ABD Başkanı Joe Biden (Twitter)

Biden’ın en büyük uluslararası önceliği Çin ile yüzleşmek

ABD Başkanı Joe Biden için Çin ile yüzleşmek en önemli uluslararası önceliği olarak her zamankinden daha fazla ortaya çıkıyor.

Başkan, müttefikleri arasında ikincil bir hasara yol açmak anlamına gelse bile bu yolda soğukkanlılıkla yürüyor.

Avustralya’nın nükleer enerjili denizaltılar ve ABD füzeleri edinmesini öngören, ABD-İngiltere-Avustralya’nın Hint-Pasifik bölgesinde stratejik ortaklığına yönelik AUKUS anlaşmasının imzalanması, Pekin’in artan hırslarını dizginleme girişiminde en son adım oldu.

Ancak bu ittifak, kendisini dışlanmış bulan Fransa’nın da Kanberra’ya satmak üzere olduğu denizaltıları içeren büyük bir siparişi kaybetmesine neden oldu.

Bir araştırma enstitüsü olan Atlantik Konseyi’nden Benjamin Haddad, “Öncelik Çin ile rekabet etmek. Diğer her şey sadece bir detaydır” diyerek, anlaşmayı eski Başkan Donald Trump’ın favori sloganı olan ‘Önce Amerika’nın bir devamı olarak gördüğünü söyledi.

Joe Biden, Dışişleri Bakanı Antony Blinken tarafından ‘21. yüzyılın en büyük jeopolitik meydan okuması’ olarak tanımlanan Çin konusunda Trump ile aynı güçlü duruşu hemen benimsedi.

Biden’ın Başkanlıktaki ilk ayları, Avrupa Birliği (AB) ve NATO’ya daha büyük bir saygı gösterisi ve Çin’e karşı ortak bir transatlantik cephesi inşa etme istekliliği ile bu yönde taahhütler veriyor gibiydi.

Ancak ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi bu yaklaşımın sınırlarını gösterdi.

Bu hassas konuda yapılan istişarelere rağmen, başta Almanlar ve İngilizler olmak üzere birçok Avrupalı müttefik, ABD’nin uyguladığı fiili politikadan hoşnutsuzluğu gizlemedi.

Son ABD askerinin Afganistan’dan ayrılmasından bir gün sonra Başkan Biden, “Dünya değişiyor. Çin ile çok önemli bir rekabet içindeyiz” dedi.

Washington’un bakış açısından, Hint-Pasifik ittifakı Joe Biden tarafından desteklenen çok taraflı yaklaşımla çelişmiyor.

Heritage Foundation’da Asya Çalışmaları Direktörü Walter Lohmann, “Bu anlaşma ittifakların ve ortaklıkların önemini vurguluyor” dedi.

Bu bakımdan, Lohmann’a göre, Avustralya’ya Pekin’in daha zor tespit edilebileceği nükleer denizaltıların tedariki, Fransa-ABD ilişkisine bu küçük ihaneti haklı çıkaran ‘çok önemli’ bir adım.

Lohmann, “Günün sonunda, Fransızlar silah satışlarının nasıl çalıştığını herkesten daha iyi anlıyorlar. Bunu aşacaklar. Ancak Fransa’nın gelecekte, ABD’nin bölgedeki stratejisine belki de paralel olarak rolünü sürdürmesi önemlidir” diye konuştu.

Avrupa’nın ‘giderek ikincil hale gelmesinden’ endişe eden Benjamin Haddad, Biden hükümetinin gerçekten de ‘çıkarlarına bağlı olarak geometrisi değişen ittifakları’ destekleyeceği konusunda uyarıyor.

ABD Başkanı, hükümetinde başkan yardımcısı olduğu Barack Obama tarafından on yıl önce başlatılan Asya’ya yönelik ‘ekseni’ her zamankinden daha fazla onaylıyor gibi görünüyor.

Şarku’l Avsat