Avrupa 2021’de sürü bağışıklığına ulaşmayı mümkün görmüyor

Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi’nin (ECDC) son raporuna göre, Avrupa 2021’de sürü bağışıklığına ulaşamayacak. ECDC, toplam virüs yayılma oranları ve hastanede tedavi gerektiren günlük vaka ve ölüm sayıları gibi, yeni tip koronavirüs salgının gelişimine yönelik ana göstergelerin, Avrupa ülkelerinde giderek düştüğünü, sosyal ve ekonomik faaliyet döngüsünün normale dönmesi için beklenen seviyelere hızla yaklaştığını belirtti.

Ancak ECDC uzmanları, gelişmekte olan ülkelerdeki aşı yetersizliğinin yakın gelecekte devam etmesi durumunda ortaya çıkmaya devam edecek olan mutasyonlar nedeniyle, pek çok kişinin ulaşmayı beklediği sürü bağışıklığına bu yıl ulaşılamayacağından hatta gelecekte ulaşılmasından bile şüphe ettiklerine yönelik uyarıda bulundular.

Bu uyarı, Yunanistan, İspanya, İtalya ve Portekiz gibi birçok Avrupa ülkesinin turizm, seyahat, hareket, eğlence faaliyetleri ve hizmetlerine ilişkin kısıtlamaları yavaş yavaş kaldırmaya başladığı bir zamanda geliyor. Bu önlemler, aşılama kapsamının toplam nüfusun yüzde 25’ini aşması ve aylar süren aksaklıkların ardından aşılama hızının artması ile kaldırılmaya başlandı.

Raporda, “Virüs kolayca yok olmayacak, hatta belki de diğer solunum yolu virüsleri gibi asla yok olmayacak. Aşamalı olarak normal hayata dönüş yoluna girildi ancak enfeksiyonlar tamamen yok olmayacak ve sürü bağışıklığına ulaşamayıp, ancak pandemiyi kontrol edebiliriz. Ayrıca maskelerden hızlı bir şekilde kurtulamayacağız” ifadelerine yer verildi.

Bilim adamları, pandeminin başlangıcından bu yana, yeterli toplumsal koruma sağlayan sürü bağışıklığının, virüsün yayılmasını engellediğini aynı zamanda aşı kapsamının dünya nüfusunun yüzde 70’ine ulaştığında aşı yaptırmayanlar için koruma sağladığını belirtiyorlar. Avrupa ülkeler de bu yaz sonuna kadar bunu gerçekleştirmeyi hedefliyorlardı.

Ancak ECDC uzmanları, virüsün yeni mutasyonları nedeniyle bu aşılama oranının sürü bağışıklığına ulaşmak için yeterli olmayacağı çünkü bu bağışıklığa ulaşmak için gerekli olan aşılama yüzdesinin, virüsün çoğalma oranına, yani her bir hastanın neden olduğu ortalama enfeksiyon sayısına bağlı olduğu konusunda uyarıda bulundular. Sürü bağışıklığı için nüfusun yüzde 70’inin aşılanması gerektiği düşüncesi, iki yıl önce SARS virüsüne yönelik yapılan araştırmalar sonucunda, bir hastanın sebep olduğu enfeksiyon oranının 2 ile 3 olarak tahmin edildiği hesaplamalara dayanıyor. Ancak Kovid-19’un yeni varyantlarından bazıları, 3 ila 5 arasında çoğalma oranına sahip bu da sürü bağışıklığına ulaşmak için daha fazla sayıda insanın aşılanmasını gerektiriyor. Bazı uzmanlar, şu anda sürü bağışıklığına ulaşmak için gereken aşılama oranın yüzde 80 ila yüzde 90 arasında değiştiğine inanıyorlar. Uzmanlar Kovid-19’dan daha hızlı bulaşan kızamık virüsünde sürü bağışıklığına ulaşmak için nüfusun yüzde 95’inin aşılanması gerektiğini hatırlatıyorlar.

ECDC, her ülkedeki epidemiyolojik sahnenin özelliklerine ve gelişmelere göre normal hayata dönüş hızını belirlenmesi için modellerin oluşturulmasını tavsiye ediyor. Yaz sezonunda vaka sayılarının artmasının ve yeni bir salgın dalgasının ortaya çıkmasının, bir yıl içinde sarf edilen tüm çabaları yok edip bizi sıfır noktasına döndüreceğini ve yeni varyantların ortaya çıkmasına kapı aralayacağını belirten uzmanlar, sosyal ve ekonomik baskılar sebebiyle faaliyetlerin hızla yeniden başlatılması ve kısıtlamaların kaldırılmasına yönelik uyarıda bulundu.

Diğer yandan Fransa, Almanya, Avusturya ve Belçika gibi bazı Avrupa ülkeleri hala, aşıya karşı isteksizlikte yüksek oranlar kaydediyor, bu durumun devam etmesi sürü bağışıklığına ulaşmayı neredeyse imkansız hale getiriyor. Aşılama kampanyalarında en hızlı ülke olan ABD, nüfusun bazı kesimlerinde aşı yaptırma konusundaki isteksizlikte artışla yüzleşiyor, bu durum bazı uzmanların sürü bağışıklığı sağlama olasılığına şüpheli yaklaşmasına neden oluyor. Ancak ECDC uzmanları raporda sürü bağışıklığına ulaşılamamasının virüsün neredeyse tamamen kontrol altına alınmasına engel olmadığı konusunda güvence veriyorlar. Uzmanlar, virüsün kontrol altına alınması yolu ile vaka sayılarının tehlikeli olmayacak kadar düşmesini sağlayabileceğini dolayısı ile şu anda önemli olanın, mümkün olan en fazla insan aşılanması ve önlemlerin kaldırılması için acele edilmemesi olduğunu vurguluyorlar.

Raporda, aşı oranının toplam nüfusun yüzde 50’sini aşmasının ardından, Avrupa ülkelerindeki günlük vaka sayılarının yüzlere düşmesinin yanı sıra can kayıplarının ve hastanede tedaviye ihtiyaç duyan kritik vakaların sayısında önemli bir düşüş olması öngörülüyor. Uzmanlar ayrıca uzun vadede kolayca kontrol altına alınabilen odak noktalarının ortaya çıkmasını ve tüm vakaların belirlenmesi, takip edilmesi ve karantinaya alınması ile en savunmasız gruplar için tam koruma sağlamasını bekliyor. Raporda bu aşamaya muhtemelen bu yılın sonlarında veya gelecek yılın başlarında ulaşmasını ardından, ABD’de yapıldığını gibi 12 ila 16 yaş arasındaki gençlerin aşılanmaya başlanması mümkün görülüyor.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, zengin ülkelere aşılama stratejilerini gözden geçirme, gençleri aşılamak yerine, bazıları sağlık çalışanlarını aşılamamış olan yoksul ülkelerin kullanması için aşı dozları verme çağrısında bulundu.

WHO’nun sıtma programını yöneten epidemiyolog Pedro L. Alonso şunları söylüyor:

“Salgınla mücadele konusunda uluslararası dayanışmanın başarısız olduğundan şüphe yok, herkes dayanışmadan bahsediyor ancak herkes önce kendi insanlarını aşılamaya çalışıyor ve bu davranış için hükümetleri suçlamak kolay değil.”

Şarkul Avsat