Koronavirüsün görüntüsü (Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi)

Bilim insanları uyardı: “Zeki” koronavirüsün evrimsel kabiliyetlerini küçümsemeyin

“Virüsün evrimsel rotasının sonuna yaklaştığını ve daha ileri gidemeyeceğini söylemenin cesaret gerektirdiğini düşünüyorum.”

Bilim insanları koronavirüsün evrimsel kabiliyetlerinin ve tahmin edilemezliğinin hafife alınmaması gerektiği konusunda uyarırken virüsün gelecek aylar ve yıllarda daha ne kadar mutasyona uğrayacağının “bilinmezliğini” koruduğunu ekledi.

Pandeminin zirve yaptığına dair başlangıçtaki iyimserliğin ardından küresel bulaş sayılarının üst üste 7 hafta artış göstermesiyle birlikte, The Independent’a konuşan önde gelen virologlar, dünyanın virüsün evrimiyle insanlığın karşılık vermesi arasındaki bir “silahlanma yarışının” içine düştüğünü ifade etti.

Uzmanlar, aşılar patojeni bastırmak için umut vaat etse de dozların dağıtımının hızlı ve adil yapıldığından emin olmak için daha çok şey yapılması gerektiğini, yoksa gelecekteki büyük salgınların fitilini ateşleyebilecek yeni varyantların ortaya çıkmasına olanak tanınacağını söyledi.

University College London’dan viroloji profesörü Deenan Pillay şunları söyledi:

“Virüsün evrimsel rotasının sonuna yaklaştığını ve daha ileri gidemeyeceğini söylemenin cesaret gerektirdiğini düşünüyorum. Bu virüsün insan patojeni olarak varoluş süresinin hala erken aşamasındayız. Türler arası bariyeri aşan virüslerin insanda iyi çoğalabilir hale gelmek üzere kendilerini gerçekten optimize etmeleri genellikle yıllar sürer.”

Son günlerde Birleşik Krallık’ta (BK) 77 vakada Hindistan varyantı bulundu.

Hindistan varyantının daha tehlikeli olup olmadığı ya da aşı etkililiğinden daha iyi kaçmayı başarıp başaramadığı henüz bilinmezken iki mutasyon taşıdığına inanılıyor ve ülkedeki vaka artışı kısmen bundan kaynaklanıyor gibi görünüyor.

Oxford Üniversitesi’nden evrim ve genom bilimi profesörü Aris Katzourakis, (bazı bilim insanlarına göre) virüsün ne kadar mutasyona uğrayabileceğine dair belirli sınırlar bulunsa dahi “Her zaman (genomun) başka bir yerinde daha önce görülmemiş yeni olasılıkları ortaya çıkaracak değişikler olma ihtimali var” dedi.

Yalnızca birkaçı özellikle kaygı yaratan belirli bir “grup” mutasyon geliştirmiş olsa bile, SARS-CoV-2’nin beklenmedik şekilde hızlı evrimleşen doğası son 14 ayda dünya çapında binlerce varyantın oluşmasına zemin hazırladı.

İnsan bağışıklık sisteminin elemanlarını atlatma kabiliyetiyle bilinen Güney Afrika varyantından yüksek seviyede bulaşıcı ve geniş biçimde yayılmış Birleşik Krallık varyantına, bu virüsler SARS-CoV-2’nin seçilimsel baskılar altında bulunduğunda insan konağına hangi şekilde uyum sağlayabileceğini göstermeye devam ediyor.

Kendilerine özgü mutasyonları, özellikle virüsün kabuğunu kaplayan üç boyutlu dikenlerde oluyor. Profesör Pillay şunu söyledi:

“Eğer kilit ve anahtar mekanizmasını düşünürseniz bu diken proteini anahtardır ve kilidiyse bir insan hücresi üzerindeki reseptördür.”

Bu yapı evrim geçirerek şekil değiştirdi ve BK varyantında görüldüğü gibi virüsün hücrelerimize bağlanmasını ve hücrelerimizin içine girmesini kolaylaştırdı.

Güney Afrika varyantında olduğu gibi bazı vakalarda virüs etkisiz hale getirici insan antikorlarınca daha az tanınabilir hale gelecek şekilde mutasyona uğradı. Bu antikorlar normalde virüsün diken proteinine bağlanıyor ve hücrelere girişini engelliyor.

Dolayısıyla bu tür bir mutasyon SARS-CoV-2’nin aşılanmış veya hastalığı atlatmış insanlardaki bağışıklık savunmasının ilk hattını atlatmasına olanak tanıyor ve virüsün dolaşımda kalmasına yol açıyor.

Leeds Üniversitesi’nden viroloji profesörü Stephen Griffin, diken proteinin optimal zirveyi geçmeden önce “diken proteinin ne kadar evrimleşebileceğiyle ilgili bir sınır olacağını” düşünüyor. Griffin şunu ekledi:

“Fakat şu anda bu sınırın ne olacağını isabetli biçimde belirleyebileceğimiz konusunda şüphelerim var.”

Prof. Katzourakis şöyle dedi:

“Daha genel anlamda, bu virüslerin (evrimleri açısından) sahip oldukları hareket alanı muazzam.”

Katzourakis aralarında bir dizi endişe verici varyantta gözüken E484K değişiminin de yer aldığı manşetlerden inmeyen mutasyonların “diken proteininin başka yerlerindeki bir sürü başka mutasyonun kilidini” açabileceğini açıkladı.

“E484K’nin bizim önem verdiğimiz bir şey haline gelmesi yaklaşık 12 ay aldı. Muhtemelen bugünden 12 ay sonra da bir ya da iki tane daha onun kadar önemli olanlar çıkacak.”

Koronavirüsün evrimleşme hızı çoğu bilim insanını şaşırtıyor. Şimdiye kadarki 138 milyondan (bu sayının çok daha yüksek olma ihtimali var) fazla enfeksiyonun virüse mutasyon geçirmek için bolca fırsat verdiği konusunda bir uzlaşı var.

Ancak Prof. Pillay başka etkilerin de işin içine girdiğini düşünüyor ve şunu söylüyor:

“Yalnızca mutasyonlar yerine genetik düzenin bir kısmının diğerine değişmesi, bizim genetik delesyon dediğimiz genomun büyük parçalarının eksilmesini görüyoruz. Bu da virüsün evrilmeye devam etme kabiliyetini önemli ölçüde değiştirdi. Başka bir deyişle evrimde sıçramalar gerçekleştiriyor.”

Prof. Pillar bu sıçramaların diken proteinin şeklini büyük oranda değiştirdiğini ve virüse insanlar arasındaki temasın azalması ve bağışıklık seviyelerinin yükselmesi dahil karşılaştığı “engellerden bazılarını aşma” imkanı verdiğini söyledi.

“Bu virüsün evrilecek başka yollar bulmasına şaşırmam. Bariz şekilde zeki bir virüs bu” diye ekledi.

Prof. Pillar sözlerine şu ifadelerle devam etti:

“Diken proteini etkin biçimde bağlanma kabiliyetini kaybetmeden daha fazla evrilemeyeceği son aşamaya gelse bile virüste başka işlevlere sahip olabilecek farklı proteinler var. Örneğin virüs hücreye diken proteiniyle girdiğinde çoğalma oranını artıracak farkı işlevleri olabilir. Uygunluğunu artırmak için gelecekle başka yollar izleyebilir.”

Prof. Katzourakis, SARS-CoV-2 “sonsuz ihtimallere” sahip olduğundan, hükümetlerin “virüsü bastırabildiğimiz kadar bastırmamız” için sarf ettiği çabayı artırmasının ve aşıların olabildiğince hızlı uygulandığından emin olmasının hâlâ hayati öneme sahip olduğunu söylüyor.

Mevcut aşıların dolaşımdaki bilinen farklı varyantların sebep olacağı hastaneye yatırılma ve ölümlere karşı yüksek seviyede koruma sunabileceğine dair şimdilik güven duyuluyor.

“Virüs gerçekten aşıyı atlatırsa ve bu kayda değer bir atlatış olursa, aşıları güncellemede geride kalırsak, virüse karşı mücadelede elimizdeki en önemli aracı boşa harcamış olabiliriz” diye uyaran Prof. Katzourakis şunları ifade ediyor:

“Elimizdekini en iyi şekilde kullanmak için Apollo görevine benzer bir görev yürütmemiz gerek, aşıyı her yere götürüp hemen şimdi uygulamalıyız.” 

Independent Türkçe