G7, Çin’in İpek Yolu projesine karşı çıkıyor

Yedi büyük ülkenin liderleri, dün, zirvenin ikinci gününde, gelecekte salgın hastalıklarla mücadele için büyük araçlar kullanmaya söz verdikten sonra Çin’e karşı koyma ve yoksul ülkelere yönelik küresel bir altyapı planı geliştirmeyi görüştüler.

ABD Başkanı Joe Biden’ın, Almanya, Fransa, İtalya, Birleşik Krallık, Kanada ve Japonya’nın devlet ve hükümet başkanlarının yer aldığı, Pazar gününe kadar güneybatı İngiltere’de sürecek bu toplantıda Çin ve Rusya’nın ortaya çıkardığı zorluklarla yüzleşmek için müttefiklerini harekete geçirmeye istekli olduğu görüldü.

G7’nin bugünkü kapanış bildirisinin, ABD tarafının “dünya için daha iyisini yeniden inşa etmek” için başlattığı girişimi içermesi bekleniyor. Topluluğun ekonomik güçleri, Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” olarak adlandırılan trilyon dolarlık ticaret yolu girişimine karşı koymak amacıyla yoksul ülkelerdeki altyapı konusunda geniş bir girişim planlıyor.

ABD’li yetkililer bu girişimi dün (Cumartesi) duyurdular. Yetkililer, girişimin diğer ülkelerin doldurmasına yardımcı olmayı amaçladığı dünyanın bazı bölgelerinde 40 trilyon dolarlık bir boşluk olduğunu tahmin ediyor. Somut hiçbir mali taahhütte bulunulmamış olmasına rağmen yetkililer, ABD, G7 ortakları, özel sektör ve diğer paydaşların yakında toplu olarak, düşük ve orta gelirli ülkelerde altyapı yatırımı için yüz milyarlarca doları harekete geçireceğini ifade ettiler.

Güney Kore, Güney Afrika ve Avusturya liderlerinin yanı sıra Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in de katıldığı G7 toplantısı, ortak çalışma oturumları ve ikili toplantılar şeklinde hızla devam etti. Hindistan Başbakanı Narendra Modi ise ülkesindeki ciddi sağlık problemleri nedeniyle toplantıya çevrimiçi olarak katılacak. Liderler, Kovid-19 krizi karşısında birlik göstermek için gelecekteki salgınlarla mücadeleye yönelik bir eylem planını onaylarken “tarihi” bir ilerleme kaydetmek için son derece kararlı görünüyorlardı.

Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere, Kanada, Japonya ve ABD’nin devlet başkanları şimdiye kadar muvafakat içinde hareket ettiler. Liderler, cumartesi akşamı sahilde bir barbekü partisinde gayri resmi görüşmelere devam etmeden önce gündüz görüşmelerinde sağlık kriziyle mücadele yollarını ele aldılar. Yoksul ülkelere aşı sağlama sözü veren liderler, şu anda tanık olduğumuz küresel felaketin tekrarlanmasını önlemenin yollarını bulmaya çalışıyorlar.

İngiltere Başbakanı Borris Johnson Twitter’da, G7 topluluğu tarafından gelecekteki pandemileri önlemek için önerilen “Carbis Bay Deklarasyonu”nu “tarihi bir an” olarak niteleyerek memnuniyetle karşıladı. “Bu anlaşma kapsamında dünyanın önde gelen demokrasileri, küresel bir pandeminin tekrarlanmasını önlemeyi ve Kovid-19’un neden olduğu tahribatın tekrar etmemesini sağlamayı taahhüt ettiler” şeklinde bir tweet paylaştı.

Carbis Bay Deklarasyonu, dünyanın acil bir hastalıkla, yüz günden daha kısa bir süre içinde yüzleşmeye hazır olması umuduyla, aşı, tedavi ve teşhis geliştirme için son tarihin öne çekilmesi de dahil olmak üzere yeni bir pandeminin patlak vermesini önlemeye yönelik bir dizi taahhüt barındırıyor.

Carbis Bay Deklarasyonu’nun ikinci kısmı ise sağlık denetimlerinin güçlendirilmesi ve bu güçlendirme için Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) reforme edilmesi ile ilgili. Washington’un kurduğu G7 topluluğunun bir üyesi olan Çin’in katılımı olmadan bu hedefi gerçekleştirmesi zor görünüyor. Ancak bu deklarasyon, Almanya’nın karşı çıktığı, ABD ve Fransa’nın ise desteklediği, üretimi hızlandırmak için aşı patentlerinin kaldırılması gibi bazı çetrefilli sorunlara çözüm getirmiyor.

Çin ve Rusya, Cumartesi günkü dış politika meseleleri ile ilgili görüşmelerin merkezinde yer alırken, liderler, liberal demokratik “değerleri” savunmayı amaçladıkları hususunda uyarıda bulundular. Üst düzey bir ABD’li yetkili, “Mesele, ülkeleri ABD ve Çin arasında bir seçim yapmaya zorlamakla ilgili değil. Mesele, başka bir vizyon ve başka bir yaklaşım önermeyle ilgili” açıklamasında bulundu.

Yaklaşık iki yıldan bu yana ilk kez yüz yüze toplanılabilen bu zirve, çeşitli ülkeler arasında ikili tartışma unsuru olan konularda ilerleme sağlanması için bir fırsat sunuyor. 1 Ocak’ta ülkesinin Avrupa Birliği’nden ayrılmasından bu yana ilk zirvesine katılan Johnson, art arda ikili görüşmeler gerçekleştirerek Macron, Merkel ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursulu For der Leyen ile bir araya geldi. Bloomberg News’in haberine göre liderler ekonomi ile ilgili konuşmaya başladıklarında İngiltere Başbakanı Borris Johnson sözü hızla İtalyan mevkidaşı Mario Draghi’ye devretti. İngiltere’nin güneybatısında bulunan Cornwall’da yapılan kapalı bir oturumda Johnson, “Mario, bir toplantıya katıldığımı ve senin o toplantıda bir krizin ortasındaki avroyu tek bir konuşma ile kurtardığını hatırlıyorum. Hadi bize bakış açını anlat” sözleriyle İtalya başbakanını takdim etti.

Görüşmeler hakkında bilgi sahibi olan bir kaynağın Şarku’l Avsat’a aktardığına göre, Avrupa Merkez Bankası başkanı olduğu dönemde Avrupa mali krizi sırasında kilit rol oynayan Draghi, mevkidaşlarını, yaptıkları harcama türünü tehlikeye atabilecek olumsuz piyasa tepkilerinden kaçınmak için orta ve uzun vadeli bir strateji düşünmeye davet etti. Kaynak, kurumlar vergisini artırma önerileri hakkında konuşan ABD Başkanı Joe Biden’a destek de dahil olmak üzere mali noktalarda ülkelerin fikir birliğinde olduğunu aktardı.

Macron: Biden ile Amerika, özgür dünyanın “işbirlikçi” lideri olarak geri döndü.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Amerikalı mevkidaşı Joe Biden ile yaptığı görüşmede, ABD’nin özgür dünyanın “işbirlikçi” lideri olarak geri döndüğünü söyledi. Biden’a ABD’nin gerçekten geri dönüp dönmediği sorulduğunda, Biden, bu sorunun Fransa Cumhurbaşkanı’na yöneltilmesi gerektiğini söylerek Macron’a döndü. Ardından Macron “Evet, kesinlikle” yanıtını verdi. Macron, “Bu toplantının bir parçası olan ve tam bir işbirliği arzusuna sahip olan Amerikan başkanının bizimle birlikte olması harika” dedi.

Şarkul Avsat