Taliban, tutuklularının serbest bırakılması karşılığında 3 aylık ateşkes önerdi

Afganistan’da şiddet arttıkça çevre ülkeler, yeni mülteci krizinden endişe ediyor

Taliban ile barış müzakerelerine katılan bir Afgan hükümeti müzakerecisi tarafından 15 Temmuz’da yapılan açıklamaya göre Taliban Hareketi, hareketin liderlerinin isimlerinin uluslararası kara listelerden çıkarılmasının yanı sıra, Kabil’de hükümet tarafından alıkoyulan yaklaşık 7 bin mahkûmun serbest bırakılması karşılığında 3 aylık bir ateşkes önerdi. Sözcü Nadir Naderi, silahlı hareketin liderlerinin taleplerinin ‘büyük bir istek’ olduğunu söylerken, isyancıların ayrıca hareket liderlerinin isimlerini Birleşmiş Milletler (BM) kara listesinden çıkarmak istediğini de vurguladı.

Taliban milisleri, çarşamba günü Afganistan’da Çaman ve Sipin Buldak arasındaki bir sınır kapısının ele geçirdiklerini açıkladı. Doğrudan Pakistan’ın Belucistan Eyaleti’ne ulaşan sınır kapısı, Taliban için stratejik açıdan en önemli geçiş noktalarından biri sayılıyor. Taliban’ın onlarca yıldır konuşlandığı Belucistan’da, Afganistan’a savaşmak için gönderilen bilinmeyen sayıda yedek savaşçı da bulunuyor. 15 Temmuz’da Pakistan sınır muhafızları, sınırı geçmeye çalışan yüzlerce insanı dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullandı. Çaman sınır kapısında (güneybatıda) isminin verilmesini istemeyen bir güvenlik yetkilisi yaptığı açıklamada, “Bu sabah (Perşembe) yaklaşık 400 asi insan, sınırı zorla geçmeye çalıştı. Taş attılar, bizi biber gazı kullanmaya zorladılar” dedi.

Çoğu Afgan tüccar ve tarım işçisi olmak üzere her gün yüzlerce insan sınırı geçerek Çaman’a giriyor. Pakistan makamları, Kovid-19 ile ilgili sağlık koşulları nedeniyle 6 Temmuz’dan bu yana sınırları kapattı.

İsminin verilmesini istemeyen başka bir Pakistanlı sınır muhafızı yetkilisi, “İnsanlar kontrol edilemediği için onlarla kavga etmek zorunda kaldık” dedi. Çaman’da üst düzey bir hükümet yetkilisi olan Camadad Han, durumun şu anda kontrol altında olduğunu dile getirdi. Pakistan, uzun zamandır Taliban isyancılarını desteklemek ve onlara sığınak sağlamakla suçlanıyor.

Taliban savaşçıları, Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani’nin Batı destekli hezimete uğratmaya kararlı görünürken, Afganistan’ın komşuları ise çatışmalar yoğunlaştıkça ve yaşam koşulları kötüleştikçe mültecilerin sınırları geçmesinden korkuyor. Devlet Başkanı Gani, 15 Temmuz’da Özbekistan’da bölge liderleriyle görüşmelerine başladı. Bir diplomat, iki günlük toplantıyla ilgili verdiği brifingde, “Taşkent’teki görüşmeler, Afganistan’ın geleceğine odaklanacak ve yoğun bir diplomasi içerecek” dedi. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne (UNHCR) göre ocak ayından bu yana ABD liderliğindeki yabancı güçlerin geri çekilmesiyle 270 bin kişi de dahil olmak üzere milyonlarca Afgan, savaş yıllarında ülkelerinde yerinden edildi. Yıllar geçtikçe Afganlar, çoğunlukla doğuda Pakistan’a ve batıda İran’a kaçtı. UNHCR verilerine göre Pakistan, 1,4 milyon Afgan mülteciye ev sahipliği yaparken, yaklaşık bir milyon Afgan da İran’da bulunuyor. Ancak iki ülkedeki belgesiz Afganların sayısı çok daha fazla. Ayrıca bölgesel toplantıya Pakistan Başbakanı İmran Han ve Taşkent’teki bölge ülkelerinden üst düzey hükümet yetkilileri katılacağı bildirildi. Öte yandan Şanghay İşbirliği Örgütü üyesi ülkelerin dışişleri bakanları, bu hafta Tacikistan’ın başkenti Duşanbe’de bir araya geldi. Bakanlar, Afgan sivillere yönelik şiddetin sona ermesi çağrısında bulundular ve hükümeti istikrar pozisyonunu güçlendirmeye çağırdılar. BM’ye göre yaklaşık 18,4 milyon insan, yani ülke nüfusunun yaklaşık yarısı insani yardıma ihtiyaç duyuyor. Uluslararası örgüt, bu yıl buradaki faaliyetleri için 1,3 milyar dolar bağış yapılması çağrısı yaparken, ancak bu miktarın yalnızca yüzde 23’ünü ele edebildi.

Öte yandan Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, ABD’nin eski Tacikistan, Türkmenistan ve Kosova Büyükelçisi Tracey Jacobson’un, Afganistan’daki ABD güçlerine yardım eden Afgan tercümanları tahliye etmek amacıyla, Dışişleri Bakanlığı’nın Koordinasyon Birimine ‘Müttefik Sığınma Harekatı’nı yürütmesi için liderlik edeceğini açıkladı. Aynı şekilde Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Ross Travers, ilgili departmanlar arası politikaları koordine edecek. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price ise yönetimin Afganistan’dan tahliye edilebilecek çok sayıda Afgan tercümen tespit ettiğini söyledi. Price, ABD’nin Afganistan’ı terk etmeyeceğini ve oraya güç kullanarak gelen hiçbir hükümetin uluslararası toplum tarafından tanınmayacağını vurguladı. Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü John Kirby de bakanlığın, Afgan tercümanların gönderilebileceği ABD dışında tesisler belirlediğini, ancak nereye gönderilecekleri konusunda nihai bir karar verilmediğini açıkladı. Kirby, bakanlığın ayrıca bazı vatandaşların, ABD topraklarındaki askeri tesislerde barındırma olasılığını da araştırdığını ifade etti. Yetkili, “Dışişleri Bakanlığının liderlik ettiği çabalar için mümkün olduğunca çok seçenek sunmaya çalışıyoruz” dedi. Yönetim, Afganistan’a yakın üç Orta Asya ülkesine, yani Kazakistan, Tacikistan ve Özbekistan’a de tahliye edilenleri ‘vize işlemleri beklenirken’ teslim almalarını çağrısı yaptı. Aynı şekilde 1975 yılında başkent Saygon’un düşmesinden önce Güney Vietnamlıların adaya gönderildiği eski bir olaya atıfla, ABD’li yasa koyucular ve söz konusu Afganların savunularının, Büyük Okyanus’ta ABD’ye bağlı Guam adasına nakledilmeleri için baskı yaptıkları bildirildi. Yetkililer, bu Afganları ABD topraklarına nakletmenin, üçüncü bir ülkede kendilerine sağlanamayacak yasal koruma elde etmelerini sağladığını vurguladı. Aynı şekilde bu, SIV (Özel Göçmen Vizesi) başvurularının reddedilmesi durumunda, sığınma başvurusunda bulunmalarına da olanak tanıyor. Daha önce ‘Biden’in tercümanları tahliye etmezse ellerinin kana bulanacağı’ uyarısı yapan Cumhuriyetçi Milletvekili Michael Waltz, gelişmeyi memnuniyetle karşıladı. Geç bir adım olmasına rağmen, bu durumdan memnun olduğunu söyleyen Waltz, Afgan sivil toplumundaki vatandaşlara, özellikle de kadınlara yardım etmeye öncelik verilmesi çağrısında bulundu.