Husilere karşı uluslararası dönüşümler

Safer, Yemen sahiline 7 km uzaklıkta bulunan paslanmış bir petrol tankeridir. Gemide uluslararası anlamda büyük bir çevre felaketine yol açabilecek petrol bulunuyor. Bu gemi, patladığı ya da battığı zaman, 1989 yılında petrol sızdıran Exxon Valdez tanker faciasından 4 kat daha büyük bir felakete yol açacak. Kuzey Yemen’in sahillerinin büyük bir bölümünü mahvedecek.

Safer, yurt dışındaki savunucularının ulusal bir hareket olarak resmetmeye çalıştığı radikal Husi örgütünün gerçek yüzünü deşifre etmeye yardım etti. Çevre ve uluslararası hukuk alanında çalışanlar, bu geminin el-Kaide, DEAŞ, Hizbullah ve bölgedeki diğer radikal dini grupların yaptığı gibi uluslararası topluma şantaj yapan ve söz konusu gemiyi pazarlık kozu haline getiren bir grubun elinde rehin olduğunun farkında.

Özellikle ateşkes, müzakere, hava ve deniz limanlarını açma önerisinden -ki Husiler, bu önerilerin hepsini de reddetti- bu yana yavaş da olsa bir değişime şahit oluyoruz. Yemen’deki duruma bakış konusunda bazı çevre ve hukuk kuruluşları arasında yavaş ve somut bir dönüşüm mevcut.

Farklı çevreler, petrol tankerinin neden olabileceği tehlikeye çözüm önermeye çalıştı. Ancak Husiler, infilak etmemesi ya da içerisindeki 1 milyon varil petrolün sızmaması için gemiyi onarma önerisi dahil önerilen bu çözümleri reddetti.

Time dergisinin tanker kriziyle ilgili haberinde Deniz Hukuku Uzmanı Ian Ralby, “Husiler, anlaşmalarını kanla imzalasalar bile geçmişleri, onların sahtekâr olduğunu ve şartlarından geri adım atacaklarını gösteriyor” ifadesini kullanıyor. Güvenlik Konseyi, facianın gerçekleşmeden önce engellenmesi için askeri çözüme izin verilmesini destekliyor.

Husilerin işledikleri çirkin suçlara ve Sana şehri gibi kontrol ettikleri bölgelerdeki gelişigüzel uygulamalara rağmen birçok büyük sivil toplum örgütü, Husi milislerini daima savundu. Söz konusu sivil toplum örgütleri, Husileri ve ulusal kurtuluş hareketi olarak ilerleyişlerini savunmaya devam etti ve onları haksız bir savaşın mağdurları olarak gördü. Silahlı milisler, yönetimi zorla ele geçirdi ve 2011 hareketinden sonra yeni siyasi rejimi yıktı. Zira Birleşmiş Milletler ve Batı, bunu önceki rejimin enkazı üzerine tesis etmeye çalışıyordu. Geçen 5 yıl, isyancı Husiler hakkında hüküm vermek için yeterlidir.

Safer idaresinin eski bir sorumlusu, “Husiler, 2015 yılında Sana şehrini ele geçirdikleri zaman petrolün tesisten nasıl ihraç edileceğini öğrenmek istiyordu. Onlar, yükün nasıl satılacağı, petrolün nasıl üretileceği, paraların nereye gittiği ve satış fiyatı ile ilgili bilgilere ulaşmak istediler” dedi.

Uluslararası arabulucular, Husilere çevreye tehlike oluşturacak şekilde onarmadan terk ettikleri tankerin kötü durumunu hatırlatmaya çalıştığı zaman Husiler, tankeri şantaj aracına dönüştürdü. Onarmak veya geminin durumunu incelemek için Husilerle kurulan her temasta onlar, bunun karşılığında bir şeyler istedi. İsteklerin, oyalamaların devam etmesi ve gemiyi onarma teklifinin reddedilmesiyle birlikte arabulucular, Saddam Hüseyin’in 1991 yılında Kuveyt’in petrol kuyularını yaktığı gibi Husiler, tankerin batmasına ya da patlamasına ve deniz mıntıkasını mahvetmesine terk etmekle tehdit etmeyi kendileri için altın yumurtlayan bir tavuk olarak gördüklerini keşfetti.

Safer petrol tankeri, uluslararası kuruluşların siyaset ve medya olarak Husilere karşı muamelelerindeki yanlışları ortaya çıkartan krizlerden birisidir. Uluslararası kuruluşlar, savaşa yol açan mücbir sebepleri göz önünde bulundurmadan Yemen’de savaşa karşı oldukları gerekçesiyle Husilere hoşgörülü davranıyordu. Aralarındaki anlaşmazlıklara rağmen Yemenlilerin çoğunluğu, karanlık çağlara mensup bu cemaate karşı.

Tankerde deniz canlılarını yok etmeye ve çevreyi mahvetmeye yetecek miktarda petrol mevcut. Bunu temizlemek uzun süre sürecek ve kolay olmayacak. Uzmanların tahminine göre bu da yaklaşık 20 milyar dolara mal olacak.

Siyasi çözüm için uluslararası kuruluşlar ve özellikle de sivil toplum örgütleri, Husileri ve onların tehlikeli eylemlerini gerekçe göstermekten vazgeçmeliler.

*Abdurrahman Raşid -Suudi Arabistanlı gazeteci ve Şarku’l Avsat’ın eski genel yayın yönetmeni