Ruhani, seçimlere katılımın düşük olacağından endişeli

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılımın azalacağından duyduğu endişeyi dile getiren İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ülkede seçim ve referandum kavramına dair çöküşün ‘devrimin sonu’ ile eşdeğer olduğu uyarısında bulundu.

İslam Cumhuriyeti’nin kurulmasının kabulüne ilişkin 30-31 Mart 1979 referandumuna atıfta bulunan Ruhani, “Seçimlere maksimum katılım sağlanmaması, İranlıların seçtiği yola ve yaklaşıma büyük bir darbe teşkil edecektir” ifadelerini kullandı.

Seçimlerin son derece önem teşkil ettiğini vurgulayan Ruhani, “Seçimlere ve sandıklara katılım sağlandığı sürece İslam Cumhuriyeti rejimi de aynı gücünde kalacaktır” dedi.

Cumhurbaşkanlığı internet sitesinde açıklandığına göre dün kabine toplantısında konuşan Ruhani sözlerinin devamında “Şayet seçimler bir gün halkın gözünden düşerse bu, o gün tüm hareketin ve devrimlerin sonu demektir” ifadesini kullandı.

‘Coşkulu’ ve ‘saygın’ seçimleri iktidardaki son dört ayı süresindeki meselelerin ‘önsözü’ olarak gördüğünü belirten Ruhani, herkesin ‘bir temsilci olduğunu’ düşünerek seçimler yönünde çalışma çağrısında bulundu.

“Hangi siyasi yönelimden olursa olsun adayların halkı sandığa çekmek için seçimlere katılması gerekiyor” diyen Ruhani’nin bu talebi, katılımın düşüşünü önlemek için adaylarının seçimlere katılması konusunda ısrar eden reformist hareket dahilindeki müttefiklerinin çağrılarıyla da tutarlı.

18 Haziran’da yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimleri şu an daha hassas bir mesele haline gelmiş durumda. Zira geçen yıl düzenlenen ve muhafazakar milletvekillerinin parlamentoda çoğunluğu elde ettiği yasama seçimlerinde 41 yıllık rejim tarihindeki en düşük katılım oranı kaydedilmişti. Resmi istatistikler söz konusu seçimlerde ülke genelindeki katılım oranının yüzde 43, Tahran genelinde ise yüzde 25 olduğu gösteriyor.

Bu; hayat şartlarının kötüleşmesi, işçi grevlerinde eşi görülmemiş seviyelere gelinmesi ve etnik azınlıkların çoğunlukta olduğu bazı bölgelerde çeşitli gösterilerin kaydedilmesi ardından Aralık 2017 ve Kasım 2019’da gerçekleşen öfkeli protesto dalgalarının ardından gelen ilk seçim sayılıyor.

Gelecek seçimlere katılım oranlarına ilişkin henüz bir istatistik yayınlanmadı. Ancak yetkililer, belediye meclisi adaylarının oylanacağı gün cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de düzenlenmesini planlıyor. Ülkedeki belediye meclisi seçimleri, genelde İran’ın 31 vilayetindeki koşullara bağlı olarak etnik ve bölgesel rekabet gibi faktörlerden etkileniyor.

Mevcut rejimi geride bırakmak isteyenler, son üç yılda yaşanan gelişmeler ışığında rejimin meşruiyetini test etmek için önümüzdeki seçimleri bekliyorlar. Nitekim geçtiğimiz günlerde rejimin muhalifleri, sandıkların boykot edilmesi çağrılarının önceki seçimlerden daha ciddi olması için sosyal medyada ‘İslam Cumhuriyeti’ne Hayır’ sloganını kullandı.

Diğer yandan reformist akım ise özellikle de müttefiki Ruhani’nin ekonomi ve açılım alanındaki vaatlerini yerine getirmemesiyle, İran sokağındaki popülaritesinin çöküşünden muzdarip. Ancak bu akım, sırtını açıkça İranlıların muhafazakar hareket adaylarına karşı ‘olumsuz oy’ denklemine yaslıyor. Bu adaylar arasında Devrim Muhafızları liderleri ya da Said Celili gibi İran Rehberi Ali Hamaney’e yakın isimler bulunuyor.

Ruhani konuşmasında Hamaney’e tabi olan Anayasa Koruma Konseyi’nin seçimlere katılma yetkinliğini inceleme sürecine atıfta bulunarak “İnsanları seçimlerden korkutmamalıyız” ifadelerini kullandı.

Ruhani, yönetimde Şii din adamlarının artmasına, anayasal yetkiler verilmesine yönelik referandum öncesinde askıda kalan meselelere dair referandum çağrısını yinelediği konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Önümüzde anayasanın 59’uncu maddesinden başka bir şey yok. Bu konu hakkında İsviçre Başkanı’na da danıştım. Bir sorunumuz yok. Her yıl küçük büyük meseleleri çözmek için referandum yapıyoruz. Elbette onlar gibi değiliz. Önemli meselelerde yasamadan parlamento sorumlu olmamalı. Ancak referanduma yönlendirmeli ve tüm anlaşmazlıklar bu basitlikle çözülmeli.”

Diğer yandan İran ile Çin arasında 25 yıllık kapsamlı iş birliğine ilişkin imzalanan anlaşmaya dair ayrıntıların yayınlanmaması, İran’da şiddetli eleştirilere yol açtı. İç eleştirilere yanıt vermek isteyen hükümet Sözcüsü Ali Rebii şunları söyledi:

“Biz yayınlamaktan çekinmiyoruz. Ancak Çin’in bu konudaki tutumu farklı olabilir. Eleştirinin bir kısmını kamuoyundan uzakta herhangi bir sözleşme istemeyen seçkinlerin ve siyasi aktivistlerin korkuları teşkil ediyor. Hükümet, ülkenin bağımsızlığından korkanların endişelerine saygı duyuyor.”

Şarkul Avsat