(Fotoğraf: SPA)

Gelişime giden yol, eğitimden geçer

Bölgemizdeki ülkelerin eğitim alanında ciddi sorunları var. Eğitimi geliştirerek gelişmiş dünyanın hızını yakalamak ve onlara katılmak için büyük bir fırsatımız var.

Gelişmiş dünyayı yakalamaya çalışan ülkeler için eğitimin ilaç olduğu konusunda neredeyse fikir birliği var. Suudi Arabistan Eğitim Bakanlığı’nın okul günlerini artırarak, zaman ve metodolojik bölümlememeye giderek eğitim sistemindeki gelişmeleri açıklaması, kısa sürede büyük ve köklü değişiklikler yapan bir ülke için cesaret verici bir adımdır. Suudi Arabistan yasama, yürütme, teknik, ekonomik, sosyal ve diğer alanlarda kapsamlı bir değişime tanık oldu ve eğitim her değişimin ana kaynağı olmaya devam ediyor.

1957’de Amerikalılar, Sovyetlerin “Sputnik” füzesini uzaya fırlatması karşısında şok oldular. Sovyetler, ABD’yi bilim alanında nasıl yakalayabilmişlerdi? Bunu ilk kıtalararası balistik füze, ardından ilk köpek, ilk erkek ve ilk kadının uzaya gönderilmesi, sonra ilk uzay istasyonu, nükleer başarılar, askeri endüstriler ve hatta sanat ve spor alanlarındaki başarılar geldi.

İki ülke yaklaşık kırk yıl süren bir yarışa girdi. İdeolojik dogmatizme ve devlet kurumlarının zayıflığına rağmen Moskova’da denklemi değiştiren şey, eğitim sisteminin gelişmesidir. Sovyetler, rekabet etmek ve Batı’yı alt etmek istedikleri için kapitalist Batı’yı tüm hızıyla yakalamaları gerektiğini biliyorlardı ve bu nedenle bilime yoğun bir şekilde odaklandılar. Güney Kore, Çin ve diğer devletler gibi sanayileşen dünyanın merdivenlerini tırmanan ülkelerin durumudur.

Bölgemizdeki ülkelerin eğitim alanında ciddi sorunları var. Eğitimi geliştirerek gelişmiş dünyanın hızını yakalamak ve onlara katılmak için büyük bir fırsatımız var. Zaman farkının olduğunun farkındayız. Peki bu süreyi nasıl kısaltabiliriz? Değişim nesiller alır ve bir nesil yirmi yıldan fazla bir sürede yetişir. Gerek eğitim gerekse profesyonel hayatımızdan, odaklanmanın iki şeyi gerçekleştirdiğini öğrendik: Üstünlük ve kısa zaman. Bilim, teknoloji, mühendislik ve matematikte erken yaşlardan itibaren uzmanlaşmaya ve yoğunlaşmaya odaklanırsak, nitelikli ve üstün bir eğitime sahip bir nesil yetişecektir. Bu şekilde öğrenci, alanında başarılı olmuş bir şekilde üniversiteye girer ve orada uzmanlık kazanır.

Eğitim personeli, müfredat ve araç eksikliği gibi potansiyel zorlukları biliyorum. Fakat her ne kadar zor da olsa kısa bir sürede hedefe ulaşmanın en kısa yolu budur. İstenen gelişmenin genel olması ve üstünlük sahibi kimselerle sınırlanmamasının daha iyi olduğunu varsayıyoruz. ABD’nin ve diğerlerinin tecrübesi “model” okullarla sınırlıdır. Buradaki zorluk, bütün eğitim toplumunun daha iyi niteliklere sahip olması gerekliliğidir. Üniversitede de durum böyledir. Burada da odaklanma ve mükemmelleşme ihtiyacı aynı derecede önemlidir. Her üniversitenin belirli bir alanda ön plana çıkması için özel eğitim alanları tahsis etmesi gerekiyor. Kral Fahd Petrol ve Mineraller Üniversitesi bizim için iyi bir deneyim ve örnektir.

*Abdurrahman Şalkam