Dera el-Beled sakinleri sokaklardaki molozları topluyor (Havran Ahrar Topluluğu)

Suriye: Dera el-Beled mahallesi sakinleri eve dönüşte yıkımla karşılaştı

Şarku’l Avsat muhabiri Rusya’nın garantörlüğünde imzalanan anlaşma doğrultusunda bölge sakinlerinin Suriye’nin güneyindeki Dera kentine dönüşünü izledi.

Rusya’nın garantörlüğünü yaptığı anlaşma uyarınca Suriye’nin güneyinde yer alan Dera kentindeki Dera el-Beled Mahallesi’ne dönen bölge sakinlerinden bazıları evlerini yıkılmış bir halde buldu. Fakat en azından elde ettikleri temel kazanım onları bir nebze de olsa sevindirdi. Söz konusu kazanım, göç etmek yerine memleketinde kalmaya devam etmekti. Mahalle sakinleri moloz yığınlarını kaldırmak için kolları sıvarken, pişirilen ekmeklerin kokusu yayılıyor sokaklara ve akabinde bombaların geride bıraktığı barut kokusuna karışıyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan mahalle sakinlerinden Ebu Cihad, “Şiddetli bombardıman nedeniyle hiçbir şey eskisi gibi değil. Etrafına bak. Yerle bir olan evler ve çehresi değişen bölgeler… Düne kadar biz yerinden edilenler, savaşçılar ve müzakerecilerdik. Bugün ise inşa edenlerden olduk. Hepimiz yıktıkları evleri ve şehri temizleye başladık. Şehre eski güzelliğini geri kazandıracağız. El Ömeri Camisi’ni sembolik değerine yeniden kavuşturacağız. Olan bitenden dolayı üzgünüz. Biz Müslüman bir halkız. Tutuklama ve askeri yönetimin olmadığı onurlu bir yaşam istiyoruz. Dera el-Beled’de bunun bedelini çok ödedik. Şu anki durum bize dayatıldı. 9 adet kontrol noktası gibi büyük bir askeri varlığın önümüzdeki günlerde şehre ne getireceğini bilmiyoruz” ifadelerini kullandı.

Şehirde kalma kazanımı

Dera Merkez Müzakere Komitesi’nin bir üyesi Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Dera halkı topraklarında kalmayı başardı ve kent için planlanan demografik değişim planını boşa çıkardı. Dera’nın evlatları sürekli bombardımanların ve 73 gün aralıksız bir şekilde şehre uygulanan ablukanın ortasında 4. ve 6. Tümen, İranlı milisler ve 16. Tugay’a karşı kararlı bir şekilde durdu. İranlı milislerin 78 gün süren ablukanın ardından perşembe sabahı Dera el-Beled çevresinin yanı sıra Es-Sed Yolu ve Kamp mahallelerinden çekilmesi ve halkın kendi topraklarında kalması halk açısından en büyük zaferdir. Dera el-Beled’de yürütülen müzakereler ve alınan kararlar yerele ait kararlardı, herhangi bir gündeme veya devlete ve hatta muhalefete ait kararlar değildi. Dera halkı savaş ve silah çığırtkanları değil. Fakat kendilerine askeri mekanizma ve abluka dayatıldı ve İranlı milisler bölgelerine konuşlandırıldı. Dera halkı bunun üzerine varlıklarını savundu ve bunun sonucunda 35 kişi yaşamını yitirdi. Dera halkı, topraklarını bırakıp toplu göç etmeleri için gerginliği ve savaşı tırmandırmayı amaçlayan planları boşa çıkardı” diye konuştu.

Şarku’l Avsat’a konuşan aktivist Refet Abazid, “Halkın büyük bir bölümü mahallelerine döndü ancak mahalleyi kuşatan 4. Tümen’e bağlı bazı güçlerin mahallede olmasından endişeli. Rus tarafının garantörlüğünde imzalanan son anlaşma uyarınca bu güçler önümüzdeki birkaç gün içinde çekilmeli. Başka bir endişe konusu da Suriye rejiminin mahalle çevresine kurduğu askeri noktalar. Bu noktaların görevi silah olup olmadığını kontrol etmek için araç ve evleri aramaktır. Rus garantörü, bölgenin ileri gelenleri ve Merkez Müzakere Komitesi bu kontrol noktalarının yetkilerini aşmayacakları, herhangi bir baskın düzenlemeyecekleri veya herhangi bir bahaneyle tutuklama yapmayacağı konusunda taahhüt verdi. Bu noktalar göreceli olarak hayati bölgelerden uzakta bulunuyor ve geneli kentin güneyinde Ürdün sınırı ile eski gümrük hattında yer alıyor” dedi.

Ölüm kokusu

Abazid konuşmasının devamında şunları kaydetti:

“Şehir, hayalet kente dönmüş. Kente girdiğinde sokaklar yığılmış ev yıkıntıları, toprak, molozlar görüyorsunuz. Her yerde yıkım ve ölüm kokusu var. Fakat halkın azmi, kente döndükleri ilk dakikadan itibaren başladı. Topraklarında kaldıkları ve şehirlerine döndükleri için seviniyorlar. Bu onlar açısından hiçbir şeyle ölçülmez. Kent halkı dönüşlerinin ilk dakikasından itibaren El Ömeri Camisi’ni temizlemeye başladı. Hiçbir çağrı veya talep olmadan toplantılar. Görev dağılımı yaptılar ve evleri temizlemeye ve oturmaya elverişli olanları imkanlar çerçevesinde hazırlamaya başladılar. Evi olmayanlar komşularında kaldı. Bazıları da evinin enkazı üzerine çadır kurdu. Bu da kent halkının, yıkılmasına rağmen topraklarına ne kadar bağlı olduklarını gösteriyor.”

Dera el-Beled sakinlerinden Ebu Muhammed, “Dera el-Beled hayat için gereken asgari ihtiyaçlardan yoksun. İnsani yardım ve hizmetlerin şehre girmesini garanti eden anlaşma maddeleri uygulamaya konulmasına rağmen 4. Tümen ve İranlı Milislerin kenti ablukaya almaya başlamasından bu yana 75 gündür Dera el-Beled’de su yok, elektrik yok ve hatta ekmek yok. Fakat Suriye rejimi, halka hizmet ulaştırmaktan önce Dera el-Beled’e ordu ve güçlerini gönderdi” dedi.

Dera el-Beled sakinleri içmeye suyuna, arazilerdeki kuyulardan çıkarılan suyun büyük depolarla evlere dağıtılması sayesinde ulaşabiliyor. Bu hizmet daha çok bireysel çabalara ve ailelerden yapılan para yardımları ile yürütülüyor.

Ebu Muhammed konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:

“Elektrik ise Suriye’de yok Dera el-Beled’de nasıl olsun… Bölge yıllardır cezalı ve günde en fazla bir veya iki saat elektrik kullanabiliyor. Bugün ise tamamen yok. Halk ya jeneratör kullanıyor -ki onun yakıtını da karaborsadan fahiş fiyatlardan satın alıyor- ya da güneş enerjisi ve küçük elektrik bataryaları kullanıyor. Halk ekmeğini mahallede bulunan tek fırından alıyor. Bu fırın daha önce 50 bin kişinin ihtiyacını karşılamıyordu ve halk ekmek almak için kent merkezine veya komşu bir köye gitmek zorunda kalıyordu. Mahalledeki tek fırın 4. Tümen ve milislerin saldırıları sonucu büyük zarar gördü ve ne zaman tekrar çalışmaya başlayacağı veya onarılacağı belli değil. Bugün her yerden Hurani ekmeği kokusu geliyor. Ailelerin çoğu, gaz olmadığı için un alıp evde yakacak odunla ekmek yapıyor. Yakacak odunu bulunanlar onu günlerce muhafaza ediyor. Her aileye 40 günde bir yakacak odun veriliyor. Hükümet kent halkını bu hizmetten mahrum bıraktı. 3 aydan uzun bir süredir aileler paylarına düşen odunları alamıyorlar.”

Savaş kalıntıları

Deralı aktivist Mahmud el-Masalma, Dera el-Beled’in şu anki sorununun savaş kalıntıları olduğuna dikkat çekti. Masalma, tüm meskun mahallelerin çeşitli silahlarla bombalandığını ve bazı bombaların infilak etmediğini belirterek, anlaşmadan sonra mahalleye dönenlerden iki kişinin evlerinin yakınındaki merminin patlaması sonucu hayatını kaybettiğini söyledi. Masalma, rejime bağlı teknik ekiplerin halkın mahalleye dönmesinden bu yana arama tarama operasyonları yürütmesine rağmen bu savaş kalıntılarının bulunarak imha edilmesi için günlerce çalışacak sürekli bir ekibe ihtiyaç olduğunu ifade etti.

Dera el-Beled’deki bir öğretmen, “Öğrenciler yeniden okul sıralarına dönecek. Fakat okullar çok büyük zarar gördü. Kış mevsimine dayanamaz. Okul altyapısı eğitim sürecini sürdürmeye ve öğrencileri almaya elverişli olmayabilir. Okullar karadan karaya roketlerle hedef alındı. Bu yıl önceki yıllara benzemeyecek. Özellikle bu bölgelerdeki halkın çoğu son olarak askeri gerginlikten dolayı göç etti. Bu da bölgedeki çok sayıda öğrencinin buradan gitmesiyle sonuçlandı. Ayrıca okul masrafları yoksul ailelerin eğitimden uzak durmalarına sebep oluyor. Çoğu kişi yıkılan evini inşa etmeyi çocuğunu okutmaya tercih ediyor” diye konuştu.

Ortaokul birinci sınıf öğrencisi Aya, başarılı ve heyecanlı bir eğitim yılı geçirmeyi umut ediyor ve ilerde öğretmen olmak istediğini söylüyor. Aya’nın babası, maddi durumlarının kötü olması, hayatın her alanında görülen fahiş fiyat artışları ve fiyatların önceki yıla göre ikiye katlanması nedeniyle okul araç gereçlerini temin etmenin zorluğundan şikayet ediyor. Kitap, defter ve kırtasiye malzemeleri gibi okul ihtiyaçları için öğrenci başına 50 Suriye lirasından fazla düşüyor. Bu hesap tüm aileler için geçerli olacak.

Dera el-Beled sakinlerinden 60’lı yaşlarındaki Ebu Kasım, özel veya kamu sektöründeki ücretlerin yaşam ihtiyaçlarını, evin onarımı veya diğer bazı ihtiyaçlar için yeterli olmadığını belirtiyor. Ebu Kasım, “Çözüm Dera’daki hayır kurumlarına ve onların verdiği yardımlara güvenmektir” dedi. Ebu Kasım bu çözüme önceki yıllarda elde ettiği tecrübelerle ulaştığını söyledi.

Dera el-Beled rejim karşıtı gösterilerinin beşiği kabul ediliyor. 2011’de rejimin düşmesi yönündeki talepler bu mahalleden yükseldi. Rejim de ülkede halen devam eden kanlı çatışmalar patlak vermeden önceki süreçte mahalledeki gösterileri güç kullanarak bastırdı. Mahalle, rejim güçlerinin Temmuz 2018’de kontrolü yeniden ele geçirmesine rağmen muhalif gruplara bağlı savaşçıların terk etmediği tek bölgeydi. Zira o dönem Moskova’nın garantörlüğünde yapılan anlaşma muhalif silahlı grupların ağır silahlarını teslim etmesini öngörüyordu. Fakat rejimin kontrolü geri aldığı diğer bölgelerin aksine Dera el-Beled’deki muhalif savaşçıların büyük bir kısmının hafif silahlarıyla birlikte mahallede kalmasına izin verildi ve rejim güçlerinin mahalleye girmesi engellendi. Ancak Rusya mahalledeki eski durumu değiştirmek için yeni bir harita sundu. Bu harita ile söz konusu bölgelerde bölgesel ve uluslararası çıkar ve beklentileri doğrultusunda fiili olarak kontrolü ele geçirdi.

Şarku’l Avsat