Sanal basın toplantısından bir kare

WHO: Doğu Akdeniz’de durum endişe verici…

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Dr. Ahmed el-Manzari, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının, 22 ülkeden oluşan bölgede hala endişeye neden olduğunu belirtti. Bölgedeki 14 ülkede bu hafta vaka sayılarında önemli bir artış olduğunu bildirdi. Yeni vakalarda en yüksek sayı Ürdün, Irak ve İran’da görülürken, en yüksek can kaybı Ürdün, İran ve Pakistan’da kaydedildi.

Doğu Akdeniz Bölge Direktörü el-Manzari, WHO yetkililerinin yanı sıra UNICEF Bölge Direktörü’nün katıldığı sanal toplantıda, yeni vakalardaki bu artışın bağlanabileceği birkaç faktör olduğunu ve bunların endişe verici mutasyonların daha fazla yayılması ile açıklanabileceğini ancak en önemli faktörün, insanların sosyal mesafe, maske, el hijyeni, hapşırma ve öksürme sırasında dikkatli olma, kalabalık yerlerden kaçınma ve pencereleri açma gibi önlemlerini ihmal etmeleri olduğunu açıkladı. Yetkili bu konu ile ilgili olarak şu ifadeleri kullandı:

“Tüm insanların bitkinlik ve yorgunluk hissettiğini, siyasi liderler de dahil olmak üzere herkesin, bu salgından bir çıkış yolu bulmak için çok büyük bir baskı altında olduğunu çok iyi biliyoruz ancak gerçek şu ki, durum iyiye gitmiyor ve birçok ülkede gözlemlediğimiz eğilim endişe yaratıyor.”

Manzari, Ramazan ayının ve Paskalya’nın gelmesi ile endişelerin arttığını dile getirdi ve “Geçen yılın sonlarında sosyal iletişimi arttıran bayramlar esnasında olduğu gibi, vaka ve ölüm sayılarında daha fazla artış olması tehlikesi var” dedi.

Manzari, bölgedeki aşı dağıtım kampanyalarına ilişkin açıklamasında , COVAX programı aracılığı ile sonuncuları Mısır ve Yemen’e olmak üzere 12 ülkeye aşıların teslim edildiğini belirtti. Küresel aşı kıtlığının, milyonlarca aşı dozunun sağlanmasında gecikmelere neden olduğuna yönelik şikâyette bulunan Manzari, “Bölgede aşıların tedarikinde adil olunmaması ve eşit dağıtılmaması, buna karşılık birçok zengin ülkenin ihtiyaç duyduğundan daha fazla aşı alması sebebiyle hala endişeliyiz” ifadelerini kullandı.

Manzari, ihtiyacından fazla aşı dozu alan ülkelere, herkesin -özellikle Doğu Akdeniz’de sınırlı kaynaklara sahip olan ülkelerdeki insanların- aşıya ulaşabilmesi için, fazla aşı dozların bir kısmını ihtiyacı olanlara vermesi çağrısında bulundu.

Manzari “COVAX teslimata hazır ancak sahip olmadığımız aşıları teslim edemeyiz ve üretici şirketlerden doğrudan milyonlarca doz aşı alan sayın zengin ülkelerle rekabet edemeyiz. Bu yarışta kazanan yok, dünyada virüs sebebiyle sıkıntı çeken tek bir bölge varsa hayat normale dönmeyecek” dedi.

WHO’nun COVAX aşı mekanizmasına destek çağrısı yaptığı bir dönemde, Manzari, bölgedeki aşıya yönelik tereddütlere ilişkin endişelerini dile getirerek “Aşı olmayı destekleyecek güveni oluşturmak için medya ve diğer ilgili mecralarla çalışmak istiyoruz. Bu aşıları yaptıran bölgedeki tüm sağlık çalışanlarını deneyimlerini paylaşma ve diğerlerini de aşı olmaya teşvik etmeleri çağrısında bulunuyorum” dedi.

WHO tarafından onaylanan aşılara yönelik olarak endişeye gerek olmadığını belirten Manzari, ayrıca, “Aşıların pandeminin seyri üzerindeki olası etkisine yönelik çok fazla heyecan ve iyimserlik hissediyoruz ancak bu salgına son vermek için sadece aşılara güvenemeyeceğimizi bir kez daha belirtiyorum. Pek çok insan henüz aşı veya salgına karşı korunmaya ulaşamadı. Enfeksiyonun yayılmasını önlemek için gerekli tedbirleri almaya devam etmemiz gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

UNICEF Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktörü Ted Chaiban, Manzari’nin COVAX’ın desteklenmesinin önemine yönelik söylediklerini yineleyerek, “Küresel bir kıtlıkla karşılaşan küresel bir aşı talebi var. Bu COVAX’ın kapasitesini sınırlıyor” ifadelerini kullandı. Chaiban, COVAX’ın bugüne kadar bölgenin 10 ülkesine 3 milyon doz aşı ulaştırdığını ancak sağlanan aşı oranları, 2021 sonuna kadar tüm ülkelere iki milyar doz aşı sağlanması ile nüfuslarının yüzde 20’sinin aşılanmasına yönelik küresel hedefin gerçekleştirilmesine engel olabileceğini belirtti.

Chaiban, virüs ve aşılar hakkında yayılan yanlış bilgilerin çokluğu sebebiyle endişesini dile getirerek, maalesef yanlış ve yanıltıcı bilgilerin daha fazla olduğunun gözlemlendiği bir çalışma olduğunu belirtti. WHO Programlar Bölüm Direktörü Dr. Rana Hajjeh COVAX aracılığı ile dağıtılan aşılar hakkında “WHO tarafından onaylananlar dışında aşı dağıtılmadığını, şu ana kadar onaylanan aşıların Pfizer, AstraZeneca, Johnson&Johnson aşıları olduğunu” söyledi.

Hajjeh, Çin şirketi Sinopharma aşısına yönelik inceleme yapıldığını ve aşıya ilişkin kararın önümüzdeki hafta açıklanacağını vurguladı.

Hajjeh, AstraZeneca aşısı hakkında güvence verdi ve WHO tarafından onaylanan aşıların tamamen güvenli olduğunu söyledi. Bununla birlikte, AstraZeneca aşısının kan pıhtılaşmasına neden olduğu hakkındaki raporlara yönelik inceleme yapıldığını ve WHO Yüksek Danışma Komitesi tarafından yürütülen incelemede, aşının alınması ile kan pıhtılarının oluşması arasında herhangi bir bağlantı olmadığının kanıtlandığını belirtti.

Aşının güvenliğinin ihmal edilemeyecek kriterlerden biri olduğunu, aşıların yüzde 100 güvenli olması gerektiği belirten Hajjeh, aşıların etkinliğine gelince, onaylanan aşıların etkinliğinin yüzde 50’nin altında olmamasına yönelik şartlar olduğunu belirterek “Şansımıza, onaylanan tüm aşıların etkinlikleri yüzde 65’i aşıyor” dedi.

WHO Enfeksiyon Riski Yönetim Birimi Müdürü Abdunnasır Ebu Bekir aşıların, Güney Afrika’da ortaya çıkan ve bilimsel olarak “501.V2” ismi ile bilinen mutasyon hariç tüm mutasyonlarda etkili olduğuna yönelik güvence verdi. Doğu Akdeniz Bölgesi’ndeki 15 ülkede mutasyona uğrayan varyant ile enfekte olan vakalar kaydedildiğini belirtti. Ülkelerin salgına karşı alacakları kararları etkileyecek olması sebebiyle, ülkelerin yeni mutasyonlarını tespit etmek için imkanlarının olması gerektiğini ifade etti.

Şarkul Avsat