yemen topraklarından Hamis Muşayt şehrine (Suudi Arabistan’ın güneyi) gönderdiği patlayıcı yüklü insansız hava aracını (SİHA) düşürdüğünü duyurdu.

Koalisyon, İran destekli Husi milislerin sivilleri kasıtlı ve sistematik bir şekilde hedefleme girişimlerini sürdürdüğünü belirterek, Arap Koalisyonu’nun sivilleri terörist saldırılardan korumak için uluslararası insani hukuk kurallarına uygun olarak gerekli operasyonel önlemleri aldığını ve uyguladığını vurguladı.

Husi milisler, Suudi Arabistan’daki sivilleri, sivil ve ekonomik nesneleri hedef alan terörist eylemlerini son dönemde yoğunlaştırdı. Körfez, Arap ve İslam ülkeleri ile uluslararası ve Batılı kuruluşlar, söz konusu saldırıları kınayarak terörist eylemler karşısında güvenliğini, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü korumak için aldığı tedbir ve kararlarda Suudi Arabistan’la dayanışma içinde olacaklarını belirttiler.

BAE, İran destekli terörist Husi milislerinin Hamis Muşayt şehrinde sistematik ve kasıtlı bir şekilde sivilleri ve sivil nesneleri hedef alma girişimlerini şiddetle kınadığını ve bu tür saldırıları reddettiğini ifade etti.

Suudi Arabistan Enerji Bakanlığı’ndan bir yetkili cuma günü yaptığı açıklamada, Riyad’daki petrol rafinerisinin insansız hava araçlarıyla terör bir saldırıya maruz kaldığını duyurdu.

Rusya söz konusu saldırıyı şiddetle kınadı. Rusya Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, “Moskova’nın uluslararası insani hukuk kurallarına sıkı sıkıya bağlı kalınması ve sivil altyapının tahrip olmasına yol açan askeri operasyonların derhal terk edilmesi çağrısında bulunduğunu” belirtti.

Husi milisleri yasaları ve normları hiçe sayıyor

Birçok ülke ve kuruluş tarafından yayınlanan açıklamalardaki kınamalarda, bu saldırıların devamının Husi milislerin uluslararası topluma meydan okumasını ve tüm uluslararası yasaları ve normları hiçe saydığını gösterdiği ifade edildi. Ayrıca saldırıların, milislerin bölgede güvenlik ve istikrarı bozma çabasının bir devamı olarak tehlikeli yükselişini sürdürdüğüne dair yeni kanıtlar olduğu belirtildi.

Yemen Parlamentosu yaptığı açıklamada, ABD ve Avrupa’daki barış çağrılarına rağmen dünyanın gözü önünde Husi milislerin suçlu ve acımasız eylemlerini sürdürmesine karşılık uluslararası toplumun eylemsizliğini eleştirdi.

Açıklamada ayrıca, Husi isyancılarının işlediği suç eylemleri, özellikle de Krallık’taki önemli ekonomik ve hayati tesislerin hedef alınması, küresel ekonomiye ve enerji güvenliğine zarar verdiği gerekçesiyle kınandı.

Parlamento tarafından yapılan açıklamada, isyancıları dizginlemek ve yükselişini durdurmak için hareket etmeyen ve saldırganlara karşı sorumlu davranmayan sükunet çağrısında bulunanların göz yumması ve tolerans göstermesi nedeniyle Husi milislerin saldırılarda çok fazla ileri gittiği belirtildi.

Sudan ve Afganistan hükümetleri yaptıkları açıklamada sivilleri ve sivil tesisleri hedef alan, bölgenin güvenliğini ve istikrarını hedefleyen terörist eylemleri kınayarak, bölgenin güvenliğini, istikrarını ve dünyaya enerji tedarikini korumada Riyad’ın yanında durduklarına dair sağlam tutumlarını yinelediler. Ayrıca Suudi Arabistan ile topraklarına kadar uzanan ve vatandaşlarının güvenliğini tehdit eden her türlü tehdide karşı alacağı kararlarda dayanışma içinde olacaklarını açıkladılar.

Dünya İslam Birliği’nden kınama

Dünya İslam Birliği (Rabıta), uluslararası meclisleri, kuruluşları ve heyetleri adına yaptığı açıklamada, Riyad kentindeki petrol rafinerisine insansız hava araçları ile düzenlenen terör saldırısını ve ardından çıkan ve herhangi bir ölüm veya yaralanma kaydedilmeyen yangını kınadı.

Dünya İslam Birliği Genel Sekreteri Şeyh Dr. Muhammed el-İsa, hayati tesislere ve sivil yerleşimlere yönelik tekrar eden terörist saldırıların uluslararası hukuk kurallarını ve normları ihlal ettiğini, enerji kaynaklarının güvenliğini, istikrarını ve küresel ekonomiyi etkilediğini belirtti.

Dünya İslam Birliği yaptığı açıklamada, bu tür terör eylemleri ve arkasında duranlar karşısında halkını, toprak bütünlüğünü korumak ve küresel enerji kaynaklarının güvenliğini ve istikrarını sağlamak amacıyla alacağı tedbirlerde Suudi Arabistan ile dayanışmasını ve tam desteğini yineledi. Ayrıca bu suçların, aşırılık yanlısı ideolojinin neden olduğu uluslararası umutsuzluk ve izolasyon düzeyini yansıttığı vurgulandı.

Arap İçişleri Bakanları Konseyi Genel Sekreterliği, Suudi Arabistan’daki hayati ve sivil tesislere yönelik milisler tarafından defalarca işlenen korkakça terörist eylemleri şiddetli ifadelerle kınandığını vurguladı. Sekreterlik bu saldırıları tüm uluslararası yasalar ve normların açık bir ihlali olarak değerlendirerek, durdurulması ve suçluların sorumlu tutulması gereken bir savaş suçu olduğunu ifade etti. Ayrıca saldırıların, milisler ve arkalarında bulunanların kasıtlı olarak uluslararası enerji kaynaklarını tehdit etmek ve Arap bölgesinin güvenliğini ve istikrarını baltalamak yoluyla bölge ülkelerinin ve halklarının tüm barış çabalarını önlemeye çalıştığının reddedilemez delilleri olduğu vurgulandı.

Genel Sekreterlik, topraklarındaki tesislerin, vatandaşlarının ve sakinlerinin güvenliğini sağlamak için Krallık tarafından alınan ve uygulanan tüm önlemlerde mutlak desteğini dile getirdi.

Şarku’l Avsat