WHO, Hindistan’ın durumundan ders çıkarılması çağrısında bulundu

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Hindistan’ın bu ayın ortalarından itibaren şahit olduğu epidemiyolojik durumdan ders çıkarılması çağrısında bulundu.

Hindistan’da yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının insani bir felaket uyarısı veren yeni dalgasında, büyük şehirlerdeki vaka yoğunluğun artması sonucu virüs kontrolden çıktı ve ülkenin sağlık sistemi bu durum ile yüzleşmede yetersiz kaldı. Sınır Tanımayan Doktorlar, Hindistan’daki yeni dalgayı “salgın içinde salgın” olarak tanımladı.

WHO uzmanları, bazı kişiler tarafından daha bulaşıcı olduğuna inanılan, virüsün proteinlerinde gözlemlenen iki mutasyon sebebiyle diğerlerinden ayrılan çift mutantın hala inceleme ve analiz altında olduğunu açıkladı. Uzmanlar, mutantın niteliklerinin nihai olarak belirlenmesi için henüz çok erken olduğunu, dolayısıyla normal hayata kademeli dönüş sürecine başlayan ülkelerin, aşırı iyimser olmaması ve koruyucu önlemleri hızlı bir şekilde hafifletmemesi gerekliliği konusunda uyarıda bulundu.

İtalya bu hafta başlarında, Başbakan Mario Draghi’nin ‘hesaplanmış bir risk’ olarak tanımladığı kademeli bir plan dahilinde tesislerini açmak ve ekonomik ve sosyal faaliyetlerini yeniden başlatan ilk Avrupa Birliği (AB) ülkesi oldu. Başbakan yaptığı açıklamada, hükümetin vaka sayılarının yeniden yükselmesi halinde kapanma tedbirlerine dönüş için hazır olduğuna ilişkin açıklamada bulundu. İtalya hükümeti, diğer Avrupa hükümetlerinde de olduğu gibi, normal hayata dönüş için artan bir sosyal ve ekonomik baskıya maruz kalıyor. Bunun yanı sıra, aşılama kapsamı hala, gelecek yaz sonundan önce yetişkin nüfusun yüzde 70’inin aşılanmasına yönelik belirlenen aşamalı hedeflerin altında yer alıyor.

WHO Avrupa Bölge Ofisi, koruyucu tedbirlerin hafifletmesinin veya hafifletilmesi için acele edilmesinin, şimdiye kadar sarf edilen çabaların ve fedakarlıkların boşa gitmesine neden olabilecek çok büyük risklerinin bulunduğuna yönelik uyarıda bulunarak, aşılama kampanyalarının hızlandırılması ve koruyucu önlemlere uyulmasını ve ihtiyatlı olunması çağrısında bulundu.

Hindistan’dan gelen haberler, Kovid-19 kurbanlarının toplu halde yakılması sonucu gökyüzünün dumanlarla kaplandığı büyük şehirlerdeki trajik sahneyi aktarıyor. Başkent Delhi’de ortalama olarak her 5 dakikada bir kişi hayatını kaybediyor. WHO, Hindistan’da geçen hafta 1,6 milyona ulaşan haftalık toplam vaka sayısının, şu anda normal hayata dönüşe hazırlanan Avrupa ülkelerinde kaydedilen oranlardan uzakta olmadığını belirtti. WHO uzmanları, Hindistan’daki epidemiyolojik durumun önümüzdeki haftalarda kötüleşeceğini belirtti.

WHO, küresel olan bir endişe kaynağına dönüşen Hindistan’daki epidemiyolojik duruma ilişkin ön analizinde, aşırı iyimserliğin, hızlı bir şekilde kötüye gidişin ana faktörü olduğunu ayrıca aşılara karşı dirençleri ve bulaşma hızları sebebiyle endişe yaratan yeni bir mutasyonların ortaya çıkmasına neden olduğunu söylüyor.

Uzmanlar, bir önceki salgında eylül ayında zirveye ulaşan Hindistan’ın daha sonrasında vaka sayılarında istikrarlı bir düşüş yaşandığını ve şubat ayı ortalarında en alt seviyeye ulaştığını söylüyorlar. Uzmanlara göre, bu durum salgının kritik aşamasının sona erdiğini düşünen sağlık ve bilim çevrelerinde iyimserliğin yayılmasına neden oldu ve birçok eyalet normal hayat dönülmesi ve büyük dini festivallerin ve siyasi etkinliklerin düzenlenmesi konusunda aceleci davrandı.

Bununla birlikte bağımsız bilimsel kaynaklar, aşırı iyimserliğin ve bir kerede tüm kısıtlamalarının kaldırılmasının yanı sıra, bu duruma yol açan başka bir nedenin daha olduğunu düşünüyor. Söz konusu neden ise, vaka ve can kaybına yönelik resmi sayıların gerçek sayılardan çok uzak olması ve krematoryuma gönderilen Kovid-19 kurbanlarının birçoğunun ölümlerin, başka hastalıklardan kaynaklandığının kaydedilmesi. Kaynaklar salgına bağlı günlük can kaybının bu dönemde 10 bini aştığını yani resmi kaynakların açıkladığından 3 kat daha fazla olduğunu tahmin ediyorlar.

Uzmanlar bu durumu, sağlık sisteminin kırılganlığı gibi başka faktörlere de bağlıyor. Hindistan’daki doktor ve hemşire sayısı WHO’nun önerdiğinin iki katı olmasına rağmen, devlet son 15 yıldır bu sektöre kamu bütçesinin yüzde birinden fazlasını tahsis etmiyor. Bununla birlikte, salgın ile mücadelenin yönetimi için eyaletlerin ve yerel makamların görevlendirilmesi, tedbirler konusunda çatışmaların çıkmasına ve sağlık kaynaklarında ve malzemelerinde rekabetin yaşanmasına neden oldu.

Hindistan bu yılın başlarına kadar, Çin ve ABD onu geçmeden önceden önce aşı üretimini yapan ilk ülke oldu. Ancak nüfusunun yalnızca yüzde 10’unu aşılamayı başardı bu durum bir milyardan fazla insanın hala aşılanmadığı anlamına geliyor.

Hindistan’da ortaya çıkan mutantın bulaşma hızının ve aşılara karşı direncinin belirlenmesi beklenirken, çoğu Avrupa ülkesi, Hindistan’dan gelenler veya aktarma yapanlara yönelik katı önlemler almaya başladı. Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi’nin (ECDC) belirttiğine göre, bu mutasyonun en az 21 ülkede varlığının doğrulanmasının ardından Hindistan’dan gelen kişilerin zorunlu karantinaya tabi tutulmasına veya doğrudan uçuşların durdurulmasına karar verildi.

Hindistan’da pandeminin başlamasından bu yana 17 milyon 997 bin 267 kişinin virüse yakalandığı 201 bin 187 kişinin öldüğü  tespit edildi. Dün (28 Nisan) 362 bin 902 vaka ve 3 bin 285 yeni ölüm tespit edilebildi. Ülke coğrafyasının genişliği, nüfusun fazlalığı ve devlet imkanlarıyla veri toplanmasının zorluğu sebebiyle mevcut verilerin gerçek tabloyu yansıtmadığından endişe ediliyor.

Şarku’l Avsat