Zebihullah Mücahid, dün Kabil'de düzenlediği basın toplantısında (E.A.)

Taliban Afganistan üzerindeki kontrolünü ilan ederken Ahmed Mesud ayaklanma çağrısı yapıyor

Taliban Pazartesi günü (dün) Afganistan’ın kontrolünü tamamen ele geçirdiğini ilan ederken, direniş lideri Ahmed Mesud, harekete karşı “ulusal ayaklanma” çağrısı yaparak Pençşir Vadisi’nin düştüğünü doğruladı.

Kabil’e 80 kilometre uzaklıktaki engebeli ve erişilmez Pençşir Vadisi, 15 Ağustos’ta yıldırım saldırısı ile ülkenin kontrolünü ele geçiren Taliban’a karşı silahlı muhalefetin son kalesiydi. Taliban sözcüsü Zebihullah Mücahid yaptığı açıklamada, “Bu zaferle ülkemiz savaş bataklığından tamamen çıktı. İnsanlar artık özgürlük, güvenlik ve refah içinde yaşayacaklar” ifadelerini kullandı.

2001 yılında El Kaide tarafından suikasta uğrayan Ahmed Şah Mesud’un 1980’lerin sonlarında söylediği gibi Pençşir Vadisi uzun zamandır Taliban karşıtı bir kale konumunda. Vadi, şu anda da oğul Ahmed Mesud liderliğindeki Ulusal Direniş Cephesine ev sahipliği yapıyor. Ahmed Mesud “Taliban”a yanıt vererek, tüm Afganları “ülkemizin onuru, özgürlüğü ve refahı için ulusal bir ayaklanmaya çağırıyorum” diyerek hala vadideki “stratejik bölgeleri” kontrol ettiklerini ve “Taliban’a karşı savaşmaya devam ettiklerini” ifade etti.

Mücahid ise düzenlediği basın toplantısında “ayaklanma çıkarmaya çalışan herkesin şiddetli baskıyla karşı karşıya kalacağı” konusunda uyarıda bulundu. Ayrıca, yirmi yıl boyunca “Taliban” ile savaşan eski silahlı kuvvetler mensuplarını “Taliban”ın yeni güvenlik kuvvetlerine katılmaya çağırdı.

Hem seksenlerdeki Sovyet işgali altında hem de “Taliban”ın ilk yönetimi sırasında Pençşir Vadisi’ni kontrol altına almak imkansızdı.

Ulusal Direniş Cephesi, yerel milislerden ve Afganistan’ın Taliban’ın eline geçmesinin ardından vadiye kaçan Afgan güvenlik güçlerinin eski üyelerinden oluşuyor.

Taliban ve âdem-i merkeziyetçi bir hükümet sistemi çağrısında bulunan Ulusal Direniş Cephesi arasında başlarda görüşmeler yaşandı. Ancak, iki tarafın da savaştan kaçınma isteklerini ifade etmesine rağmen bir anlaşmaya varılamadı. Hafta sonu boyunca ağır kayıplar yaşadığına dair haberlerin ardından Ulusal Direniş Cephesi, pazar gecesi ateşkes teklifinde bulundu ve sözcüsü Fehim Deşti’nin öldürüldüğünü kabul etti.

İran, 900 km’den fazla kara sınırının bulunduğu Afganistan’ın kontrolünü ele geçiren “Taliban”ı eleştirmekten kaçınarak, Pençşir Vadisi’ne yönelik saldırıyı “şiddetle” kınadı.

Uluslararası toplum, ABD liderliğindeki bir koalisyon tarafından ilk yönetiminin devrilmesinden yirmi yıl sonra iktidara geri dönen Taliban’ı takip ediyor ve hareketi eylemlerine göre yargılanacağı konusunda uyarıda bulunuyor. Hareket, 1996 ve 2001 yılları arasındaki ilk yönetimine oranla daha fazla hoşgörü gösterme sözü vererek, herhangi bir kadının üst düzey görevlere atanması pek olası olmasa da; “herkesi kapsayan” ve kadın haklarına saygı duyan bir hükümet kurma taahhüdünde bulunuyor.

Blinken Afgan dosyasının hâkim olduğu yurtdışı gezisinde

Diplomatik boyutta, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken dün Afgan dosyasının hâkim olduğu bir yurtdışı gezisine başladı. Katar’ı ziyaret eden Blinken, burada Washington’un, son yirmi yılda ABD ile iş birliği yapan Amerikan ve Afgan vatandaşlarını tahliye etme çabalarına verdiği destek için Katar’a “büyük minnettarlığını” dile getirdi.

Washington, ağustos ayının ortalarında, Kabil’de bir hava köprüsü kurarak  yüzde 75 ila yüzde 80’i “risk altındaki Afganlar”dan oluşan yaklaşık 123 bin kişiyi tahliye etmeyi başardı. Katar ile kurulan hava köprüsü sayesinde 55 binden fazla kişi ise Katar’a transfer edildi.

Blinken’in, Taliban’ın siyasi ofislerinin bulunduğu Doha’da Taliban temsilcileriyle görüşmesi beklenmiyor ancak gelecekte böyle bir diyalog yaşanması pek de imkânsız değil. Bakan ayrıca, bazı insani ve iç hat uçuşlarının devam etmesine rağmen, Amerikalıların 30 Ağustos’ta ayrılmasından bu yana kapalı olan Kabil Havalimanı’nın yeniden açılması için Türkiye ile iş birliği içinde yürütülen zorlu çalışmalar hususunda Katarlılarla görüşecek. Havaalanının yeniden açılması, çok ihtiyaç duyulan insani yardımın sağlanması, aynı zamanda ülkede bulunan yabancı uyruklular ile vize sahibi veya vize isteyen Afganların tahliye edilmesi için bir öncelikli bir  konu durumunda bulunuyor.

Şarku’l Avsat