ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken (Şarku'l Avsat)

Blinken Pekin’i Tayvan konusunda uyardı Blinken Pekin’i Tayvan konusunda uyardı

Biden ve Şi zirvesi konusunda anlaşma sağlanırken Blinken Pekin’i Tayvan konusunda uyardı

ABD Başkanı Joe Biden ve Çinli mevkidaşı Şi Cinping arasında yıl sonundan önce bir online zirve düzenlenmesine ilişkin ilk anlaşmaya varıldı. Buna rağmen, ABD yönetimi, eski Başkan Donald Trump’ın özellikle dünyanın en büyük iki ekonomisine sahip ülkeler arasındaki ticaret konusunda Çin’e yönelik sert yaklaşımını sürdüreceğini belirtti. Online zirvenin düzenleneceği haberi, Çinli yetkililerin Başkan Şi’nin bu ay Roma’da düzenlenecek G20 Liderler Zirvesi’ne katılmayı planlamadığını doğrulamasının ardından geldi.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise, Çin’in özerk ada etrafındaki askeri tatbikatlarına atıfta bulunarak, Pekin’i Tayvan’a karşı ‘provokasyonlarına’ devam etmemesi konusunda uyardı. Biden iki gün önce kendisinin ve Çin Devlet Başkanı Şi’nin Tayvan konusundaki anlaşmalarını yeniden teyit ettiğini vurguladı.

Blinken, kendisini Paris’e götüren bir geziden dönmeden önce, Çin Hava Kuvvetleri’nin Tayvan Hava Savunma Kimlik Bölgesi’ne savaş uçakları göndermesi nedeniyle Tayvan çevresinde artan gerilimden bahsetti.

Amerika Birleşik Devletleri, Japonya ve İngiltere de dahil olmak üzere birçok müttefikin yakındaki sularda deniz manevraları yürüttüğü bir zamanda.

Blinken, Paris ziyaretinden dönmeden hemen önce, ABD, Japonya ve İngiltere de dahil olmak üzere birçok müttefikin yakın sularda deniz tatbikatları yaptıkları sırada Çin Hava Kuvvetleri’nin Tayvan’ın Hava Savunma Tanımlama Sahası (ADIZ) ilan ettiği bölgeye savaş uçakları göndermesi nedeniyle Tayvan çevresinde artan gerilimden bahsetti. Blinken, “Çin tarafından gördüğümüz eylemler kışkırtıcı ve istikrarı bozma riski taşıyor” dedi. Ayrıca, “Bu uygulamalar durdurulmalı çünkü her zaman yanlış hesaplama ve iletişimsizlik olasılığı var ve bu tehlikeli. Önemli olan hiç kimsenin statükoyu zorla değiştirecek tek taraflı tedbirler almaması” diye konuştu. Blinken, ABD ile Tayvan arasındaki ilişkiyi ‘çok yakın’ olarak nitelendirerek, Beyaz Saray sözcüsü Jen Psaki’nin, Pekin’i “yanlış ve son derece sorumsuz” sözleriyle eleştirdiği açıklamalarını yineledi.

Blinken, “Çin’in bu önlemleri durdurduğunu görmemiz gerekiyor. Çin’de önemli bir enerji kaynağı olan kömürden uzaklaşmak gibi adımlar atmak da dahil olmak üzere, bir araya gelip sorumluluklarımızı yerine getirmek iki taraf için de önemli” dedi. ABD’nin Çin ile ilişkisinin, düşmanca, rekabetçi ve iş birlikçi yönlerin varlığına rağmen dünyadaki en önemli ilişkilerden biri olduğunu belirten Blinken, iklim değişikliğinin ‘varoluşsal’ mücadelesinin potansiyel iş birliği alanlarından biri olduğunu sözlerine ekledi. Tayvan kısa süre önce Çin’in askeri tehditleri konusundaki uyarılarını artırarak daha fazla uluslararası destek istedi. Tayvan Lideri Tsai Eng-wen, “Tayvan düşerse bunun bölgesel barış ve demokratik ittifak sistemi açısından vahim sonuçları olacaktır” sözleriyle uyarıda bulundu. Tayvan Savunma Bakanı Chiu Kuo-cheng, Çin’in 2025 yılına kadar Tayvan’ı tamamen işgal edebilecek kapasiteye ulaşmasının mümkün olduğu konusunda uyarıda bulundu.

Ayrıca ABD’li yetkililer, Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns geçtiğimiz günlerde yeni “Çin Misyon Merkezi”ni duyurduğu açıklamasında, “21. yüzyılda karşılaştığımız en önemli jeopolitik tehdide, giderek daha düşmanca bir Çin hükümetine karşı kolektif eylemimizi güçlendirmeye yönelik bir girişim” olarak nitelendirdi.

Burns’ün Çin hakkında bilgi toplamak ve ABD’deki casusluğuna karşı koymak için yeni bir merkez kurulduğunu açıklaması, Amerikalı yetkililerin iki ülke arasında uzun vadeli bir gerginliğe hazır olduğunun göstergesi olarak değerlendirildi.

Sovyetler Birliği’ne karşı Soğuk Savaş dönemiyle karşılaştırmalar yapan Burns, ancak ABD ile iç içe geçmiş ekonomisinin büyüklüğü ve küresel erişimi göz önüne alındığında Çin’in zorlu ve karmaşık bir rakip olduğu konusunda uyardı. CIA’nın istihbarat toplamak ve Çin’le mücadele etmek için dünyanın dört bir yanındaki ülkelere daha fazla subay, dilbilimci, teknisyen ve uzman göndereceğini ve ayrıca daha fazla Mandarin dili konuşan kişiyi orduya alıp eğiteceğini açıkladı. Burns’ün tutarlı bir strateji geliştirmek için Çin Misyon Merkezi Başkanı ve teşkilattaki diğer üst düzey liderlerle haftalık olarak görüşeceği açıklandı. Washington Post gazetesi, eski CIA Direktörü John Brennan’ın, “Özel bir misyon kurulmasını hak eden herhangi bir ülke varsa, o da küresel amaçları olan ve ABD çıkarları ve uluslararası düzen için en büyük meydan okuma olan Çin’dir” sözlerini aktardı.

Eski CIA Direktörü Gina Haspel ise, öncelikle terör ağlarına nüfuz etmeye ve onları dağıtmaya odaklanarak, özellikle Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore olmak üzere ‘zor hedefler’e yeniden odaklanmaya çağırdı.

Burns, diğer ülkelere odaklanmanın azalmayacağını ve teşkilatın terörle mücadele misyonunu sürdüreceğini vurguladı. Ancak Çin, CIA’nın bir numaralı hedefi haline geldi. Dört yıl önce, ajansın eski direktörü Mike Pompeo yönetimindeki CIA, İran ve Kuzey Kore üzerindeki çalışmalarını güçlendirmek için yeni merkezler kurdu.

Burns ayrıca, CIA’nın casusluk araçları ve tekniklerine atıfta bulunarak geleneksel ‘sanatını’ geliştirecek teknolojiyi ilerletmek için bir Bilim Merkezi de kurduklarını duyurdu. Yeni merkezin, iklim değişikliği, salgın hastalıklar ve insani krizler gibi ulusötesi tehditleri içereceği belirtildi.

Şarku’l Avsat